Olayın yaşandığı mezrada yapılan incelemelerin yanı sıra, tanıklar ve mağdur avukatlarıyla yapılan görüşmelerin yer aldığı raporda, yaralı kurtulan ve tedavisine Mersin'de devam edilen Osman Şiban'ın da anlatımlarına yer verildi. 

Yaralı kurtulan ve tedavisine Mersin'de devam edilen Osman Şiban, Ahmet Şık'la yaptığı görüşmede, önce Servet Turgut'un ardından da kendisinin gözaltına alındığını,  operasyona çıkan 15-20 asker tarafından helikoptere bindirildikten sonra dövüldüklerini anlatıyor:

''Helikopterde, tam hatırlamıyorum ama 20 kadar asker vardı. Ne köyden alırken ne de helikopterin içinde bizi suçlayan hiçbir şey söylemediler. Ben öyle bakıyordum askere benim yüzüme yumruğu yapıştırdı. ‘Bakmak yasak, konuşmak yasak, sağa sola bakmak yasak’ diyerek bana vuruyordu. Yüzüme vuruyordu hep. Servet’e de vuruyorlardı. Helikopterin içinde kaç tane yumruk ağzıma vurdular. ''

Ahmet Şık'ın raporunda, 20 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Servet Turgut'un otopsisi Adli Tıp Kurumu önünde bulunan iki tanığın anlatımlarına da yer verildi. Tanıklar, Adli Tıp Kurumu önünde Van Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Hüseyin Kurtoğlu ve Van İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Yüksel Yiğit'in sivil kıyafetleriyle 3-4 saat boyunca Adli Tıp Kurumu'nun önünde beklediklerini belirtiyor.

Raporda, Şiban ve Turgut'un helikopterden atıldıkları ya da atladıkları iddiasının ilk olarak onları hastaneye götüren jandarma tarafından dile getirildiği belirtiliyor.

Raporun sonuç kısmında, jandarma personelinin ilk olarak hastanede dile getirdiği "Helikopterden atladılar" sözünün 'yüksekten düşme' ve 'helikopterden düşme' olarak kayıtlara girdiği belirtilirken, kamuoyuna yansımasının "Helikopterden atıldılar" şeklinde olduğu belirtiliyor.

Yine raporun sonuç kısmında, Osman Şiban'ın anlattıklarından yola çıkılarak, Servet Turgut'un ölümüne, kendisinin de ağır yaralanmasına neden olan olayın sebebinin helikopterden atılma değil, kitlesel dayak olduğunun anlaşıldığı ifade ediliyor.

(Independent Türkçe)