Fransa’nın ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, İslam düşmanlığına ve Hazreti Muhammed’e (salallahu aleyhi vesellem) hakaret içerikli provokasyon barındıran sözde “karikatür” küstahlığına tepkiler artarak devam ediyor.
Macron'un İslam'a ve Hazreti Muhammed'e yönelik hakaretlerini, Müslümanlara yönelik saldırılarını sürdürmesinin tüm dünyadaki Müslümanlara açıkça saldırı olduğunu dikkat çeken Mil-Diyanet Sen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tahiroğlu, Fransa ve Macron’un, bu hadsizliğine başta Türkiye olmak üzere tüm İslam ülkelerinin, diplomatik, siyasi ve ekonomik adımlarla cevap vermesini istedi.
Sömürgeci Fransa’nın ve Macron’un haddini aşarak, İslam’a ve Müslümanlara apaçık savaş açtığına dikkat çeken Tahiroğlu, “Bu hadsiz domuza gereken yapılmalı ve lağım kokan ağzı mühürlenmelidir.” dedi.
“Macron, İslam düşmanlığını artırmaya başladı”
Avrupa özelinde Fransa’nın İslam düşmanlığının yeni olmadığını hatırlatan Tahiroğlu, “Avrupa'da ve özellikle Fransa'da Kurtuluş Savaşı'ndaki kuyruk acıları var olduğu müddetçe bu tür saldırıları devam edecektir. Şu anda Macron, İslam düşmanlığını gün geçtikçe artırmaya başladı. Yunanistan ile olan dostluğunda bir sonuç alamayınca çareyi İslami değerlere saldırmada buldu.” dedi.
“İslam ülkelerinin liderleri neden bir tavır alamıyor?”
Avrupa ve Fransa'nın, İslam'a ve Hazreti Muhammed'e (salallahu aleyhi vesellem) dil uzatacak kadar hadlerini aşmalarında ki bu cüreti Müslümanların dağınıklığından aldığına dikkat çeken Tahiroğlu, “Batı ve Hristiyan alemi var olduğu müddetçe İslam’a saldırıları devam edecektir. Bu onların bir görevi haline gelmiş. Esas bizi düşündüren; İslam alemindeki Müslümanların Batı’nın tavırlarına göre bir tavır almaması veyahut yaptırım gücü olan bir tavır sergileyememeleridir. Fransa'da böyle bir olay olduğu zaman Abdülhamit Han, elçiyi çağırıp ‘dünyayı başınıza yıkarım’ tehdidiyle bir anda o olayı bertaraf etmişti. Aslında bize böyle bir güç lazım. Şu an İslam alemindeki topluluklara bakıyoruz. İslam ülkelerinin halkı Müslüman ama idarecileri ne yazık ki başka güçlere hizmet etmektedirler. Dolayısıyla da biz buradan bir sonuç alamıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Fransa’da bir öğretmenin öldürülmesini bahane eden İslam düşmanı Macron’un, İslam’a ve Hazreti Muhammed ile ülkesindeki tüm İslami kurumlara adeta savaş açtığını belirten Tahiroğlu, Macorun’un İslam'a olan düşmanlığının gün geçtikçe arttığını ifade etti.
“Boykot ile birlikte Fransa’ya yaptırım uygulanmalıdır”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı'ndaki konuşmasında Macron'un İslam düşmanlığına karşı Fransız malları için boykot çağrısı yapmasına da değinen Tahiroğlu, şunları söyledi:
“Bir Müslüman olarak İslam beldesinde yaşayan ve İslami bir kimliğe sahip olarak görevimizi yapmak zorundayız. Fransız mallarını boykot edebiliriz. İslam ülkelerinin derhal bir araya gelip toplanmaları lazım. İslam ülkelerinin Fransa’ya karşı bir tavır koymalıdır. İslam ülkeleri Hristiyan aleminde ki Fransa gibi ülkelerin İslam'a saldırdıklarında derhal büyükelçilerini çağırmalarını ve onların büyükelçilerini de o ülkeden kovmaları lazım. Bunlar birer yaptırım gücüdür, bizler de bunu yapmalıyız. Şu anda Türkiye olarak Fransa’nın büyükelçisinin çağırarak belli bir nota verip gerekli bir şekilde de sınır dışı edebiliriz. Fransa'ya karşı hava sahamızı kapatabiliriz, buna benzer birçok yaptırım yapabiliriz.”
“Macron, İslam aleminden özür dilemelidir”
İslam düşmanı Macron’un İslam ve Hazreti Muhammed (salallahu aleyhi vesellem) ile ilgili haddi aşan sözlerinden dolayı Müslümanlardan özür dilemesi gerektiğini belirten Tahiroğlu, “Müslümanlar olarak Macron’dan bu özrü bekliyoruz. Müslümanlar olarak aç susuz kalabiliriz, ölebiliriz ama dinsiz, imansız asla kalamayız. Bizim Mukaddes değerimiz olan dinimize, vatanımıza, bayrağımıza ve namusumuza dil uzatıldığı takdirde orada ‘durun’ deriz. Fransa gibi yer Hristiyan ülkeler artık ancak yaptırın gücünden anlayabilirler. Biz mallarını tüketmediğimizde onlar aç yaşayamazlar ve onlar ancak bundan anlarlar. Ülke olarak hükümetimiz gerekli tedbirleri alıp yaptırım gücünü kullanması lazım. Bizim ülkemize de görev düşüyor. Diğer İslam ülkelerine de öncülük yapacak bir şekilde diğer İslam ülkeleri de yönünü Türkiye'ye çevirmiş, Türkiye’nin atacağı adımı bekliyor. Yaptırım gücüne uyguladığımız zaman Fransa ve ağzı lağım kokan Macron’da o zaman Müslümanlardan özür diler.” şeklinde konuştu.
“Bu kadar da pişkinlik olmaz”
İslam düşmanı Macron’un, İslam’ı hedef alan açıklamalarının ardından Müslüman ülkelerde Fransız mallarına yönelik yapılan boykot çağrıları üzerine sosyal medya üzerinden yaptığı son paylaşımında utanmadan “Nefret söylemini kabul etmiyoruz” açıklamasına da sert tepki gösteren Tahiroğlu, “Bu kadar da pişkinlik olmaz. Nefret sözcüğünü kim dile getirip kim yapıyor ve bu nefret sözcüğünü sanki kendisi yapmamış gibi ukalaca bir tavır sergilemesi doğrusu üzüntü vericidir.” dedi.
“İslam’a yönelik saldırılar ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ olamaz”
Fransa ve Avrupa ülkelerinin İslami değerlere saldırısının saygısızlık ve provokasyon olduğunu ifade eden Tahiroğlu, “İslam’a yönelik saldırılar ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ olamaz. ‘İfade özgürlüğü’ mukaddesata saldırmak değildir. Bu küstahlıktır ve ahlaksızlıktır. ‘İfade özgürlüğü’ diyerek inanç değerlerine dil uzatmak ve onlara saldırmak asla kabul edilemez. Bu ‘ifade özgürlüğü’ değildir. İslam onlar için bir şey ifade etmiyor olabilir ama bizim için büyük bir şey ifade ediyor. Dolayısıyla kendi memleketimizde yaşayan Fransızlarda ‘ifade özgürlüğü’ diyerek inancıma, namusuma, vatanıma, bayrağıma ve milletime dil uzatma hakkına sahip değildir. Bu hakkı onlara hiçbir güç vermemiş ve bu ‘ifade özgürlüğü’ değildir. Bu düpedüz ahlaksızlık, hadsizliktir, kendini bilmemezliktir.” diye konuştu. (İLKHA)