HABER MERKEZİ
Her yıl ekim ayında Âlimler buluşmasını gerçekleştirdiklerini söyleyen İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Mahmut Kılınç, bu yıl 5’incisinin pandemi nedeniyle bugün Zoom uygulaması üzerinden çevrim içi gerçekleştirileceğini söyledi. Toplantıda son dönemlerde batıda meydana gelen İslam düşmanı saldırılar, Fransa’nın bayraktarlığını yaptığı küstahlığa karşı atılması gereken adımlar ve dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını ile ilgili çözümler konuşulacak.
ÜMMETİN SORUNLARI İLE ALAKALI ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ PAYLAŞIYORUZ
Programla ilgili gazetemize konuşan İttihadul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Suat Yaşasın, “Malumunuz olduğu üzere son 5 yıldır düzenli olarak Alimler buluşması ismiyle İttihadul Ulemanın öncülük ettiği bir çalışma var. Daha dar anlamda Türkiye, Irak, İran ve Suriye coğrafyasındaki ulemanın toplandığı bir buluşma olmakla beraber esasen uluslararası bir formatta ve dünyanın değişik yerlerinden muteber ulemanın iştirak ettiği ve ümmetin sorunları ile alakalı çözüm önerilerini sunduğu, pratiğe geçirmek için de takibinin yapılması ile alakalı bir sekreterliğin oluşturulduğu bir çalışmadan bahsediyoruz.” dedi.
KORONAVİRÜS SALGINI VE HAYATIMIZA ETKİLERİ KONUŞULACAK
Toplantıda koronavirüs salgınının konuşulacağını ifade eden Yaşasın, “Bu sene alimler buluşması konumuzun gündemi neredeyse bir yıldır hayatımızı işgal etmiş olan salgın, salgının hayatımızı ne şekilde etkilediği, salgına göre kendimizi nasıl konumlandırmamız gerektiği hususu ele alınacak. Malum salgın bazı şeylere engel oluyor. Bazı şeylerin de önünü açmış oldu. Her şerde bir hayır var. Rabbimizin bu salgından ne murat ettiği, başımıza gelen musibetlerin kendi ellerimizle işlediğimiz şeylerden kaynaklandığı, buna karşı toplu anlamda Allah’a dönüş, günahlarımızdan tövbe edip pişmanlık hususu olmadıkça bunun kalkmayacağı hakikati ve buna benzer meseleler ele alınacak.” şeklinde konuştu.
TEBLİĞ VE DAVET ANLAMLARINDA NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER OLDU?
Tebliğ ve davet alanıyla ilgili konuların da masaya yatırılacağını söyleyen Yaşasın, “Bu konular dışında ana gövde konusu olarak ise salgın sürecinde değişen yeni normları akademik bir şekilde işlemeye çalışacağız. Buna göre altı hocamızın sunumları olacak. ‘Ailevi, ferdi, sosyal, bilişimsel, eğitimsel vb. anlamlarda tebliğ ve davet anlamlarında ne gibi değişiklikler oldu, nasıl istifade edebiliriz, oluşabilecek açıkları telafi etmenin yolları nelerdir?’ Bu gibi hususlarla alakalı konuşacağız. Ve ümmetin şu an karşı karşıya kaldığı en önemli sorun deyince son bir senedir akla gelen bu salgın ile ilgili hususları masaya yatırıp, pratik çözüm önerilerimizi sunmaya çalışacağız.” dedi.
FRANSA’NIN BAŞINI ÇEKTİĞİ ŞER CEPHESİNİN İSLAM’A SALDIRILARI DA KONUŞULACAK
Yaşasın, “Diğer yandan doğal olarak Müslümanların özellikle son dönemlerde gündemde yeni işlenen konularından olan Fransa’nın başını çekiyor gibi göründüğü, İslam’a, Müslümanlara ve özellikle İslam peygamberine karşı yapılan hakaretlerin anlamı nedir? Bunun zihinsel alt yapısı, son dönemlerde kızışmasının sebepleri, buna karşı Müslümanlar olarak tavrımız, neler geliştirmemiz gerektiği hususunu masaya yatırmaya çalışacağız.” diye konuştu.
FİLİSTİN VE MESCDİ-İ AKSA DA ANA KONULAR ARASINDA YER ALACAK
“Bir başka başlığımız ise, bitirilmeye çalışılan Filistin hususu olacak.” diyen Yaşasın şöyle konuştu; “Müslümanların hiç değişmeyen gündemlerinden birisi olan Filistin’i konuşmaksızın geçemeyiz doğal olarak. Filistin’le ilgili biliyorsunuz halkın büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin gasıp, diktatör idarecilerinin, yönetimi elinde tutanların eliyle yapılan sözüm ona normalleşme anlaşması bahanesiyle Filistin davasının bitirilmesi, Filistin’le ilgili Mescid-i Aksa’yı savunan direnişin “terör” ilan edilip, ortak güvenlik koordinasyonlarının oluşturması bir nevi artık açıktan İşgal rejimine jandarmalık yapma hususuna kılıf anlamındaki anlaşmaya karşı Müslümanların tavrı ne olmalı? Buna karşı genç nesillerimizin Filistin, Mescid-i Aksa, Kudüs duyarlılığını geliştirmesi, bunun bir inanç meselesi olduğu, siyasi bir durum olmadığı, vakitten vakte, dönemden döneme, konjonktürden konjonktüre değişecek bir mesele olmadığını anlatmaya çalışmak, diğer cihetten de siyasi ve sosyal olarak Müslümanların örgütlülüğünü sırtına alıp idarecilerine baskı oluşturmak için neler yapabileceği ve özelde ulemanın bu husustaki rolünün ne olduğu hususunu inşallah masaya yatırmaya çalışacağız.”