İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu yargılanan Altan, mahkemenin 16 Şubat 2018'deki kararıyla "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklama kararına yaptığı itirazlardan sonuç alamayan Ahmet Altan, 21 Kasım 2019'da Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

"Hapis cezasına mahkum edildiğini, adli kontrol kararıyla tahliye olduğunu ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının tahliye kararına yaptığı itirazın kabulü üzerine, tutuklama için gereken şartlar bulunmamasına rağmen tekrar tutuklandığını" öne süren Altan, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın hürriyetlerinin ihlal edildiğini savundu.

Bireysel başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, Altan'ın başvurusunu kabul edilemez buldu.

Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, Anayasa'nın kişilerin fiziksel hürriyetlerini güvence altına alan 19. maddesinin kişi hürriyetinin kısıtlanmasına imkan tanıdığı durumlardan birinin de "mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi" olarak belirlendiği kaydedildi.