DOĞRUHABER / Hasan Işık

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tüm dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor. Dünya Bankası, IMF, Dünya Ticaret Örgütü ve benzeri uluslararası ekonomi kuruluşları hazırladıkları raporlarda küresel ekonomiye dair çok karamsar tablolar çiziyorlar. Pandeminin vurduğu küresel ekonominin çok da iç acıcı olmayan eski durumuna bile gelmesinin yıllar alacağı tahmin ediliyor... Buna bir de zaten milyonlarca yoksul ve aç insanın olduğu dünyamızda pandemi nedeniyle açlık sınırının altına düşecek yüzlerce milyon insanı da eklersek durumun ne kadar ciddi ve tehlikeli bir boyuta ulaştığını görmüş oluruz. Tabii bu kriz Türkiye’yi de teğet geçmedi…

MİLLETİN CEBİNDEKİ PARA BUZ GİBİ ERİDİ

Asgari ücretin açlık sınırının altına düştüğü, yoksulluk sınırının 8 bin liraya yükseldiği Türkiye’de vatandaş da zor durumda. Pandemi nedeniyle işyerlerini açamayanlar, işlerini sürdüremeyenler ya da iş bulamayanlar eş-dost akraba yardımı ile ayakta durmaya çalışırken, bir işi ve geliri olanlar için de durum pek parlak değil. Dövizin her gün rekorlar kırdığı, başta ekmeğe, una, ulaşıma ve diğer tüketim ürünlerine zamların yağmur gibi yağdığı ülkemizde halkın çoğunluğu kıt kanaat idare etmeye çalışıyor. Evlenmenin zaten çok zorlu şartları olduğu ülkede, dayanıklı tüketim mallarına gelen zamlar, fırlayan altın fiyatları aileleri kara kara düşündürüyor. Katlanarak artan döviz ve altının ateşiyle birlikte gelen zamlar milletin cebindeki parayı da adeta buz gibi eritti…

KRİZ ONLARI TEĞET GEÇTİ!

İşsizliğin arttığı, enflasyonun çarşı pazarı etkilediği günlerde karlarına kar katan bir tek bankalar oldu. Paradan para kazanan, halkın emeğini, alın terini sömüren bankalar devletin verdiği ucuz kredi vaatleriyle kazançlarını arttırdı. Halkı tüketim çılgınlığına yönelten devlet teşvikli faizli krediler, sonuç olarak bankalara yaradı. Halkın borcunun katlanarak arttığı dönemi bankalar karlı geçirdi.

VATANDAŞ KAN AĞLARKEN BANKALAR KÂR REKORU KIRDI!

Tüm dünyada merkez bankaları faizleri sıfırlamaya çalışırken, başta Cumhurbaşkanı faiz denen illetin sebep olduğu sorunları yüksek sesle söylemesine rağmen TCMB faiz yükseltme politikasına geri döndü. Her ne kadar son faiz kararında politika faizini sabit tuttu ise de diğer faiz türlerini yine artırmaya devam etti. Bundan cesaret alan diğer bankalar ne mi yaptı dersiniz? Kâr rekoru kırdı. Evet, yanlış duymadınız, bu pandemi döneminde çiftçi, esnaf, memur, işçi kan ağlarken bankalar kâr rekoru kırdı… Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre; Türkiye’de bankacılık sektörü yılın 9 ayında 46 milyar 254 milyon TL net dönem kârına ulaştı. Geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında kârlılıktaki artış yüzde 28,8'e işaret etti. Böylece tüm zamanların en yüksek 9 aylık kârına ulaşıldı. Bankacılık sektörü, geçen yılın 9 aylık döneminde 35 milyar 925 milyon lira kâr elde etmişti. Evet, işte son veriler böyle…

FAİZ LOBİSİ GERÇEK

Merkez Bankasının faiz kararı verdiği günlerde bir ekip tüm medyatik imkanlarını kullanarak enflasyonun nedeninin “düşük faiz” olduğuna dair açıklamalarda bulunur. Akademisyen, ya da uzman ekonomist unvanlarıyla açıklamalar yapan bu kimselerin faiz lobilerinin isteği doğrultusunda organize bir şekilde açıklamalar yaptıkları dikkatlerden kaçmıyor. Bankaların kârı ortaya çıktığında faiz yükselsin diyenlerin bundan ne kadar kazandıkları kamuoyu açısından soru işaretleri barındırıyor.