2020 yılının başında ortaya çıkan ve mart ayından bu yana ciddi oranda kendisini hissettirerek hayatı olumsuz etkileyen Covid-19 pandemisi, Türkiye'de işsizlik rakamlarının yükselmesine, hayat pahalılığının da artmasına neden oldu.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi elektrik, su ve doğalgaza art arda yapılan zamlar, başta sabit bir geliri olmayan vatandaşlar olmak üzere toplumun tamamında ciddi tepkilerle karşılandı.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun, Resmi Gazete'nin 1 Ekim'de yayımlanan kararına göre elektriğe yüzde 5,6 ile yüzde 5,7 arasında zam yapıldı. Bir kilovatsaat elektrik konutlarda 71,02 kuruştan 75,10 kuruşa, sanayide 70,97 kuruştan 75,06 kuruşa yükseldi. Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından uygulanacak aktif elektrik toptan satışının, 3 aylık dönemi içerdiği belirtildi. Son zamla birlikte son 3 yılda elektriğe yüzde 82 oranında zam yapılmış oldu.
Halk, elektrikte kayıp-kaçak bedelini ödemeye devam edecek
Pandemi sürecinde birçok çalışanın işsiz kalması, ekonomideki kötü gidişat ve hayat pahalılığı, hayatın her alanındaki zamlarla birlikte halkın kara kara düşünmesine neden oluyor.
Sabit bir geliri olmayan ya da asgari ücretle çalışan dar gelirli vatandaşlar, ellerindeki üç-beş kuruşun büyük bir kısmını elektrik, su, doğalgaz veya kiraya vermek zorunda kalıyor. Çoğu vatandaş, çevresine borçlanarak hayatını idame ettirmeye çalışıyor.
Halk, yıllardır faturalara yansıtılan kayıp-kaçak elektrik bedeline çözüm beklerken geçtiğimiz aylarda kayıp kaçak bedellerinin faturalara yansıtılmasını içeren kanun teklifi Meclis'ten geçerek 2025 yılına kadar uzatıldı.
Vatandaşı ilgilendirmeyen harcamalar faturalara yansıtılacak
Bu da yetmezmiş gibi Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 3 Aralık'ta aldığı ve Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yer alan karara göre bu kez elektrik dağıtım şirketleriyle elektrik tedarik şirketlerinin yaptıkları masraflar, 2021 ila 2025 arasındaki 5 yıllık dönemde vatandaşın faturasına yansıtılacak.
Karara göre, elektrik dağıtım şirketlerinin yıl içinde yaptıkları temsil ve ağırlama giderleri, üye oldukları derneklere ödedikleri aidatlar, verdikleri ilanların giderleri gibi tüketiciyi ilgilendirmeyen birçok harcama, halkın ödediği elektrik faturalarına yansıtılacak.
Pandemi sürecinde ekonomik krizle boğuşan halk "sosyal devlet" anlayışının gereği olarak elektrik, su, doğalgaz ve iletişim gibi kalemlerde devletten yardım beklerken yeni düzenlemelerle vatandaşın darboğaza sürüklenmesine anlam veremiyor.
Elektrik faturalarının kendilerini çok zor durumda bıraktığını belirten vatandaşlar, artan işsizlik ve hayat pahalılığı ile birlikte bu kışın zor geçeceğini ve faturaların cep yakacağını ifade ediyor.