Seyhan Devlet Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Berna Önal ve Dahiliye Uzmanı Nurten İrteş, koronavirüse yakalanan hastaların zorlu tedavi sürecini anlattı.

Berna Önal, koronavirüs sürecinde sağlıkçıların önceki döneme göre 2-3 kat daha fazla çalıştığını söyledi.

EVLADINA VİRÜS KORKUSUYLA SARILAMIYOR
Eşinin de doktor olduğunu ve 12 yaşında bir kızının bulunduğunu dile getiren Önal, bu süreçte evladına virüs bulaştırma korkusuyla sarılamadığını anlattı.

Önal, koronavirüs sürecini sağlıkçılar açısından "çok yıpratıcı" şeklinde değerlendirerek, bir an önce tüm dünyanın hastalıktan kurtulması temennisinde bulundu.

"NEFES ALAMIYORLAR, ÇIRPINIYORLAR"
Yoğun bakım sürecinin hasta için çok sıkıntılı olduğunu vurgulayan Önal, şöyle devam etti:

"Hastaların bilinçleri açık, şuurları yerinde ve nefes alamıyorlar, çırpınıyorlar. Bilinci yerinde olup da nefes alamadığını hissetmek hasta açısından korkunç bir şey. Son ana kadar onları yoğun bakımda makineye bağlamak istemiyoruz. Bu süreç hasta için çok travmatize edici. Elimizden gelen her şeyi yapmamıza rağmen hastanın solunum sıkıntısını geçirememek sağlık çalışanları için çok yıpratıcı bir durum.

"HALEN CİDDİYE ALMAYANLAR VAR"
İnanın hastaları yoğun bakımda çok zor günler bekliyor. Halen bu işi ciddiye almayan, virüse inanmayanlar var. Bu virüs var, pandemi var. İnsanlar hastalanıyor. Genç yaşlarda dahi yoğun bakıma ihtiyaçları oluyor ve kaybediliyorlar. Gözümüzün önünde nefes alamadıkları için insanlar ölüyor. Üç basit kural var, buna dikkat edeceğiz ve hep birlikte hastalığı yenmeye çalışacağız."

AİLESİNDEN 2.5 AY AYRI YAŞADI
İrteş de koronavirüs ilk çıktığı dönemde çok bilinmediğini ve insanların o dönemde hastalıktan korktuğunu ifade etti.

Bu süreçte hastaları "hayata bağlarken" 7 yaşındaki kızı ve eşine virüsü bulaştırmamak için onlardan yaklaşık 2.5 ay ayrı yaşadığını anlatan İrteş, sürecin uzaması nedeniyle şu an aynı evde koronavirüs kurallarına uyarak bulunduklarını söyledi.

"BİZİ ÇOK ÜZÜYOR"
İrteş, hastaları iyileştirebilmek adına ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayarak, "Bir saat önce iyi görüp sonrasında hızlı bir şekilde sürecin ilerlediği ve yoğun bakıma verdiğimiz hastalar oluyor. Bu, bizi çok yıpratıyor ve üzüyor." diye konuştu.

"ÜÇ KURALA UYMAK, GERÇEKTEN BU HASTALIK İÇİN KORUYUCU"
Hastalıktan korunma yollarının öğrenildiğini anlatan İrteş, şunları kaydetti:

"Hastalığı tam tedavi etmeyi öğrenemesek de kendimizi koruyabileceğimizi öğrendik ve bunu toplumun öğrenmesini istiyoruz. Çok basit olan üç kurala uymak, gerçekten bu hastalık için koruyucu. 'Maske, mesafe ve hijyen' deyip basite indirgemiş gibi görünüyoruz ama gerçekten öyle basit değil. Kurallara yüzde 100 uyarsak bu hastalığa yakalanmayız, en önemli şey bu. Hastaların çoğu, 'benim başıma gelmez' diye düşünenler.

"NEFES ALAMAMAK DÜŞÜNCESİ BİLE..."
Tabii ki yaşlı hastalarımız da çok. Bir kısmı hakikaten çok masum, sadece taşıyıcı kişilerden etkileniyor. Süreç herkes için zor ilerliyor. Hafif atlatanlar bizim mutlu olduğumuz, kendileri için de iyi olan hastalar. Nefes alamamak düşüncesi bile insanı etkileyen bir durum. Onları öyle gördüğümüzde, ne kadar destek tedavileri uygulasak da faydasını göremediğimizi fark ettiğimizde biz de çaresizlik içerisine düşüyoruz."