TV5'te Ankara Kulisi programına katılan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Bünyamin Güler ve Muhammed Vefa'nın gündeme dair sorularını cevapladı. Davutoğlu, gündemin sıcak konusu olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifası, yerine gelen Lütfi Elvan, AK Parti'deki çatırdamaları, 17-25 Aralık sürecine dair bir çok konu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

İşte Ahmet Davutoğlu'nun gündeme dair açıklamalarından satır başları:

İstifa saygın bir müessesedir. İnsanı zelil etmez, rezil etmez, bazen onur da kazandırır. İstifa bireysel bir duruştur aynı zamanda. Makama sunmadan halkla paylaşılan istifa makama saygısızlıktır. Bu devlet ahlakını ne kadar bozduklarının işaretidir.

Sayın İçişleri Bakanının daha önce iki kez istifadan geri dönmesi de istifa müessesini de devlet sistemi gibi çökerttiler. İstifa, bir şantaj aracına dönüştü.

Devletin en tepesindeki kayınpeder-damat ilişkisi toplumun bütün katmanlarına yayılıyor.
Kentsel dönüşümü bir rant dönüşümü olmaktan çıkarıp depreme karşı bir dönüşüme çevirmek istedik. Bu bir rahatsızlık doğurdu.

ALBAYRAK'IN İSTİFA ETMESİ
Sayın Hazine ve Maliye Bakanı, Türk ekonomisini irrasyonel düzenlemelerle batıran bir bakandır. İstifa etmesi onu kurtarmaz. İstifa etmesi milletin üzerine yüklediği yüz milyarlarca dolarlık ek borç yükünü ortadan kaldırmaz.

Sayın Cumhurbaşkanının bizi faizci olarak suçladığı günlerde faizler yüzde 7 civarındaydı. Enflasyonla arasındaki fark yüzde 1'e kadar gerilemişti. Şimdi faizler nerde? Dolar 2,80'di. Şimdi 9'a dayandı.

Sayın Cumhurbaşkanı son dönemde trollerden, şahsiyet suikastları yapan bir güruhtan yana tavır aldı.

AK Parti'de büyük bir kitlesel kayma var ve bu kitlelerin büyük çoğunluğu bize gelecek. Önce kitlesel kayma olacak daha sonra elitleri arasında bir çözülme olacak.

Sayın Lütfi Elvan ve Naci Ağbal'ın benimle çalıştıkları dönemde dürüstlüklerine şahidim.

Niçin iktidar ve yandaş basın tam bir Trumpçı oldular? Bu Trump dediğiniz şahıs, bizim bütün hayatımızı kutsallığına vakfettiğimiz Kudüs'ü İsrail başkenti ilan eden şahıs. Şimdi muhafazakarsanız Mescid-i Aksa lafını bir daha ağzınıza alamazsınız.

ZARRAB DAVASI
17-25 Aralık net bir darbe teşebbüsüdür. Benzer durumda o gün olduğu gibi bugün de Cumhurbaşkanının yanında dururum. Israrla o zaman söyledim. Zarrab davası Türkiye'de sürmeli dedim. Bu dava uluslararası platforma taşınırsa Türkiye'nin menfaatleri zedelenir dedim.

Şimdi ne oldu? Zarrab davası, Sayın Cumhurbaşkanının da arkasında durduğu, 'hayırsever' diye takdim ettiği Zarrab, New York mahkemelerinde Türkiye'ye ihanet etti ve Türkiye aleyhinde ifade verdiği için serbest bırakıldı.

DIŞ POLİTİKA
Dış politikadaki itibarımız bir şahsi ikbalin ve şöhretin aracı olarak kılmak suretiyle yıkıldı, iç politika malzemesi yapılarak yıkıldı.

Bize Suriye’de yumurtaları aynı sepete koydun diyorlar. Biz yumurtaları adaletin, vicdanın, merhametin sepetine koyduk.

Bugünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi demokratik bir sistem değil. Bugünkü sistem, geçmişteki parlamenter sistem ne kadar çarpıksa o kadar çarpık bir sistem.