Bu gece yine yıldızlar parıl parıl, ay hüzünlü simasını dönmüş yine gaflet uykusundaki insanlığa... Niçin hep hüzünlüydü ay her gece, insanların haline acıdığı için mi acaba? Kimileri kaçıncı rüyasındadır belki de... Kimileri kaçıncı rekatındadır kim bilir... Gecenin bir yarısında ıslak gözler vardır belki de, aşkından ıslanan gözler... Derdini yüceler yücesine iletmek için ah-u efganını buraklara yüklemiş, dünyalık dertlerini anlatıyordur Semi olan Rabbine. Teselli bekliyordur Rabbinden, derdi son buluncaya dek kim bilir... İnsanlar gaflet uykusundayken, pencereden bakınıyordur bir beşer. Ay ışığı yüzüne vururken, Resulün siması geldi aklına kim bilir... Ve ertesi gece, ay yine hüzünlüydü. Kıyamete dek böyle kalacaktı belki de... O zorlu günün hüzünüydü kim bilir... Ya Rabbi; burak kervanına yükledim iniltimi, ahımı, intizarımı... Burak kervanına yükledim hicranımı. Rıza dileyimi burak kervanına yükledim. Nebiler nebisine vuslat ateşimi, şefaat hasretimi burak kervanına yükledim. Yüklerimi kabul edersin kim bilir ey Mucib. Şefaatinde bize de yer verirsin belki de...
Ümmü Gülsüm Bayram / Elazığ / Yaş:17