DİYARBAKIR - Bem-Bir-Sen Diyarbakır İl Başkanı İbrahim Gökdemir yaptığı açıklamada, Elazığ`da, Kutlu Doğum Haftası, Mekke`nin Fethi Gecesi, Filistin`de şehit olanlar için gıyabi cenaze namazı kılınması gibi faaliyetleri gerekçesiyle İhya Der gönüllüsü 19 kişiye 150 yıl hapis cezası verilmesine tepki gösterdi.

 

Malatya 3. Ağır Ceza mahkemesinin 14 Ocak 2010 tarihinde Elazığ İhya-Der`ın "Kutlu Doğum Haftası, Mekke`nin Fethi Gecesi, Filistin`de şehit olanlar için gıyabi cenaze namazı kılınması," etkinlikleri tertiplemesi ve katılımı nedeniyle İhya-Der yöneticileri ve üyelerinden oluşan 19 kişiye toplam 150 yıl hapis cezasının Yargıtay 9. Ağır Ceza Dairesi tarafından onandığını anımsatan Gökdemir, yargının bu kararının, halkının yüzde 98`ini oluşturan Müslüman ve mütedeyyin kesimin günlük dini ibadetlerinin bile cezalandırıldığını gösterdiğini söyledi.

 

Gökdemir, "Kamu adına yargılama yetkisini elinde bulunduran yargı mercilerinin günlük mutad dini faaliyetlerini sürdüren ve toplumun tüm bireylerini kapsayan özgür dini faaliyetlerini içeren etkinlikleri suç görmesi ve bunları en ağır bir şekilde cezalandırması, halkına karşı yabancılaşan ve ötekileşen bir tutum ile topyekûn düşman muamelesi ve tehdit unsuru olarak görmesi içler acısı bir durumdur." dedi.

 

Elazığ İhya-Der`in bu güne kadar yasadışı hiçbir faaliyette bulunmadığının, şiddet ve terörden uzak, halka hizmeti esasa alan bir ilke ile çalıştığının altını çizen Gökdemir, "Legal çalışmayı ilke edinen, başta fakirlik ve cehaletle mücadeleyi esas alan kurum ve kişilerin hedef alınması, derneklere illegal örgüt, dernek üyesi olarak faaliyet yürüten kişilere de terörist muamelesi yapılması hukuki hiçbir kritere uymamaktadır. Hukukta ucube karar niteliğindedir." ifadelerini kullandı.

 

"Bu Karar, Hukukun Genel Kaideleriyle Örtüşmemektedir"
Gökdemir, "TC yargı sisteminin, bu tür keyfiliklerine, zorlama yorumlarına alışık olmamıza rağmen bu tutumun hukukun genel kaideleriyle hiçbir biçimde bağdaştırılamayacağını bir kez daha ortaya koymuştur. Kanunların bu şekilde keyfi yorumlanması ve insanlara bu kadar basit gerekçelerle ağır cezalar verilmesi hukuk devletinin değil, olsa olsa yargı oligarşisinin hâkimiyetinin göstergesidir."dedi.

 

Yargı kurumlarının bir taraftan "Demokratik açılım" çerçevesinde, dağdan inen silahlı örgüt elemanlarını topluma kazandırma adı altında hukuk ve yargıyı adeta ayaklarına götürdüğünü ifade eden Gökdemir, öte taraftan halkın dini hassasiyetlerini korumayı ilke edinen kesimlere en ağır cezai müeyyidelerin reva görmesinin hukukun çifte standarda dönüştüğünün göstergesi olduğunu söyledi.

 

"Bu Hukuksuzluğa Seyirci Kalındıkça Aynı Uygulama Diğer STK`lara da Sirayet Edecektir"
Elazığ İhya Der`ın karşılaştığı bu hukuk faciasının, bölgemizde faaliyet sürdürmekte olan benzeri İslami Sivil Toplum Kuruluşlarına yönelik uygulanan hukuksuzluk örneklerinden sadece biri olduğunu belirten Gökdemir, "Bu hukuksuzluk karşısında sessiz kalındığı sürece aynı uygulama ülkenin diğer bölgelerine faaliyet göstermekte olan duyarlı diğer sivil toplum kuruluşlarına da sirayet edecektir. Bu hukuksuzluk emsal teşkil etmeden bir an önce sivil toplum kuruluşları acilen yeni anayasa çalışmalarında "STK`larınn legal faaliyetlerini yasadışı terör örgütleri kategorisine koyan TCK`nin 220. maddesi" yargının keyfi uygulamalarına fırsat tanımayacak bir şekilde yeniden düzenlenmesi için acil önlemler alınmalı ve kaldırılması için siyasiler nezdinde baskı oluşturulmalıdırlar." ifadelerini kullandı.

 

Gökdemir, "Bu bağlamda; başta İhya-Der yönetici ve üyeleri ile diğer Sivil Toplum Kuruluşlarına sindirme ve korkutma amaçlı yapılan her türlü baskı, ayrımcılık ve hukuksuzluğa karşı yanlarında olduğumuzu belirtir, yargının keyfi ve tarafgir tutumunu kınıyoruz." dedi.

M. Salih Keskin - İLKHA