İşgalcilerin kimin evine baskın düzenleyeceği belli olmadığından dolayı herkes, gece yastığına başını koyduğunda evine her an silahlı birinin girebileceği, evlerindeki bütün eşyaların altını üstüne getirebileceği ve muhtemelen kendisini de alıp götürebileceği endişesiyle yatıyor.

İşgalcilerin bütün bu baskınları düzenlemesinin asıl amacı ise Filistinlileri iyice bıktırıp onları göçe zorlamak ve böylece gayri meşru bir şekilde getirilen yahudi yerleşimcilere yer açmak. Sonra da geçmişte yaptığı gibi "Filistinliler topraklarını sattı gitti" yalanını yayarak dünya kamuoyunu yanıltmak.

Tıpkı, 1948'de işgal edilmiş bölgedeki toprakların yüzde 90'ının özel mülkiyetinin hâlâ Filistinlilere ait olmasına rağmen, işgalcilerin buranın sahiplerini göçe zorlayıp sonra da "Sahipsiz Mülkler Yasası" çıkararak buraları hukuka aykırı bir şekilde istimlak etmesi ve dünyaya da buraların aslında sahipsiz olduğu, "halksız vatana vatansız halkın yerleştirildiği", buraların sahiplerinin arazilerini satıp gittikleri yahudilerin de buraları paralarıyla satın aldıkları yalanını yayması olayında olduğu gibi.

İşgalciler, sabaha doğru Batı Şeria ve Kudüs'ün değişik bölgelerinde evlere baskınlar düzenledi, aramalar yaptı ve Ramallah'ta da üç genci alıkoydu. Baskın düzenledikleri evler arasında hâlen işgal zindanlarında olan esirlerin ailelerinin evleri de var.

İşgal güçleri Ramallah'ta, buranın ilçesi durumundaki Kuber kasabasına baskın düzenledi, evlere girdi, eşyaların altını üstüne getirerek aramalar yaptı ve üç genci de alıkoydu.

Selfit'te işgalciler buranın ilçelerinden Kefru'd-Dik kasabasına baskın düzenledi ve birkaç saat arama yaptı. (İLKHA)