30 Ekim'de saat 14.51'de merkez üssü Seferihisar olan 6,6 büyüklüğündeki depremde İzmir'de 114 kişi hayatını kaybetti. Depremde yıkılan binalarda 107 kişi enkazlardan kurtarılırken, bin 35 kişi ise yaralandı. Hastanelerde 137 kişinin de tedavisi sürüyor.
İzmir'de cuma gününden bu yana aralıksız çalışan ve enkazın altından bir kişiyi daha sağ çıkarmak için emek harcayan arama-kurtarma ekipleri depremde yıkılan 17 binanın tamamında bu sabah itibariyle çalışmalarını sonlandırdı.
5 gün boyunca yıkılan binalarda aralıksız bir şekilde arama-kurtarma çalışmalarına katılan ekipler de enkaz kaldırma çalışmalarının ardından malzemelerini toplamaya başladı.
Yaklaşık 110 saat durmadan ve dinlenmeden yıkılan binalarda enkaz altında kalanları kurtarmak için çabalayan arama-kurtarma ekipleri büyük bir takdir topladı.
Günlerdir yıkılan binaların enkazlarında arama-kurtarma çalışmaları yapan ekiplerin yaşadıkları aşırı yorgunluk yüzlerinden okundu. Arama-kurtarma çalışmaları boyunca yüzleri, kıyafetleri ve botları toz içinde dinlenmeye çalışan ekipler, enkazdan sağ kurtulanları gördükçe daha çok çalıştı.
Özellikle deprem sonucu yıkılan Doğanlar Apartmanı'nın altında kalan 3 yaşındaki Elif Perinçek’in depremden 65 saat sonra, Rıza Bey Apartmanı’nın altında kalan 4 yaşındaki Ayda Gezgin’in 91 saat sonra ve Emrah Apartmanı’nın altında kalan 14 yaşındaki İdil Şirin’in enkazdan 58 saat sonra sağ olarak çıkarılması ekiplere büyük moral verdi.
Afetlerden hemen sonra canla başla ortaya koydukları çaba nedeniyle "afetlerin kahramanları” olarak nitelendirilen arama-kurtarma ekipleri, önceki depremlerde olduğu gibi İzmir depreminde de yıkılan binaların altında kalanları sağ çıkarmak için büyük çaba sarf etti.
Özellikle de 1999 yılındaki Marmara depremi sonrası, kamuoyunca da sahiplenilen "Sesimi duyan var mı?" sorusu İzmir depreminde de ekipler tarafından enkaz altında kalan bir kişinin daha kurtarılması için defalarca kullanıldı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ve İnsani Yardım Vakfı (İHH), birçok belediyenin itfaiye ekipleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının arama-kurtarma ekipleri, çalışmalar boyunca yorgunluğa aldırış etmeden yoğun mesai harcadı.
İnsani Yardım Vakfı (İHH) Genel Sekreteri Durmuş Aydın, 5 gün boyunca aralıksız olarak devam eden ve bu sabah itibariyle tamamlanan arama-kurtarma çalışmaları ile ilgili İLKHA’ya değerlendirmelerde bulundu.
Durmuş, AFAD’ın koordinasyonunda İzmir Valiliği, Kızılay, sivili toplum kuruluşları, belediyeler ve itfaiye ekipleri ile dayanışma içerisinde birlik olduklarını ve İzmir halkı başta olmak üzere Türkiye halkının destekleriyle çalışma yaptıklarını söyledi.
Cuma gününden bu yana Türkiye’nin birçok yerinden arama-kurtarma ekiplerinin İzmir’e geldiğini belirten Durmuş, “32 ilden 287 arama-kurtarma çalışanı arkadaşımız buraya geldi. İlk saatlerden bu yana arama-kurtarma çalışmalarına destek verdik. İzmir halkı bir afetle karşı karşıya kaldı. Tüm Türkiye’den gelen ekiplerin burada yaptıkları çalışmaların amacı umut vermek, acıları dindirmekti. İzmir halkı bu süreçte gerçekten çok büyük bir destek verdi. Biz onların acılarını paylaştık, onlar da motivasyonumuzu her zaman yüksek tutmaya çalıştılar. Arama-kurtarma ekipleri olarak buraya geldik. Köpeğimiz buradaydı. Depremden dolayı yaşanan mini tsunami sebebiyle dalgıçlarımızı, botumuzu, aşevimizi getirdik. Gönüllülerimiz, psikososyal ekiplerimiz buraya geldi. Elimizden geldiğince süreci yürütmeye çalıştık. Bugün de arama-kurtarma çalışmaları sona erdi. Ancak insani yardım çalışmaları, aşevi, insani yardım çalışmaları, sıcak yemek dağıtımı gibi ihtiyaçlar için çalışmalarımız devam ettireceğiz.” dedi.
“Arama-kurtarma çalışmalarında son çakıl taşı alınıncaya kadar umudumuzu kaybetmiyoruz”
Arama-kurtarma çalışmaları boyunca 24 saat esasına göre çalıştıklarını anımsatan Durmuş, “Çalışma boyunca bir ekip gitti, diğer ekip geldi ama uykusuz zamanlar geçirdiler. Kimisi 3, kimisi 2 saat uyudu. Arama-kurtarma ekiplerinin gözlerine baktığınızda hepsinin gözlerinin kızarmış olduğunu görürsünüz. Ancak her zaman söylüyoruz; arama-kurtarma çalışmalarında son çakıl taşı alınıncaya kadar umudumuzu kaybetmiyoruz. Dün güzel, müjdeli haberler aldık. Arkadaşlarımız canhıraş bir şekilde bu süreci yürütmeye çalıştılar. Çok fedakârlık yaptılar. Sadece biz değil belediyeler, valilikler, STK'lar, diğer arama-kurtarma ekiplerinin hepsi büyük fedakârlık gösterdi. Allah hepsinden razı olsun. Bizim her zaman birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Sadece afetlerde değil, afet öncesi ve sonrasında da birlik ve beraberliğimizi korumayı her zaman arzu ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Hayat kurtardıkça motivasyonumuz arttı”
Elif ve Ayda bebeğin saatler sonra yıkılan binaların enkazından sağ olarak çıkarılmasının tüm dünyayı ve Türkiye’yi ağlattığını belirten Durmuş, “İHH da çocukları kurtaran ekiplerin içerisindeydi. O çocukların gözündeki parıltıyı, masumiyeti, Cenab-ı Allah'ın onlara bahşettiği yeni hayatı görünce duygulanmamak mümkün değil. Ne kadar hamd etsek az. Hayat kurtardıkça motivasyonumuz arttı. Arkadaşlarımız daha çok çalıştılar. Her zaman olduğu gibi arama-kurtarma ekipleri ve diğer ekipler cansiperane bir şekilde çalışıyorlar ve çalışmaya devam edecekler.” şeklinde konuştu.
Sırasıyla Emrah Apartmanı, Doğanlar Apartmanı ve Rıza Bey Apartmanında yürütülen arama-kurtarma çalınmalarına katıldığını belirten ve 91 saat sonra Ayda bebeği enkazdan çıkaran İHH arama-kurtarma ekibinden İbrahim Topal da ilk günden beri gösterdikleri misafirperverlikten dolayı İzmir halkını takdir etti.
Topal, AFAD, JAK, itfaiye ekipleri ve diğer tüm STK'ların koordineli bir şekilde çalışma yürüttüklerini belirterek, deprem ve afetlerin hayatın birer gerçeği olduğunu hatırlattı. Topal, günlerdir bir binada çalışıldığını, yüzlerce bina olması halinde arama-kurtarma ekiplerinin yetersiz kalacağını, bunun için arama-kurtarma ekiplerinin artması ve binaların güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Enkazdan bir kişinin sağ çıkması bize moral veriyor”
Çalışmalarda yorulduklarını ancak enkazdan canlı çıkarıldığında tüm yorgunlukların gittiğini söyleyen İHH arama-kurtarma ekibinden İbrahim Güler de şunları söyledi:
“Biz Bursa'da cuma günü deprem olur olmaz hemen yola çıktık. Akşam 21.00 gibi İzmir’e geldik. O günden beri çalıştık. İlk başta Emrah Apartmanı’nda çalışma yürüttük. Köpeğimiz Altar ile arama-kurtarma çalışmalarına katıldık. Çok şükür Altar enkazdan bir kişinin canlı çıkmasına vesile oldu. Burada da bizi uyardı. Geldiğimizden beri çalışıyoruz. İzmir halkına geçmiş olsun. Ölenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağığı diliyorum.” (İLKHA)