Dünya Çocuk Hakları Derneği, Türkiye Aile Meclisi ve Adalet Platformu Başkanı Adem Çevik, “İnsanlığa karşı suç, halkı kin nefret ve düşmanlığa sevk, müstehcenlik ahlaksızlık” suçlamasıyla Uluslararası Af Örgütü Derneği yönetim kurulu üyeleri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Tarihte 92 yıl önce nasıl harf darbesi soykırımı yapılmış ise şimdide feminist terör örgütlerinin ‘feminist alfabe ve toplumsal cinsiyet eşitliği’ maskesiyle cinsi sapkınlıkla insanlığa karşı insanlık suçu işlediğini belirten Çevik, küresel şer güçlerin ‘feminist alfabe’ adıyla insanlığı, aileyi ve çocukları ifsat ettiğini söyledi. Çevik, sürekli suç işleyen feminist terör örgütünün kapatılıp kötü niyetli, cinsi sapkın yayınların toplatılmasına hükmedilmesi gerektiğini vurguladı.

Feminist terör örgütlerine ait CEDAW, İstanbul Sözleşmesi ve Lanzarote’nin iptal edilmediği sürece ifsat yayınlarıyla mücadele etmenin bataklığı kurutmak yerine sineklerle mücadele etme anlamını taşıdığı ifade eden Çevik, ‘Önce aile’ diyen tüm temsilcileri ve gönüllüleri savcılıklara ve CİMERE suç duyurusu yapmaya çağırdıklarını kaydetti.

Koç Grubunun sahibi bulunduğu Yapı Kredi Bank Yayınlarınca basılan ‘Kız Çocuk Hakları, Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi’ kitaplarında da Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, cinsi sapkınlık ahlaksızlık yayınlarının şikayet üzerine toplatıldığını belirten Çevik, yayınevine, Koç Grubuna ve AF Örgütü’ne ceza verilmesi gerekirken sadece tercümana ceza verilmesi nedeniyle ifsat yayınlarının devam ettiğini söyledi.

Söz konusu yayın başta olmak üzere bu ve benzer yayınların basımının ve dağıtımının yasaklanıp ilgililerin cezalandırılması gerektiğini vurgulayan Çevik, insanlığa, aileye ve çocuklara karşı küresel şer güçlerin Türkiye'deki faaliyetlerinin yasaklanmasını talep ettiklerini ifade etti.

“Yayınlar halkı rahatsız etmektedir”

Dilekçede Uluslararası Af Örgütünün 1961 yılında, Londra'da İngiliz avukat Peter Benenson ve Eric Baker adlı, Quaker dinine mensup kişiler tarafından kurulduğunu aktaran Çevik, “Temelde insan hakları mücadelesi vermeyi amaçlayan örgütün genel olarak (özelde Türkiye’de) yürüttüğü faaliyetler seçilim önyargısı (selection bias) ile yürütülmektedir. Bununla, yapılan çalışmalarda odaklanılan görünüşte insan hakları savunulurken, diğer hakların ve hürriyetlerin görmezden gelindiği kastedilmektedir. Uluslararası Af Örgütü’nün çalışmalarında seçilim önyargısı eleştirisi birçok ülkede farklı konu ve kademelerde yapılmıştır. Ülkemiz özelinde feminizm ve LGBT-İ haklarına yönelik çalışmalarıyla bilinen örgütün, yayınları ve çalışmaları halkımızın büyük bir kesimini rahatsız edecek şekilde yürütülmektedir.” dedi.

“Af Örgütü yayınlarında bu sapık ilişkilerin normal olduğunu ifade etmekte”

Çevik dilekçesinde, dilekçeye konu Feminist Alfabe setinin incelenmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Söz konusu yayında çocuklarımızın, aslında basitçe barışa, eşitliğe ve sevgiye yöneltilmesi amaçlanıyor gibi görünse de toplumumuzun, geleneklerimizin ve inançlarımızın kabul etmeyeceği şeylere özetle ifsada işaret ediyor olması rahatsız edicidir. Örneğin, yayının uygulama rehberinin yirmi sekizinci sayfasında çocukların haklarından bahsederken on beşinci maddede ‘İstedikleri kişiyi sevme hakkı vardır, erkek ya da kız (ya da her ikisini de )’ ifadesi bulunmaktadır. Bilindiği gibi ülkemizde lezbiyen, gay, biseksüel, pedofili, zoofili, nekrofili veya temel formun dışında herhangi bir ilişki türüne toplumsal olarak da hukuki olarak da makbul bakılmamaktadır. Bu ilişki türlerinin Türkiye toplumunda engellenmesinin insan hakkı ihlali olmadığını ifade eden AİHM kararları mevcuttur. Ne var ki Af Örgütü, yayınlarında bu (sapık) ilişkilerin normal olduğunu, çocukların bu konularda eğitilmesi ve buna göre yetiştirilmesi gerektiğini ifade etmektedir.” diye konuştu.

“Yapı Kredi Bank Yayınevine, Koç Grubuna ve AF Örgütü’ne ceza verilmesi gerekirken sadece tercümana ceza verildi”

Dilekçesinde “Söz konusu ilişkilerin ülkemiz toplumu açısından düşünüldüğünde desteklenecek bir tarafının bulunmaması bir yana, çocuklar için temel eğitim seti hazırlarken bu türden konulardan bahsetmek, çocuğun cinsel eğitimi açısından kötü sonuçlara yol açacaktır.” diyen Çevik şu ifadelere yer verdi:

“Hiçbir tecrübesi bulunmayan yeni anne babalar dahi bilebilir ki çocuklara bu türden müstehcen konulardan bahsetmek, onun duygusal anlamda istismarıdır ve geleceğini kötü etkileyecektir. Uluslararası Af Örgütünün sponsorluğunda Koç Grubunun sahibi bulunduğu Yapı Kredi Bank Yayınlarınca basılan ‘Kız Çocuk Hakları, Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi’ kitaplarında da Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, eşcinsellik, ahlaksızlık, ailesiz toplum operasyonuna hizmet eden yayınlar yapılmış, şikayetimiz üzerine müstehcen/ahlaksız bulunarak toplatılmıştır. Maalesef YKB Yayınevine Koç Grubuna ve AF Örgütü’ne ceza verilmesi gerekirken sadece tercümana ceza verilmesi sonucu ifsat yayınlarına cesurca devam ediyorlar.”

“Feminist terör örgütlerinin ifsat projeleri insanlık suçudur”

Suç duyurusu dilekçesinde feminist terör örgütlerinin insanlığa karşı suç işlediğini belirten Çevik, “İçişleri Bakanımız yurtdışından ülkemizdeki eşcinsel sapık feminist terör örgütlerine 22 milyon dolar para geldiğini, Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası EBRD'nin Koç Grubu topluluğuna ve Fatma Şahin'in başkanı olduğu Türkiye Belediyeler Birliğine 11 milyar Euro para aktarıldığını bildirmiştir. Eşcinselliği teşvik eden, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği adıyla insanlığa ve Türkiye’ye çekilen operasyona karşı topyekûn mücadele edilmesi gerektiği gibi tüm hukuki yolların kullanılması lüzumu da yüksek malumlarınızdır. Çünkü erkek erkeğe kadın kadına beraberlikten çocuk olmayacağına göre bu feminist terör örgütleri ifsat projeleri, insanlığa karşı savaş yani insanlık suçudur.” dedi.

“Basım ve dağıtım yasaklanmalı, küresel şer güçlerin Türkiye'deki faaliyetleri yasaklanmalıdır”

Uluslararası Af Örgütü’nün amaçladığı şeyleri savunurken çocukların psikolojik gelişimini hiçe saymasının kabul edilemediğini ifade eden Çevik, dilekçede son olarak şunları kaydetti:

“Şikâyetimize konu basılı yayınlarla ailelerin, çocukların ve en önemlisi gelecek nesillerin tahrif olmasına ve ifsadına sebebiyet vermek Türk Ceza Kanununda 77, 216 ve 226. maddelerinde suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre söz konusu yayın başta olmak üzere yapılan Uluslararası Af Örgütünce insanlığa ve toplumumuza karşı işlenen suçların önlenmesi, bu ve benzeri yayınların basımının ve dağıtımının yasaklanması ve ilgililerin cezalandırılması gerekmektedir. İnsanlığa, aileye ve çocuklara karşı küresel şer güçlerin Türkiye'deki faaliyetlerinin yasaklanmasını, derneğin tüm mal varlıklarına el konulması, sponsor olduğu projelerin durdurulması, insanlığa karşı işlenen suçların önlenmesi, insani hukuki ve kanuni bir zorunluluktur. Bu sebeple inceleme ve araştırma sonuçlanıncaya kadar derneğin tüm faaliyetlerinin ihtiyati tedbir amacıyla durdurulması Anayasa 41. madde gereği çocuğun ve ailenin korunması zaruridir.”(İLKHA)