Günümüzde giderek artan diyabet birçok hastalığa sebep olan ciddi bir kronik rahatsızlıktır. Bu nedenle diyabet hastası olan anne adaylarının, gebelikleri sürecinde hem kendi sağlığı hem de bebeğin sağlığı için çok daha dikkatli olması gerekiyor.

14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla diyabetten korunmanın önemine dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Hazel Çağın Kuzey, diyabet hastası anne adaylarına önemli tavsiyelerde bulundu.

Dr. Kuzey, "Şeker hastalığı yani diyabet, toplumun yüzde 14'ünü etkileyen ve ömür boyu tedavi gerektiren önemli bir sağlık sorunu. Türkiye'de her 100 kişiden 14'ünün şeker hastası olduğu düşünüldüğünde, bu sayı 7 milyona ulaşmaktadır. Diyabet, kandaki şeker seviyesi kontrol altında tutulduğu sürece kişinin normal yaşantısı için bir engel değildir. Bu nedenle anne olmak isteyen şeker hastaları için de bir yasak yoktur. Ancak diyabet hastalarının gebeliği planlı olmalı ve öncesinde şeker seviyesi kontrol altına alınmalıdır." dedi.

Kontrol altına alınmayan diyabetin anne adayı ve anne karnındaki bebeğin gelişimi üzerinde olumsuz etkileri olduğunu söyleyen Dr. Kuzey, "Büyüme ve gelişim geriliği, iri doğum ağırlıklı bebek, yeni doğan bebekte ani gelişen kan şekeri düzensizlikleri, erken doğum ve prematüreye bağlı gelişen problemlerden; anne karnında ani bebek kaybına kadar gidebilecek birçok soruna neden olabilir. Doğum esnasında kontrol altına alınamayan kan şekeri düzensizlikleri sezaryen gibi müdahaleli doğum oranlarının artmasına neden olabilir. Yine kontrolsüz kan şekeri erken doğum oranlarını arttırıp prematüriye bağlı oluşabilecek komplikasyonlara neden olabilirler." ifadelerini kullandı.

Dr. Kuzey, sözlerine şöyle devam etti:

Hamilelikte diyabet tedavisi bütüncül yaklaşımla yapılmalıdır.  Tek başına gebeyi takip eden kadın doğum uzmanının bunu yönetmesi çok da uygun değildir. Kadın doğum uzmanı, perinatolog yani riskli gebelikler uzmanı, endokrinoloji uzmanı ile eş zamanlı olarak gebeliğin başından doğuma kadar hatta doğum sonrası da anne adayını birlikte işbirliği içinde takip etmelidir. Hamilelikte açlık kan şekeri ölçümlerinin 90-95 değerinde, 1.saat tokluk kan şekeri ölçümlerinin ise 140-145 olması beklenir. Kan şekeri ve tansiyon ölçümleri de gebelikte kabul edilebilecek sınırlarda tutulmalıdır. Gebe kaldıktan sonrada kadın doğum uzmanı, riskli gebelikler uzmanı ve endokrinoloji uzmanı ile koordineli bir şekilde gebeliği takip edilip doğum için en uygun zaman belirlenmelidir. Hamilelikte ortaya çıkan diyabet ve yüksek tansiyon doğum sonrası devam etmese bile ilerleyen yaşlarda yüksek tansiyon ve diyabet hastası adayı olduklarını unutmayıp yaşamlarını, diyet ve egzersizlerini ona göre düzenlemelidirler.

Anne adaylarının yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermeleri gerektiğini de söyleyen Dr. Kuzey, "Beslenme programında proteinden zengin, karbonhidrattan fakir beslenme tarzı benimsenmeli, mevsimine uygun sebze ve meyve tercih edilmeli, kan şekerini dengeleyen lifli gıdalara yer verilmelidir. Diyabette aşırı salınan insülin daha çok acıkmaya, daha çok yemeye ve atıştırmaya neden olarak kilo artışına yol açar. Ancak aşırı kilo diyabet açısından ciddi bir risk faktörüdür. Diyabeti olan anne adayları için kilo kontrolü özellikle önem taşımaktadır. Hekim kontrolünde egzersiz ve fiziksel aktivite diyabeti kontrol altına almada etkilidir. Anne adayları özellikle bu dönemde sosyal mesafe, maske ve korunma önlemleri ile kalabalık olmayan yerlerde düzenli yürüyüşler yapmalıdır." dedi. (İLKHA)