Bir zamanların gözde mesleklerinden biri olarak kabul edilen ve şimdilerde ise yok olmaya yüz tutmuş kitap tamirciliği mesleğini 53 yıldır aralıksız bir şekilde severek sürdüren Cengiz, yıpranmış, yırtılmış ve parçalanmış Kur’an-ı Kerimler ile tarihi eser niteliğindeki kitapları tamir ediyor.
Şahinbey ilçesindeki tarihi Mecidiye Han’da bulunan Sahaflar Çarşısındaki dükkanında yarım asrı aşkın süredir kitap tamir ederek ailesinin geçimini sağlamaya çalışan Cengiz, mesleğine olan ilginin her geçen gün azalmasına rağmen kitaplara olan sevgisinden dolayı mesleğini sürdürüyor.
Sabır, emek ve gönül vererek ömrünü kitaplara adayan Cengiz, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleğe kırtasiyecilik yaptığı yıllarda arkadaşlarının ve kendisinin yıpranan kitaplarını tamir ederek başladığını söyledi.
Bu mesleğe başlamasındaki etkenlerden birinin de kitap sevgisi olduğunu belirten Cengiz, “Biz kitap kırtasiye işiyle uğraşıyorduk. 90'lı yıllarda bir ansiklopedi furyası vardı. Ben de kitap kırtasiye işiyle uğraşırken bir değişiklik olsun diye bu işe başladım. Tabi yıllarca ansiklopedi furyası devam etti ve ansiklopedi furyası bitince bizim de dükkânı değiştirmemiz gerekti. Kırtasiyecilik mesleğini devam ettiremedik.” dedi.
“Kitap 30-40 yıl sürecek şekilde sağlam bir dikişle yapılmışsa dağılmaz”
Eski kitapları tamir ettiğini belirten Cengiz, “Cildin bir maliyeti yok. Cildin maliyeti emek ve zaman ama kitap tamir etmek cilt yapmaktan daha zordur. Yıpranan, yırtılan kitapları adeta kilim gibi tezgahta tek tek sayfalarını dikiyoruz. Yani kitaplar tamir edilirken aynı kilim gibi işleniyor. Buna ‘forma forma dikiş’ diyoruz. Kitap 30-40 yıl sürecek şekilde sağlam bir dikişle yapılmışsa dağılmaz. Fakat günümüzdeki kitaplar hep yapıştırmadır.” ifadelerini kullandı.
“Bir kitabın oluşumunda yüzlerce kişinin emeği var”
Mesleğini yaklaşık 35 sene Mersin'de sürdürdüğünü belirten Cengiz, “Gaziantep’te benim dışımda kitap tamiri ile uğraşan iki arkadaşımız var ve onlar da kendi çaplarında tamir yapıyorlar ama ben ise bir nevi meccanen yani karşılıksız olarak bu mesleği yapıyorum. Daha önce kendi evimde kitap tamiri yapıyordum. Kitapların dağınık olmasına dayanamıyorum. Çünkü bir kitabın oluşumunda yüzlerce kişinin emeği var. Bir kitap deyip geçmemek lazım. Fakat kitap yırtılınca insanlar yüzlerce kişinin emeğini tamir ettirmeye gerek duymuyor. Evdeki buzdolabı bozulunca kapitalizmin yaşaması için atıyoruz. ‘Kullan at’ mantığı Batılılara ait ama bizde zerre kadar da olsa israf israftır. Bir kitabın hazırlanması için enerji veriliyor. Bu enerjiyi tasarruf edebilmek için tamir edilecek kitaplarımızı tamir ettirmemiz gerekiyor. ‘Ben bunun yenisini alırım’ diyerek çöpe atmamamız gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Okumak bizim günlük bir eylemimiz olmalıdır”
“Eskiden evinde kitaplık olmayan insan kınanırdı” diyen Cengiz, “Okumak bizim günlük bir eylemimiz olmalıdır. Birçok canlı bizden fazla. Yiyor, çoğalıyor, daha güçlü ama okuyamıyor, okuyup yazamıyor. Onlar da canlı biz de canlıyız. Bizi onlardan ayıran fark okumak ve yazmak. Bir insan okuyup yazmıyorsa insani yönü gelişmemiştir. Okumak ve yazmak sadece insani bir eylemdir. Eskiden hat vardı. bir kitabı yazmak aylarca sürüyordu ama şimdi binlerce, yüz binlerce kitap yazılıyor. Teknoloji var basılıyor ama şu anda okuma olayı yok. İnsanlar bilgisayardan kitap okuduğunu söylüyor. Fakat bilgisayarda kitap okumaktan daha çok oyun oynanıyor, müzik dinleniyor ve film seyrediliyor. Yani okuma yok. Rahatsız olduğumuz konu teknoloji değil, kitap okunmamasıdır.” diye konuştu.
“Okumak ve yazmak Müslümanın şiarı olmalıdır”
Kitap okumanın önemine değinen Cengiz, “Bizim medeniyetimiz kitap medeniyeti ve bizim dinimizin ilk emri ‘oku’dur. İniş sırasına göre Kur’an-ı Kerim’in ikinci suresi Kalem Suresi'dir. Yani okuma ve yazma dinimizin emridir. Okumak ve yazmak Müslümanın şiarı olmalıdır.” dedi.
Kitap okumayı da çok sevdiğini belirten Cengiz, telefon ve bilgisayar başında fazla zaman geçirilmesini “zaman israfı” olarak nitelendirerek herkese kitap okuma tavsiyesinde bulundu. (İLKHA)