Dünya, yaklaşık bir yıldır koronavirüsle mücadele ediyor. Bilim insanları virüsün ortaya çıktığı günden bu yana pek çok araştırma yaptı. Her geçen gün hastalıkla ilgili yeni bir bilgiye ulaşılıyor. Bu bilgiler ışığında hastaların tedavisinde zaman zaman yeni yöntemler de deneniyor.
COVID-19’u geçirenlerin bir kısmı 14 gün sonra günlük hayatlarına geri dönüyor. Ancak bazıları için süreç farklı olabiliyor. The Journal of the American Medical Association’da (JAMA) yayımlanan bir araştırmaya göre koronavirüs semptomları kimi hastalarda uzun süre devam edebiliyor.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Berna Eren Kömürcüoğlu bu durumu, “Yapılan çalışmalarda 60 günden sonra bile hastalar kontrol edildiğinde, bunların sadece yüzde 10-15’inde semptomların tamamen kaybolduğu belirlendi. Yüzde 30’unda en az bir semptomun, yüzde 55-60’ında ise üçten fazla semptomun hala devam ettiği görülmüş” diye anlatıyor.
Ağır geçirenler uzun sürede iyileşiyor
“Kronik” ya da “uzamış COVID-19” şeklinde ifade edilen bu durumla karşı karşıya kalan pek çok hasta mevcut. Doç. Dr. Berna Eren Kömürcüoğlu, uzun süre devam eden semptomların, hastaların klinik tablosuyla ilişkili olduğunu söyleyerek şöyle konuşuyor:
“COVID-19’u çok hafif geçiren hastalarda bile özellikle halsizlik, nefes darlığı, duygu bozukluğu, konsantrasyon bozukluğu, isteksizlik, günlük hayata uyum sağlayamama hatta tat ve koku kaybı gibi semptomların devam edebildiği gösteriliyor.”
Nefes darlığı uzun sürüyor
Hastalığı ağır geçirenlerde durum çok daha ciddi seyrediyor. Özellikle akciğer tutulumu ve pnömoni geçiren hastaların iyileşmesinin çok daha uzun sürdüğünü ifade eden Doç. Dr. Kömürcüoğlu, “Nefes darlığı ve öksürüğün devam ettiği vakalarda, üç ay sonra bile akciğer kapasitelerinin tam olarak yerine gelmediği görülüyor. Zatürre olan hastaların yüzde 70-71’inin ileri dönemde akciğerlerinde iz kalabildiği ve nefes darlığının uzun süre devam ettiği gözleniyor” diyor.
Koronavirüs belirtileri uzun süre geçmeyen hastaların dikkatle takip edilmesi büyük önem taşıyor. Doç. Dr. Kömürcüoğlu, bu durumun önemini, “Üç aydan sonra hala şikayetler tam olarak geçmediyse tekrar hekim görüşü almak gerekir” sözleriyle anlatıyor.
“Ciddi semptomları olan hastalar takip edilmeli”
Doç. Dr. Kömürcüoğlu’nun, semptomları ağır seyreden ve uzayan hastalara önemli bir uyarısı var:
“Hastaların yüzde 60-70’inde miyokard dediğimiz kalp tutulumları var. COVID-19’dan sonra geç dönemde miyokard enfarktüsleri, kalp krizleri görebiliyoruz.
Üç ay sonra bile hastalarda çarpıntı, ritim bozuklukları ve kalp yetmezliğine ait bulguların devam edebileceği çalışmalarda gösterildi.”
Başından bu yana COVID-19’a viral enfeksiyon olarak yaklaşıldığını söyleyen Doç. Dr. Kömürcüoğlu, “Ciddi semptomları olan hastalar özellikle akciğer, böbrek, kalp tutulumuna karşı sıkı bir şekilde izlenmeli” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Akut dönemde solunum yetmezliğine sebep olduğu ve yoğun bakım yatışı gerektirebildiği ve ondan sonra geçtiği düşünülüyordu. Ancak bu çalışmalar, hastalığın çok da kolay geçmediğini, bazı bulgularının ve vücuttaki hasarlarının devam edebildiğini ortaya koyuyor.”
Kaynak: TRT Haber