BİNGÖL- Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü ile Bingöl Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Aile Destek Merkezi işbirliği çerçevesinde planlanan aile eğitimlerinin yapılmasına devam edildi
Konu ile ilgili Bingöl RAM`dan yapılan açıklamada, aile eğitimlerinin Rehber Öğretmen Mahsum Avcı tarafından verildiği bildirildi.
Avcı`nın eğitimde televizyonun çocuk ruh sağlığına etkileri konusunda aileleri bilgilendirdiği belirtilen açıklamada, televizyonun günümüzün en önemli iletişim araçları arasında yer aldığı hatırlatılarak, televizyonun eğitici, öğretici olmasının yanı sıra eğlendirici özelliğiyle de ilgi çektiği belirtildi.
Avcı`nın eğitimde televizyonun çocuk ruh sağlığına etkileri konusunda aileleri bilgilendirdiği belirtilen açıklamada, televizyonun günümüzün en önemli iletişim araçları arasında yer aldığı hatırlatılarak, televizyonun eğitici, öğretici olmasının yanı sıra eğlendirici özelliğiyle de ilgi çektiği belirtildi.
Açıklamada, "Televizyon seyretmeyi şeker yemek gibi düşünmelisiniz yani bu eğlendirici aktivite her zaman dozunda bırakılmalıdır. Uzmanlara göre 2 yaşın üzerindeki çocuklar günde en fazla 1-2 saat televizyon seyretmelidir. 2 yaşın altındakiler ise varlığından bile haberdar olmamalı. Ancak araştırmalar gösteriyor ki çocuklar ortalama 2-4 saatlerini televizyon karşısında geçiriyorlar. Bu nedenle çocuğun televizyon karşısında geçirdiği süre ve televizyonun çocuk üzerindeki etkileri çoğu anne-babayı endişelendirmektedir" denildi.
TELEVİZYON İZLEMEK GERÇEKTEN DE ÇOCUKLARA ZARAR VERİR Mİ?
"Çocuklar televizyonun eğitsel ve eğlendirici yönünden fayda sağlayabilirler. Ancak çok fazla izlemenin, özellikle de reklamlar ve şiddet görüntülerine maruz kalmanın çocuk ruh sağlığı üzerinde ciddi etkileri tespit edilmiştir" denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Şiddet öğeleri içeren programları izleyen çocuklar, acıya ve diğerlerine zarar verme eğilimlerine karşı duyarsız hale gelebilirler, dış dünyaya karşı daha korkarak ve öfke ile yaklaşabilirler, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu(DEHB) gibi durumlar yaşayabilir ve saldırgan davranışlar artarak çevrelerindekilere zarar veren hareketlerde bulunabilirler. Hatta yapılan araştırmalarda günde 5 saatten fazla TV izleyen çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu(DEHB),tv izlemeyen çocuklardan %50 daha fazla tespit edilmiştir. Ayrıca 0-6 yaş döneminde uzun süre ve çok aşırı miktarda TV karşısında kalan çocuklarda başka hazırlayıcı nedenler yok ise, başka nedenler de eklenerek bazı psikyatrik tablolar gelişebilir. Bu tür çocuklarda etrafa karşı ilgisizlik seslenince bakmama, göz kontağı kurmama-otistik belirtiler, insanlara ve yaşıtlarına ilgisizlik, onlarla duygusal ve sosyal iletişime geçmeme, kendi halinde olmaya çalışma, kendi etrafında dönme, sallanma, aşırı derecede cansız nesnelerle ilgilenme, konuşmama, cümle kurmama, iletişim ve etkileşimde problemler, duygusal olarak karşılık verememe vb. birçok belirti görülebilir."
"Çocuklar televizyonun eğitsel ve eğlendirici yönünden fayda sağlayabilirler. Ancak çok fazla izlemenin, özellikle de reklamlar ve şiddet görüntülerine maruz kalmanın çocuk ruh sağlığı üzerinde ciddi etkileri tespit edilmiştir" denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Şiddet öğeleri içeren programları izleyen çocuklar, acıya ve diğerlerine zarar verme eğilimlerine karşı duyarsız hale gelebilirler, dış dünyaya karşı daha korkarak ve öfke ile yaklaşabilirler, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu(DEHB) gibi durumlar yaşayabilir ve saldırgan davranışlar artarak çevrelerindekilere zarar veren hareketlerde bulunabilirler. Hatta yapılan araştırmalarda günde 5 saatten fazla TV izleyen çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu(DEHB),tv izlemeyen çocuklardan %50 daha fazla tespit edilmiştir. Ayrıca 0-6 yaş döneminde uzun süre ve çok aşırı miktarda TV karşısında kalan çocuklarda başka hazırlayıcı nedenler yok ise, başka nedenler de eklenerek bazı psikyatrik tablolar gelişebilir. Bu tür çocuklarda etrafa karşı ilgisizlik seslenince bakmama, göz kontağı kurmama-otistik belirtiler, insanlara ve yaşıtlarına ilgisizlik, onlarla duygusal ve sosyal iletişime geçmeme, kendi halinde olmaya çalışma, kendi etrafında dönme, sallanma, aşırı derecede cansız nesnelerle ilgilenme, konuşmama, cümle kurmama, iletişim ve etkileşimde problemler, duygusal olarak karşılık verememe vb. birçok belirti görülebilir."
ÇOCUĞA OLUMLU TELEVİZYON İZLEME ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMAK İÇİN NE YAPILABİLİR?
Açıklamada, çocukların olumlu televizyon izleme alışkanlığı kazandırmak için ne yapılabilineceği konusunda şu tavsiyelerde bulunuldu:
"Önemli olan televizyonun seyredilmemesi değildir, anne-babanın çocuğa kısa süreli ve denetimli televizyon izletmesi, doğru ve uygun programlar seçerek çocuğu bu programları izlemesi için yönlendirmesi çok önemlidir. Çocuğunuzun televizyon karşısında geçirdiği süreyi kısıtlayın eğer çocuğunuz 2 yaşın henüz doldurmadıysa olabildiğince TV den uzak durmalıdır. Evde televizyon açıkken çocuğunuz da sizinle izliyorsa maksimum 15 dakikalık seanslardan fazlasına izin vermeyin. Başka şeylerle ilgilenmesini sağlayın. Gerekirse televizyonu kapatın. Çocuğunuz 2 yaşına ulaştığında günlük TV izleme süresini 1 saat ile sınırlayın. Odasında televizyon varsa kaldırın veya fişten çekin. Yemek sırasında ise asla izin vermeyin. Ayrıca akşam saat 21.00`dan sonra kesinlikle çocuğa TV izletilmemelidir. Anne-baba çocuğun televizyon izlemesi konusunda bir plan yapmalıdır. Bu planda çocukla bir günde kaç saat, bir haftada kaç gün, hangi programları izleyeceği konularında birlikte karar almalıdır. Alınan kararlara herkesin uyması çok daha önemlidir. Eğer anne-baba çocuğun ders saatinde, oyun zamanında veya çocuk uyuduktan sonra TV izliyorsa yapılan planın ve alınan kararların hiçbir inandırıcılığı kalmaz bu durumda beraberinde kuralsızlıkları getirir. Televizyon planlanan programa uygun olarak açılmalı, program bittiğinde kapatılarak, çocukla program hakkında konuşulmalıdır. Bu yaklaşım çocuğun izlediklerinden daha çok faydalanmasına yardımcı olacaktır. Anne-baba televizyonu çocukla birlikte seyretmelidir. Çocuğu bilinçli bir televizyon izleyicisi yapmak için, programın içeriği ile ilgili bazı temel bilgileri verip, çocuğun sorduğu sorulara cevap vermelidir. Çocuğa izlediğinin yalnızca bir film, hikaye olduğu anlatılmalıdır.
Açıklamada, çocukların olumlu televizyon izleme alışkanlığı kazandırmak için ne yapılabilineceği konusunda şu tavsiyelerde bulunuldu:
"Önemli olan televizyonun seyredilmemesi değildir, anne-babanın çocuğa kısa süreli ve denetimli televizyon izletmesi, doğru ve uygun programlar seçerek çocuğu bu programları izlemesi için yönlendirmesi çok önemlidir. Çocuğunuzun televizyon karşısında geçirdiği süreyi kısıtlayın eğer çocuğunuz 2 yaşın henüz doldurmadıysa olabildiğince TV den uzak durmalıdır. Evde televizyon açıkken çocuğunuz da sizinle izliyorsa maksimum 15 dakikalık seanslardan fazlasına izin vermeyin. Başka şeylerle ilgilenmesini sağlayın. Gerekirse televizyonu kapatın. Çocuğunuz 2 yaşına ulaştığında günlük TV izleme süresini 1 saat ile sınırlayın. Odasında televizyon varsa kaldırın veya fişten çekin. Yemek sırasında ise asla izin vermeyin. Ayrıca akşam saat 21.00`dan sonra kesinlikle çocuğa TV izletilmemelidir. Anne-baba çocuğun televizyon izlemesi konusunda bir plan yapmalıdır. Bu planda çocukla bir günde kaç saat, bir haftada kaç gün, hangi programları izleyeceği konularında birlikte karar almalıdır. Alınan kararlara herkesin uyması çok daha önemlidir. Eğer anne-baba çocuğun ders saatinde, oyun zamanında veya çocuk uyuduktan sonra TV izliyorsa yapılan planın ve alınan kararların hiçbir inandırıcılığı kalmaz bu durumda beraberinde kuralsızlıkları getirir. Televizyon planlanan programa uygun olarak açılmalı, program bittiğinde kapatılarak, çocukla program hakkında konuşulmalıdır. Bu yaklaşım çocuğun izlediklerinden daha çok faydalanmasına yardımcı olacaktır. Anne-baba televizyonu çocukla birlikte seyretmelidir. Çocuğu bilinçli bir televizyon izleyicisi yapmak için, programın içeriği ile ilgili bazı temel bilgileri verip, çocuğun sorduğu sorulara cevap vermelidir. Çocuğa izlediğinin yalnızca bir film, hikaye olduğu anlatılmalıdır.
Örneğin; Süpermenin gerçekte uçmadığı, rol gereği uçtuğu söylenmelidir. Anne- baba çocuğun televizyon seyredip seyretmemesine, programın ya da çizgi filmin çocuğa uygun olup olmadığına kendileri karar vermelidir. Çocuk için uygun olmayan programı neden izlememesi gerektiği çocuğa açıklanmalıdır. Televizyon ortak seyredilebilecek bir odaya konulmalıdır. Evdeki diğer odalara televizyon (özellikle yatak odasına) konulmamasına dikkat edilmelidir. Televizyon konulan odadaki eşyalar televizyonu merkez yapmayacak şekilde düzenlenmelidir. Çocuğa televizyon seyrettirilmesi veya seyrettirilmemesi ödül ya da ceza olarak kullanılmamalıdır. Anne ev işleriyle uğraşırken çocuğu televizyondan başka uğraşlarla ilgilenmesi için yönlendirmelidir. Anne-baba çocuğun televizyon seyretmesi yerine, arkadaşlarıyla bir araya gelmesi, oyun oynaması. Resim yapması, spor yapması, kitap okuması, şarkı söylemesi gibi ev içi ve ev dışı aktiviteleri desteklemelidir. Çocuk bu aktivitelere yönlendiğinde övülmeli takdir edilmelidir. Anne-baba televizyonu çocuğun uslu durması, ağlamaması için kullanmamalıdır. Anne-baba çocuğun reklamlarda görüp istediği ancak ona uygun olmayan maddelerin neden alınamayacağını çocuğa anlatmalıdır. Anne-baba çocuğa ne şekilde televizyon seyretmesi gerektiği konusunda açıklama yapmalı, sürekli yüz üstü ya da yakından izlemesinin sağlığa zararlı olacağını anlatmalıdır. Anne-baba televizyon seyretme konusunda fikir birliğiyle hareket ederek tutarlı olmalıdır. Anne- baba televizyon seyretmek yerine kitap okuyarak, müzik dinleyerek, spor yaparak, bir hobi ile ilgilenerek çocuğa bu konuda iyi bir örnek olmalıdır."
(Nihat Kanat-İLKHA)