Kimi zaman hasta bir çocuğun ihtiyacını karşılayan kimi zaman bir kazazedeyi yaşama bağlayan kan, sadece bağışlarla sağlanabiliyor. Düzenli bağış yapılmadığında kan bankalarında acil durumlarda ihtiyaç duyulan kan bulunamayabiliyor.
29 Ekim-4 Kasım Kızılay Haftası vesilesiyle kan bağışının önemine dikkat çeken Uzm. Dr. Şafak Göktaş, düzenli olarak kan bağışlamanın sağlık için birçok faydası bulunduğunu hatırlattı.
Göktaş, "Düzenli olarak kan bağışlamak, vücutta oluşabilecek demir birikimini azaltır. Bu da kalp ve karaciğerde demir birikimi sonucu oluşabilecek hastalıkların ihtimalini düşürür. Düzenli kan veren kişilerde, kandaki demir yükü düşeceği için karaciğer, akciğer ve bağırsak kanseri riskini azaltır. Kan bağışı yaptığınızda kandan bir volüm kaybı olur. Kemik iliği de bu açığı kapatmak için yeni hücreler üretir yani daha genç ve sağlıklı hücreler oluşur. Kan bağışı hemakromatozis riskini de azaltır. Bu hastalık, demirin fazla emilimi sonucu karaciğerde depolanması sonucu oluşur. Kan bağışlayan kişilerde demir oranı düşer, hemakromatozis ihtimali minimuma iner. Kan damarları içinde bulunan fazla demir yükü, damar tıkanıklığı ve kolesterol yüksekliğine neden olur. Kan bağışı ile kolesterol seviyesi düşer." dedi.
Kan bağışı yapmak kilo vermeye yardımcı oluyor
Kan bağışı öncesi HIV, Hepatit B, Hepatit C gibi birçok hastalığa karşı testlerin yanı sıra ateş, nabız, tansiyon ve fizik muayenesi yani ücretsiz bir check up da yapıldığını söyleyen Uzm. Dr. Göktaş, ‘’Düzenli kan bağışıyla hem başkalarının hayatına dokunabilir hem de fiziksel ve ruh sağlığınızın kalitesini artırabilirsiniz." diye belirtti.
Kan bağışının kilo verme ve korumaya da yardımcı olduğunu belirten Uzm. Dr. Göktaş, kan bağışı sonrasında kişinin ortalama 650 kalori kaybettiğini, bu nedenle kilolu kişilere kan bağışı önerildiğini belirtti.
Göktaş, düzenli kan bağışlayan kişilerin stres seviyesinin daha düşük olduğunu, bu durumun da strese bağlı erken yaşlanmayı geciktirdiğinin altını çizdi.
Kendinden çok başkalarını düşünen ve çevresi için fedakarlıklar yapan insanların iç huzur ve barışının daha yüksek olduğunu da hatırlatan Göktaş, bu insanların yaşam süresi beklentisi ve kalitesinin de daha yüksek olduğuna dikkat çekti.
Kan bağışından sonra hamam ve saunaya girilmemeli
Göktaş, hepatit B, C taşıyıcıları, HIV ile infekte kişiler, nakil geçirmiş kişiler, otoimmun hastalığı olanlar, kanamaya eğilimli kişiler, kronik böbrek yetmezliği, kronik bronşit, epilepsi, kalp hastalığı, kronik karaciğer hastalığı, diyabet hastalığı olanlar ve mide rezeksiyonu geçirenlerin kan veremeyeceğini kaydetti.
Kan bağışının ardından en az 10 dakika istirahat edilmesini öneren Göktaş, kan bağışı yapanların dikkat etmesi gereken noktaları ise şöyle sıraladı: "Kan bağışı sonrası 1 saat boyunca sigara içilmemeli, 6 saat ağır paketler taşınmamalıdır. Ayrıca bir gün boyunca hamam, sauna, solaryum gibi sıcak ortamlara girilmemelidir." (İLKHA)