ransa'da Macron'un Hazreti Muhammed'e yönelik hakaret içerikli karikatürlerin önünü açması ve buna destek vermesi İslam dünyasının birçok yerinde tepkilere ve gösterilere neden oldu.
İran'da Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani ve diğer yetkililer İslam'a ve Peygamberi'ne yapılan hakaretlere sert tepki gösterdi.
AA Tahran muhabirine konuşan İranlılar, Müslümanların birlik içinde hareket etmesini, İslam ülkelerinin de Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a gereken cevabı vermesini ve Fransız mallarının boykot edilmesini istedi.
"İslam'ın savunulması tüm Müslümanların görevidir"
Şii din adamı Selim Mansuri, İslam'ın toplumları idare edebileceği düşüncesinin Müslüman karşıtlarını öfkelendirdiğini ve Fransız yöneticilerin İslam'a karşı oldukları için Hazreti Muhammed'e saldırdıklarını söyledi.
Fransız yöneticiler ve Macron'un İslam karşıtı tutumunu şiddetle kınadığını belirten Mensuri, "Peygamberimizin mevlidi haftasındayız. Hepimiz birlik içinde meydana çıkmalı ve duruşumuzu göstermeliyiz. Müslümanlar yapacakları gösterilerle tepkilerini ortaya koymalıdır. Bu şeytanca komplolara karşı Müslümanlar el ele vermelidir." ifadelerini kullandı.
İslam'a hakaret edilmesi nedeniyle Fransız mallarının boykot edilmesi ve bu konuda aktif olunması çağrısında bulunan Mensuri, şöyle konuştu:
"Bunlara öyle bir darbe vurmalıyız ki bir daha böyle bir şeye kalkışmasınlar. İslam'ın savunulması tüm Müslümanların görevidir. Müslümanlar birlik içinde hareket etmelidir."
"Müslüman ülkeler ortak tavır sergilemelidir"
Esnaf Müslüm Nejad da Fransa'da ifade hürriyeti adına dinlere yapılan hakaretlerin özgürlüğe aykırı aykırı olduğuna vurgu yaparak, "Özgürlük, kişinin kendi düşüncesini ifade edebilmesidir, başka dinlere hakaret etmesi değildir." dedi.
Fransa halkının da hakaretlere karşı olduğuna dikkati çeken Nejad, şöyle devam etti:
"Düşüncelere saygısı olan biri, başka dinlere hakaret edilmesine karşı çıkar. Fransa'da düşünce özgürlüğü adına yapılan hakaretlerin arkasında siyonist rejim vardır. Müslümanlar olarak bu hareketleri şiddetle kınıyoruz."
Bir Müslüman kişi olarak hakaretlerden çok rahatsız olduğunu ve bunu şiddetle kınadığını ifade eden Nejad, "Müslüman ülkeler ortak tavır sergilemelidir. Bu çirkin eylemlere karşı tepkilerini ortaya koymalıdır. Bazı Müslüman ülkeler emperyalizmle iş birliği yaptığı için halklar rahatsız. Tepkilerini ortaya koydular ve gösteri yaptılar." diye konuştu.
"Fransızlar, Macron ve Charlie Hebdo dergisi yöneticilerinin İslam ile sorunları var"
Tahranlı işçi Hüseyin Asgari de İslam Peygamberi'nin alemlere rahmet olarak gönderildiğine işaret ederek, "Fransızlar, Macron ve Charlie Hebdo dergisi yöneticilerinin İslam ile sorunları var. İslam merhamet, şefkat, dayanışma, hoşgörü ve iyilik dinidir. Bunlar ise emperyalisttir, sömürge ruhu taşıdıkları için bunu kabul etmek istemiyorlar." görüşlerini paylaştı.
Fransa'da aynı şeyin birkaç yıl önce de yapıldığını hatırlatan Asgari, şunları kaydetti:
"Allah'ın kelamı olan Kur'an-ı Kerim'i de yaktılar. İslam güçlenirse bunların sömürge alanları azalacaktır. Bunların temelde merhamet ve İslam diniyle sorunları var. İslam birlik ve kardeşlik dinidir. Allah omuz omuza vermemizi emrediyor. İslam sadece namaz kılmaktan ibaret değildir. Saldırılara karşı en büyük cevap Müslümanların birliğidir. Müslümanlar çok dağınık, birlik içinde değil."
"Hakaret özgürlüğün göstergesi olamaz"
Ev hanımı Rukiye Sermedi de tüm dinlere saygı gösterilmesini isteyerek, duygularını şöyle dile getirdi:
"Her din kendi bağlıları için saygındır ve ona saygı gösterilmelidir. Hakaret özgürlüğün göstergesi olamaz. Müslümanlar olarak biz Hazreti Musa'ya da Hazreti İsa'ya da inanıyoruz. Dünyada herkes tüm dinlere saygı göstermelidir."
Sermedi, "İslam ülkeleri temel bazı adımlar atmalıdır. Müslümanlar toplumların düşüncelerine hitap etmelidir. Savaş, şiddet ve tehdit yerine barışçıl mesajlar vermelidir. Peygamberimiz rahmet için gelmişti. Biz onların hakaretlerine karşı aynı şekilde cevap veremeyiz." ifadelerini kullandı.
"Müslüman devletler, hakaretlere destek veren Fransa Cumhurbaşkanına tepki göstermelidir"
Şii din adamı İbrahim İftihari ise İslam ülkelerine Fransa'nın bu eylemini şiddetle kınamaları çağrısında bulunarak, "Müslüman devletler, hakaretlere destek veren Fransa Cumhurbaşkanı'na tepki göstermelidir. Müslümanlar gösteri yapmalı ve Fransa'nın çirkin eylemini kınamalıdır." diye konuştu.
İslam Peygamberi'nin bir millet için değil tüm dünya için rahmet olduğunu, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un ise Allah'a, dine ve ahirete inanmadığı için hakaret edebildiğini söyleyen İftihari, sözlerini şöyle noktaladı:
"Peygamber'e inananlar ona kendilerini yanlış yoldan doğruya ilettikleri için ücretinin ne olduğunu sordular. Resulullah vahyi tebliğ karşılığında ücret istemediğini söyledi. Peygamber insanları yanlış yoldan ve kaybolmaktan kurtardı. Hakaret edenler hem dünyada hem de ahirette zarar görecektir. Kimse ağzına ne gelirse söyleyemez. Bunu şiddetle kınıyoruz."
(AA)