TEKNOLOJİ SERVİSİ
İstanbul Ticaret Odası liderliğinde, TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu ve Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi ortaklığında yürütülen Yükselen Markalar Projesi online eğitim webinarları devam ediyor. Türkiye’nin markalaşma konusunda önde gelen uzmanları ve başarılı yöneticileri, programa katılan 416 kadın girişimci ile tecrübelerini paylaşıyor.
İNSAN ODAKLI OLMAK
Program kapsamında gerçekleştirilen webinarda sunum yapan Marka Stratejisti Zeynep Başaran, markanın zihindeki bir çağrışım ağı olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Markanın adından itibaren markaya dair her şey çağrışım oluşturur ve markanın o soyut dünyasına katkıda bulunur. Markanın odağında insan olmalı. Hedef kitlenizi; demografi, kullanım alışkanlıkları, ihtiyaçlar ve değerler açılarından bakarak tanımlamaya çalışmalısınız. Başarılı markalarının en önemli özelliklerinden biri, samimiyetin olması. Yani, ‘mış gibi’ yapmayı tüketici anlar.”
PAYLAŞIM EKONOMİSİ
Pandemi döneminde değişen tüketici alışkanlıklarını ve markaların geleceğini ise Beymen Pazarlama Müdürü Itır Erel ile Beymen Club Marka Direktörü Pınar Sezgin anlattı. Covid-19 ile bir paradigma değişikliği yaşandığını belirten Itır Erel, “Tüketiciler kendisiyle bağ kurduğu markalarla devam etmek istiyor. Samimiyet, satış, iletişimin yanında güven ilişkisi de ön planda olacak. Toplumdan aldıklarını topluma veremeyen markalar Z kuşağına ulaşamaz. Kurumsal iletişimin pazarlamadan daha önde olması gereken bir dönemdeyiz. Ezber bozan markalar avantajlı. Günümüzde sahip olmak değil, paylaşmak öne çıkıyor” diye konuştu.
BELİRSİZLİKTE KARAR ALMAK
Sürdürülebilirlik olgusunun daha çok önem kazandığını vurgulayan Pınar Sezgin, “Bundan sonraki süreçte, sadece neyi sattığına odaklanan markalar olmayacak. Neyin toplum için doğru olduğuna odaklanan markalar olacak. Markaların geleceğini, belirsizlik ortamında verecekleri kararlar belirleyecek” dedi.
2 TRİLYON DOLARLIK PAZAR
Türkiye İhracatçılar Meclis (TİM) Kadın Konseyi Başkan Yardımcısı Nilgün Özdemir, webinarlarda sunum yapanlar arasındaydı. İhracatın markalaşmada önemli bir avantaj sağladığını belirten Özdemir, şöyle konuştu: “Türkiye markası bireysel markaların önünde yer alıyor. Pandemi sürecinde üreten ülkeler öne çıktı. Biz de maskeden koruyucu giysilere kadar birçok kalemde ihracat yaptık. İhracattaki önemli bir avantajımız da AB standartlarında üretim yapmamız. Hazır giyimde 2 trilyon dolarlık bir küresel pazar var. Markalaşma ile bu pazardan daha fazla pay almamız gerekir. AB ülkelerinden şu süreçte marka almak da düşünülmeli” dedi.
İŞ PLANLARINI PERİYODİK GÜNCELLEYİN
Markalaşma sürecinde iletişim rolünü, L’Appart PR İstanbul’un yöneticileri Feride Tansuğ ve Halim Tansuğ anlattı. Planlamayı doğru yapanların daha uzun süreli başarı kazandığına dikkat çeken Feride Tansuğ, bu süreçte iletişimin ve profesyonellerle çalışmanın önemli olduğunu vurguladı. Tansuğ, şu önerilerde bulundu: “Basın bültenleriniz fark oluşturmalı. Basının yeni içeriklere ihtiyacı var. Bunu karşılayabilmek sizi öne çıkarır. Hangi alanda marka yapılırsa yapılsın iş planı da öncelikli ve güncel olmalı. Üç ayda veya altı ayda bir güncelleyin. İş yapma süreçleri artık 3-4 yılda bir değişiyor. Yenilikçi düşünün ve tüm şartları zorlayın.” Kaynak, İTO