Geçtiğimiz haftalarda PKK'nin Irak Kürdistan Bölgesi'ndeki Peşmerge Güçleri'ne yönelik gerçekleştirdiği saldırıların perde arkasını İLKHA'ya değerlendiren Kürt Siyasetçi-Yazar İbrahim Güçlü, PKK'nin, Kürt hareketinin engellenmesi için kurulmuş bir yapı olduğunu söyledi.
PKK'nin asıl amacının Kürtlerin varlığını yok etmek, KDP ve Barzani ailesini tasfiye etmek olduğunu belirten Güçlü, PKK'nin; dışarıda Rusya ve ABD, Türkiye'de ise Kemalistlerle ilişki içerisinde olduğuna dikkat çekti.
Güçlü, "PKK'nin bu saldırısı yeni değildir. PKK'nin saldırıları 30 yıldan daha fazla bir süredir devam ediyor. Kürdistan Federe Hükümetinin ve Irak devlet güçlerinin orada denetimi söz konusu değildi. Şengal yönetimine izin vermiyorlardı. Bir Şengal Anlaşması yapıldı. Bu anlaşmadan sonra PKK, yeniden elindeki bu toprakları, köyleri ve diğer işgal ettiği alanları bırakmamak adına egemenlik altına aldığı toprakları elinde tutmak için saldırılarına devam ediyor." dedi.
"PKK, Kürt hareketinin engellenmesi için kurulmuş derin Kemalist devletin projesidir"
PKK'nin Kürtleri temsil eden bir örgüt olmadığını söyleyen Güçlü, "PKK; gövdesi Kürt ama beyni ile Kürt olmayan bir örgüttür. Çünkü çok eskiden beri PKK, derin Kemalist devletin projesidir. Kürt hareketinin engellenmesi için kurulmuş olan bu örgüt; Suriye, İran ve Irak egemenliği altına girdi. Suriye egemenliğinin altında bulunduğu zaman kendisinin oluşumuna yol açmış olan bir devlete karşı savaş açtı. Özellikle Kemalist yönetimlerin olmadığı dönemlerde diğer hükümetlere karşı savaş açmayı doğru buldu. Önce Özal'a karşı savaştı, şimdi ise AK Parti hükümetine karşı mücadele ediyor. Bu mücadele aynı zamanda Türkiye'de iç iktidar ve Kemalistlere yandaş olan bir mücadeledir." şeklinde konuştu.
"PKK'nin asıl amacı Kürtlerin varlığını yok etmektir"
PKK'nin, yüzlerce gencin idam edilmesine yol açtığını aktaran Güçlü, "PKK Kürtleri yok etmek istiyor. Batı Kürdistan'da Kürt hareketini tasfiye etti ve kendisine bir egemenlik alanı oluşturdu. Oluşturduğu bu egemenlik alanı; Amerika, Rusya, İran ve daha sonra tekrardan Amerika tarafından desteklendi. Şimdi de Güney Kürdistanı yıkmak istiyor. PKK, Doğu Kürdistan'da ise yüzlerce gencimizin idamına yol açtı, hakkı olmadığı halde orada örgütler kurup müdahalelerde bulundu. PKK'nin amacı Kürtlerin varlığını bitirmektir." ifadelerini kullandı.
"PKK, KDP ve Barzani ailesini tasfiye etmek istiyor"
PKK'nin, Kürdistan Bölgesi'nde bir rol model haline gelmek istediğini belirten Güçlü, "Özellikle, Kürdistan Federe Bölgesi şu anda Kürtler için çok önemli bir alandır. Belki federatif yapısını bütün bölgeye yayması için bir model olma durumundadır. PKK, onu engellemeye çalışıyor. Kürtler, her millet gibi bağımsız devletini kurmak için temel olabilir. Ama PKK, bunları engellemeye çalışıyor. Açıkça Suriye'nin kuzeyi diyor Kürdistan demiyor. Güney Kürdistan'da da özelikle Barzani ailesinin kurmuş olduğu Kürdistan Demokrat Partisi'nin tasfiyesini istiyor. Çünkü onun tasfiye edilmesi halinde Kürdistan Federe Bölgesinin tasfiyesinin kolay olacağını düşünüyor. Gerçekten o zaman çok kolaylaşır. Çünkü şu anda PKK, Kürdistan'ın güneyindeki örgütlerin egemenliği altındadır. Oralarda açıkça örgütlenmeler yapıyor. Kerkük'ün işgaline yol açan İbrahim Ahmet Celal Talabani'nin oğlu ve torunlarıyla ilişki halindedir. Onun dışında kendisi için kurduğu bir örgüt söz konusudur. Dolayısıyla PKK; KDP, Mesut Barzani ve Nêçirvan Barzani'nin tasfiye edilmesiyle orada egemen olmayı ve adına hareket ettiği güçlerin işgallerini daha rahatlıkla sağlayabileceğini düşünüyor." dedi.
Güçlü, devletlerin desteklemediği hiçbir silahlı örgütün yaşama şansının olmadığını ve PKK'nin de bu gücü ve cesareti söz konusu devletlerden aldığını söyledi.
"Öcalan'ı yöneten bir merkez var"
Konuşmasına devamla Güçlü, "Devletlerin verdiği destekler olmazsa PKK'nin yaşama olanağı olmaz. Bugün Türkiye'yedeki örgütlere bakarsak binlerce taraftarı olan TKP gibi bir devrimci yol hareketi ya da sivil barışçıl hareketler var. Şu anda piyasada yok ama Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi denen bir örgüt vardır ve Türkiye'yi uğraştıran bir örgüttür ve ayrıca PKK ile de ittifak eden bir örgüttür. Üstelik silah kullanıyor. Bilinen bir kadrosu da söz konusu değildir. Buna rağmen varlığını koruyor." ifadelerini kulandı.
PKK'nin yönetildiği merkezin Abdullah Öcalan olmadığını aktaran Güçlü, "Öcalan'ı yöneten bir merkez var. Zira PKK; Cemil Bayık, Duran Kalkan, Besi Hozat gibi çapsızların da yönetebileceği bir örgüt değildir. Bütün Kürtlere savaş açan, canı istediği zaman devletlere savaş açabilen, çukur kazıp devletler ile savaşan böyle bir örgüt olamaz." diye konuştu.
"PKK dışarıda Rusya ve ABD ile Türkiye'de ise Kemalistlerle ilişki içerisinde"
PKK'nin, sınırı olmayan bir örgüt olduğunu söyleyen Güçlü, "Ortadoğu'da Kürtlerin en güçlü örgütü, Mesut Barzani'nin kurmuş olduğu Kürdistan Demokrat Partisidir. KDP, büyük ve çapı olan ancak sınırı da olan bir partidir. Çünkü her şeyin bir sınırı vardır. Ama PKK'nin bir sınırı yoktur. İstediği herkesle ittifak edebilir durumdadır. Örneğin Kürdistan'ın batısında rejim onlara egemenlik verdi. Arkasında Rusya ve İran desteği var, daha sonra da Amerika'dan destek aldı. Oysa şu anda hem Rusya hem de Amerika ile 2'li ilişki içerisindedir. Türkiye'de ise Kemalistlerle ilişkili durumdadır. Yani bu çok garip bir durumdur. HDP'nin CHP ile olan ilişkisini yorumlarsak PKK'nin içeride Kemalistlerle ilişkisi olarak da tanımlamak gerekir." dedi.
"Çocuklarınıza PKK'nin bir Kürdistan örgütü olmadığını anlatın"
Kütlere PKK'ye oy vermemeleri için çağrıda bulunan Güçlü, "PKK'ye karşı Kürt halkına cevabım şudur; oy vermeyin, desteklemeyin, çocuklarınızı göndermeyin. Çocuklarınıza PKK'nin bir Kürdistan örgütü olmadığını anlatın. Onların asıl amacının Kürt ve Kürdistan olmadığını anlamalarını sağlayın. Kürtler çocuklarını PKK'ye vermemelidir, PKK'yi iyi tanıyıp iyi tanıtmaları lazımdır. Üstelik amacımız Kürt ve Kürdistan olsa bile amacımız başkalarını öldürmek değildir. Biz, haklarımızı talep ediyoruz. Millet olarak devlet kurmak isterken bile insanları öldürmek gibi bir niyetimiz yoktur. Onun için biz de diyoruz ki Kuzey Kürdistan'da, Kürdistan'ın federal bir devlet olmasını isteyen biri olarak Kürdistan'ın bağımsız bir devlet olmasını siyasi anlamda savunuyorum. Çekoslovakya siyasi anlamda 2 ayrı devlet oldu. Çek ve Slovak olarak ayrıldı. Bunlara benzer Norveç ve İsveç ya da Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla 16 devlet kuruldu. Yugoslavya dağıldıktan sonra da 8 devlet kuruldu. Ama problem Kürt halkıyla değildir. Bu mesele Kürtlerden 'Aydınım' diyen, 'Siyasetçi ve akademisyenim' diyenlerle ilgili bir olaydır. Üstelik vizyonsuzluklardan dolayı değil, çoğu çıkarlarından dolayı PKK'ye destek vermeye devam ediyorlar." şeklinde konuştu. (İLKHA)