İnsan bedeninde bulunan kıllar şer’î açıdan üç şekilde ele alınır;
Birincisi; İslam'ın alınmasını tavsiye ettiği ve fıtrattan saydığı kıllardır; etek altı ile koltuk altını tıraş etmek ve bıyıkları kısaltmak bu kısımdandır. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) Peygamber'den (aleyhissalatu vesselam) şöyle aktarır:
Beş şey fıtrattandır; sünnet olmak, etek tıraşı olmak, tırnakları kesmek, koltuk altı kıllarını gidermek ve bıyıkları kısaltmak (Müslim).
İkincisi; İslam'ın aldırılmasını haram kıldığı kıllardır ki bunlar kaşları yolmak ve alimlerinin çoğuna göre -bir mazeret yoksa- sakalları kesmektir. Câbir Bin Abdullah (radiyallahu anh) der ki: ben Rasûlullah (aleyhissalatu vesselam)'dan şöyle işittim:
Allah'u Teâlâ, dişleri inceltip dikkat çekecek hale getiren, kaşları yolup incelterek dikkat çekmeye çalışanlara ve dövme yaptırarak yaradılışı değiştirenlere lanet etti (Buhari).
Üçüncüsü ise; İslam'ın hakkında hüküm belirtmediği, helal veya haram olduğuna dair nassın bulunmadığı kıllardır; bunlar da yukarıda zikredilen yerlerin dışında kalanlardır. Fıkhî bir kaideye göre; bir konu hakkında hüküm mevcut değilse onun mübah olduğuna hükmedilir. Bu bakımdan kişi sosyal bazı nedenlerden dolayı vücudunda bulunan kılları aldırabilir. Yalnız bu husus, kıllarını aldıran kişinin bayanlara benzeme ve mahrem yerlerini başkalarına gösterme gibi uygunsuz davranışlar içerisine girmesine yol açmamalıdır. Abdullah Bin Abbas (radiyallahu anh) der ki:
Rasûlullah (aleyhissalatu vesselam) erkeklerden kadınlara benzeyenlere ve kadınlardan erkeklere benzeyenlere lanet etti (Buhari).