İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim'de meydana gelen depremin 6’ncı gününde, arama-kurtarma çalışmaları tamamlandı.

Depremin ardından evleri yıkılan ve hasar görenlerin yanı sıra, korku dolu anlar yaşadıkları için binalara giremeyenler, AFAD tarafından kurulan çadırlarda kalıyor.

Tamamına yakını dolu olan çadır kentte kalan vatandaşların yiyecek, içecek, giysi ve battaniye gibi ihtiyaçları da AFAD, Kızılay ve belediyeler ile yardım kuruluşları tarafından karşılanıyor.

AFAD ve Kızılay ekipleri tarafından kurulan çadırlarda konaklayan vatandaşlara sıcak yemek ve çay ikramı yapılıyor.

Bornova ilçesinde AFAD tarafından Bornova eski ilçe stadında oluşturulan 210 çadırda, Kızılay, Diyanet Vakfı ve çeşitli sivil toplum kuruluşları hummalı bir çalışma yürütüyor.

Bir yandan da depremin yaralarının silinmesi için çalışmalar yürütülürken, depremde evleri yıkıldığı ve hasar gördüğü için geçici olarak çadırlarda kalan ailelerin çocukları için oyun alanları oluşturuldu.

Çadırların arasındaki oyun alanına arabalardan bebeklere, yapbozlardan akıl oyunlarına kadar çok sayıda oyuncak bırakıldı. Ayrıca, çocukların deprem korkusu ve stresinden uzaklaşması için çocuklara yönelik çeşitli etkinlikler yapılıyor.

Oyun alanında arkadaşları ile oyunlar oynayan depremzede çocuklar, yaşadıklarını bir an olsun unutarak keyifli anlar yaşadı. 

Depremde site görevlisi olarak görev yaptığı bina hasar gördüğü için çadıra yerleşen Recep Gençoğlu, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, deprem sonucu hem evini hem de işini kaybettiğini söyledi.

“Hem işim hem de evim gitti”

Depremde evinin hasar gördüğünü belirten Gençoğlu, “Ben site görevlisiyim, en alt katta oturduğum için duvarlar birden yıkıldı. Tüm eşyalarımız binanın altında kaldı. Bina ağır hasarlı kapsamına alındı. Deprem anında insan tabi ki çok korkuyor. Bina çok fazla sallandığından dolayı biz de o an korku ile ne yapacağımızı bilemedik. Birden çocuklarımı alıp kaçtım. Zaten daireden çıktıktan sonra da bina yıkıldı. Allah’a şükürler olsun ki bina biz çıktıktan sonra yıkıldı. Allah razı olsun, burada hiçbir şikâyetimiz yok. Tek sorunum işim ve evimin elimden gitmesidir. Hem işim hem de evim gitti.” dedi.

“Hayatımda hiç böyle bir korku yaşamadım”

Evleri hasar gördüğü için ailece çadıra yerleştiklerini anlatan Lale Gençoğlu, “Deprem esnasında çok korktum. Hayatımda hiç böyle bir korku yaşamadım. Zaten binanın yıkılacağını hissettim. O an kapının altında bekledim. Bayağı bekledik, sonra binadan kaçar kaçmaz bina yıkıldı. Evimin bütün duvarları da yıkıldı. Bütün eşyalarımız enkaz altında kaldı. Allah’a şükürler olsun canımızı kurtardık. Çocuklarımın ve eşimin durumu iyidir. Ama hem evimiz hem de işimiz gitti. Allah büyüktür, inşallah bir kapı açar. 3 çocuğum ile çadırda kalıyoruz. Çocuklarım öğrenci, eğitim görüyorlardı. İnşallah kış gelmeden bir çözüm bulunur.” ifadelerini kullandı.

“Deprem anını hiç unutamıyorum”

Ailesiyle birlikte çadır kentte kaldıklarını belirten Pelin İkra Gençoğlu da deprem anının çok korkunç olduğuna dikkat çekerek, “Ben deprem olduğunda mutfaktaydım ve depreme mutfakta yakalandım. Zaten duvarlar yıkılmaya başlamıştı. Ağabeyim ile birlikte dışarı kaçtık. Daha sonra babam geldi. o anı hiç unutamıyorum.” dedi.

“Deprem anında çok korktuk”

Evlerine girmeye korktuklarını belirten Kemal Bektaşoğlu, geçirdikleri zor günlere rağmen çadır kentte tüm ihtiyaçlarının hızla karşılanmasının sevindirici olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Deprem anında çok korktuk. İkisi bebek 3 tane çocuğum var, en çok çocuklarımız için korktuk. Bebeklerimi kucağıma aldım, üçüncü kattan sallana sallana binadan çıktım. Devrildim, öldüm korkusuyla aşağı nasıl kaçtım hatırlayamıyorum. O an çok ağladım. Eşim epilepsi hastası ve rahatsız olduğu için çok endişelendim. O anı anlatamam. Çünkü anlatılacak gibi değil. Evimizin balkonunda hasar var. İki bina arasında açılmalar var. Tedbir amaçlı sağ olsun devletimizin bize sunduğu bu hizmetten faydalanmak için geldik. Her hangi bir eksiğimiz yok.” (İLKHA)