Coronavirus nedeniyle Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yatan fakültenin Başhekimi Ahmet Güzelçiçek’in babası Hacı İbrahim Güzelçiçek ile ilgili yaşanan olaylara ilişkin Şanlıurfa Tabip Odasının açıklamaları tepki çekti. Başhekim Güzelçiçek, iddialarına ilişkin suç duyurusunda bulundu.

Edinilen bilgilere göre, Covid-19 tedavisi gören İbrahim Güzelçiçek, hastane servisindeki lavaboya giderken aniden fenalaşarak yere yığıldı. Babasına müdahale edilmesini isteyen İbrahim Güzelçiçek’in oğlu M. Güzelçiçek, görevli kadın doktora bağırarak, doktoru ittiği iddia edildi.

Olayın yaşandığı sırada telefonu kapalı ve cuma namazında olduğu belirtilen Başhekim Güzelçiçek, yaşanan olayı duyar duymaz kadın doktorun yanına giderek doktordan özür diledi. İbrahim Güzelçiçek ise durumunun ağırlaşması üzerine Yoğun Bakım Ünitesine alındı.

Şanlıurfa Tabip Odası da Başhekim Ahmet Güzelçiçek’in kardeşinin doktora şiddet uygulamasına tepki gösterdi ve Başhekim Güzelçiçek’in, doktorun beyaz kod çağrısını engellediğini ileri sürdü.

Şanlıurfa Tabip Odasından yapılan açıklamada, "Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Dr. Ahmet Güzelçiçek’in kardeşleri ve yakın akrabaları 5 Kasım 2020 tarihinde pandemi polikliniğinde başhekimin akrabaları olduklarını söylemiş ve hastaneyi hekimlerin başına yıkmakla tehdit edip izinsiz fotoğraflarını çekerek şantaj uygulamışlardır. Bu durum Başhekim tarafından örtbas edilirken 6 Kasım 2020 tarihinde yine aynı güruh tarafından başhekimin arrest olan babasına tıbbi müdahale yapmak amacıyla bulunan asistan hekim arkadaşımız, koruyucu ekipman dahi giymeden hızlıca gittiği olay yerinde başhekimin kardeşi tarafından fiziksel ve sözel şiddete uğramıştır. Şiddete maruz kalan hekimin 3 defa beyaz kod çağrısı ise hastane yönetimi tarafından iptal edilmiş ve güvenlik güçlerinin olay yerine intikal edip hekimin güvenliğinin sağlanması engellenmiştir. Yaşanan bu olayın takipçisi olduğumuzu ve Başhekimin derhal istifa etmesi gerektiğini kamuoyunun bilgisine sunarız." denildi.

"Harran Üniversitesi Rektörlüğü: olayın takipçisi olacağız"

Harran Üniversitesi Rektörlüğü iddialarla ilgili yaptığı açıklamada, "Üniversite Hastanemizde 6 Kasım 2020 tarihinde bir sağlık çalışanımıza yönelik hasta yakınları tarafından gerçekleştirilen olumsuz eylem hiçbir şekilde kabul edilemez. Konunun her yönüyle yakından takipçisi olacağımızı belirtmek isterim." ifadeleri kullanıldı.

Hakkındaki iddiaları yalanlayan Başhekim Güzelçiçek Şanlıurfa Adliyesine giderek suç duyurusunda bulundu.

"Sosyal medyada linçe uğradım"

Suç duyurusunda bulunmasının ardından gazetecilere açıklama yapan Güzelçiçek, "Tarafıma yöneltilen mesnetsiz tüm suçlamaları, yargılamaları üzüntü ile karşıladığımı belirtmek isterim. Babam yoğun bakımda iken yaşadığım hissi, kederi, insani olarak herkesin anlamasını beklerdim. Bu acı süreçte; yargılamadan önce, infaz etmeden önce, sosyal medyada linç girişimi başlatmadan önce ilk ağız olarak bana sormalarını veya hastanede bin 500’ün üzerindeki personelden aklı hür, vicdanı hür, basireti körelmemiş herhangi birine ya da babamın yattığı servisteki hastalara sormalarını beklerdim." şeklinde konuştu.

"Özrümü ve üzüntülerimi doktor hanıma bildirdim"

Açıklamasında Tabip Odası’nın tavrını eleştiren Güzelçiçek, "Ben de şiddetin her türlüsünün karşısında olmayı kendine ilke edinmiş bir hekim olarak doktor hanımın yanındayım ve yanında durmaya da devam edeceğim. Özrümü ve üzüntülerimi doktor hanıma bildirdim ve buradan özür ve üzüntülerimi tekrarlıyorum. Ancak Tabip Odası gibi ulusal tıp sahasında etkin görülen bir yapının teknolojinin bu denli geliştiği ve kullanıldığı bir dönemde, her şeyin ispatına bu kadar ulaşılabilir bir ortamda, olaydan haberi olmayan bir hekimi de iftira ile hedefe koymasını aklımın almadığını, vicdanımın kabul etmediğini ifade etmeliyim. Tabip Odası’nın kendi meslektaşını iftira ile ideolojik bir bakışla dışlamasına, ötekileştirmesine, hedef tahtasına koymasına ibretle şahitlik ettim." dedi.

"Tabip Odası’nın bu sığ ve müfteri tutumundan utanç duydum"

Güzelçiçek, "Bu mesleğin onurunu ve saygınlığını ayakta tutan hekimleri tenzih ederek tabip odasının bu sığ ve müfteri tutumundan utanç duydum. Bu insanların bu kutsal mesleğin onurunu maalesef taşıyamadıklarına ve zarar verdiklerine üzülerek tanık oldum. Beyaz Kod ile ilgili tarafıma atfedilen iddialar ile ilgili olarak ise; Olay anında ben hastane dışındaydım. Telefonum kapalıydı, nerede olduğumu gösteren kamera kayıtları ve onlarca şahit mevcuttur. Anlaşılacağı üzere olaydan haberdar değildim. Olaydan daha sonra haberim oldu. Her bir hekim ve sağlık çalışanı bilir ki beyaz kod verildikten sonra iptali söz konusu olamaz. Beyaz kod verilmiş ve kodun gereği olan süreç olması gerektiği gibi işlemiştir. Hastane bilgi sisteminden kayıtlar silinemez ve değiştirilemez. Beyaz kodun sonucu olarak kamu davası açılmıştır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)