Üniversite okuduğu yıllarda kalan zamanını değerlendirmek amacıyla başladığı işte kendini geliştiren ve 4 yılda usta olan Furkan Çiçekli, tespih sanatına ve tespihe karşı ayrı bir merakı ve sevdası olduğunu belirtti.

Tespihe olan ilgisinin küçük yaşlarda başladığını anlatan Çiçekli, "Küçük yaşlarda, hacdan gelen 99'luk tespihleri böler, 33'lük haline getirerek kendime tespihler yapardım. Küçük yaşlardan beri tespihe olan ilgim alakam hala devam etmekte ve bu ilgi alaka beni buralara getirdi. Şu an kendi istediğim ölçüde, istediğim modelde tespihler yapabiliyorum." dedi.

Çiçekli, üniversite yıllarındaki boş vakitlerini değerlendirmek amacıyla bir hobi arayışına girdiğini, tespihe olan ilgisinin kendisini bu alandaki sanata yönlendirdiğini belirtti.

 

Çiçekli, "Acaba ben bu işi yapabilir miyim diye düşünürken, Uğur Gündoğan ustamla tanıştım. Ustam, tespih sanatının ölmemesi ve tespih sanatının yaşaması için bu sanatı bana öğreteceğini söyledi. Allah razı olsun bana bu sanatı öğretti ve böylelikle tespih yapmaya başladım." diye konuştu.

Genç usta, tespihin yapım aşamalarını şöyle anlattı:

Öncelikle bize tespih malzemesi geliyor. Biz, bu malzemeyi ölçüyor, hangi ölçüde tespih alacağımıza karar veriyoruz. Ondan sonra taslaklama işlemi yaparak kesimimizi yapıyoruz, kesimimizi yaptıktan sonra kestiğimiz habbeleri zımparada yuvarlıyor ve tornada delinecek kıvama getiriyoruz. Sonra tornada habbelerin delim işlemini yapıyoruz. Habbeleri deldikten sonra konik milimize takarak, işlemden geçiriyor ve müşterilerin istedikleri formu veya yapacağımız şekli, modeli tespihimize veriyoruz. Daha sonra yapmış olduğumuz habbeleri polisaj makinamızda parlatarak son haline getiriyoruz. En sonunda da tespihin imamesini yapmaya başlıyoruz. Tespihin imamesi de bittikten sonra imamesini de parlatarak tespihi ipimize diziyoruz ve müşterimize teslim ediyoruz.

"Tespih ustası tespihinin imamesinden tanınır"

Tespih yapmanın en başından en sonuna kadar büyük bir incelik gerektirdiğine vurgu yapan Çiçekli, "33 habbenin 33'ünün de birbirine benzemesi, aynı ölçü ve modelde olması çok önemlidir. Ancak ustanın sanatını gösterdiği yer imamesidir. Her ustanın kendine özgü bir imame modeli vardır. Bu modelden ustaları tanıyabiliriz. Her usta tüm sanatını imamede konuşturur. Ustanın aslında ustalığı ve ne kadar el becerisi olduğu imamede açık bir şekilde görülür."

"Osmanlı kehribar tespihine değeri veren aslında tarih kokmasıdır"

Tespih yapım malzemelerinden bahseden Çiçekli, "Günümüzde hemen hemen her malzemeden de tespih yapılmaktadır. Ancak güzel olan, en doğal olanlar damla kehribar, kuka, narçıl ve ağaç grubu tespihlerdir ve en faydalıları da bunlardır. Mesela kuka tespihin elleri dezenfekte etme özelliği vardır. Osmanlı döneminde kuka tespihini doktorlar kullanmaktaydı. Doktorların temiz olup olmadığını kuka tespihinin olup olmamasıyla değerlendiren bir kültürden gelmekteyiz. Bu sebeple kuka tespih sağlık açısından da eskilik anlamında da değerli bir tespihtir. Onun haricinde damla kehribar tespih; çam ağacının reçinesinin toprak altında milyon seneler kalarak fosilleşmesi ile oluşan kayalardan yapılır. Damla kehribar tespih çekildikçe, elin ısısıyla birlikte ortama çam kokusu verir. Bu da insanları rahatlatır. Osmanlı kehribar tespihine değeri veren aslında tarih kokmasıdır. Yani vücuda herhangi bir özel etkisi olmamasına rağmen bize o tarihi hatırlatması, üzerinde çekilen zikirleri hatırlatması onu değerli bir tespih yapıyor. Onun haricinde eski dönemlerde yapılmış olan çatal bıçakların saplarından, çekmece kulplarından, domino taşlarından vb. çeşitli ürünlerden tespih yapılmaktadır."

"El emeği göz nuru tespihler ile fabrikasyon ürünü tespihler birbiriyle kıyaslanmamalı"

Son olarak Çiçekli; "Fabrikasyon olarak seri üretim şeklinde de tespih imalatı yapılıyor. Ancak biz bir tespihle bazen bir hafta uğraşırken fabrikasyon sanayisinde günde 50 ila 100 aralığında tespih çıkarabiliyor. Maalesef insanımız, el emeği göz nuru tespihler ile sanayi tipi fabrikasyon yapım tespihleri birbiriyle karıştırıyor, ikisini de aynı görüyor. Fabrikasyon tespihlerle usta işi tespihler kesinlikle kıyaslanmamalı, birbiriyle karıştırılmamalıdır. En azından tespih olarak görüyorsak dahi ustanın o arka plandaki emeğine saygı duymamız gerekir." dedi. (İLKHA)