Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesi Payamlı Mahallesi Hacı Ali Sokak'ta bulunan mera alanlarının akrabaları tarafından “işgal ve gasp” edildiğini ileri süren Celal Günbegi, yaklaşık 4 ay önce savcılığa giderek suç duyurusunda bulundu.
Günbegi’nin şikayetinin ardından Eyyübiye İlçe Kaymakamlığı öncülüğünde söz konusu mera alanında 11 Haziran 2020 tarihinde jandarma ekipleri keşfe gitti. İddiaya göre, keşif esnasında Günbegi, mera keşfi için Payamlı Mahallesi'ne gelen Eyyübiye İlçe Kaymakamlığı personeli ile jandarma ekipleri, Halil G. ve çocukları tarafından silahlı saldırıya uğradı.
Saldırıda, Uzman Çavuş Veli K. ile Celal Günbegi yaralandı. Saldırının ardından düzenlenen operasyonla gözaltına alınan Halil G. ve 4 oğlu, 12 Haziran 2020 tarihinde sevk edildikleri adliyede Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı.
Bu olayın ardından Günbegi, Eyyübiye İlçe Kaymakamlığı’nın talebi üzerine 12 Ekim 2020 tarihinde de kaymakamlık personeli ve jandarma ekipleri ile birlikte tekrar mera alanını keşfe gitti. Günbegi, keşif sonrası jandarmayla birlikte Sırrın'daki jandarma karakoluna gitti. Karakoldaki işlemlerinin ardından aracına binen Günbegi, Şanlıurfa merkeze doğru hareket etti.
Haliliye ilçesinde aracının önü kesilen Günbegi, kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda bacağından vurulan Günbegi, ağır yaralandı.
Haber verilmesi üzerine bölgeye gelen sağlık ekipleri tarafından ambulansla Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Günbegi, buradaki ilk müdahalesinin ardından Gaziantep'e sevk edildi.
Gaziantep’teki özel bir hastanede 14 gündür tedavi gören Günbegi, olay öncesini ve olay anını İLKHA muhabirine anlattı.
Akrabaları olan Halil G. ve çocuklarının kendilerine ait olmayan ve Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’ne yakın olan 500 dönümlük mera alanını “işgal ve gasp” ettiğini ileri süren Günbegi, bu haksızlığa karşı çıktığı için iki defa silahlı saldırıya uğradığını söyledi.
Söz konusu akrabalarının, gereken cezayı almadığı için iki defa silahlı saldırıda bulunma cüretini gösterdiğini ifade eden Günbegi, köylünün mera alanını “gasp” eden ve silahla insanları öldürmeyi bile göze alan bu kişilere en ağır cezanın verilmesini istedi.
“Arsa mafyaları, bu bölgeyi gözlerine kestirdiler”
Köy meralarının, Şanlıurfa’daki Organize Sanayi Bölgesi’ne yakın olduğunu belirten Günbegi, “Yaklaşık 6 bin dönüm mera alanımız var. Bu mera alanları birkaç köyün merasıdır. Arsa mafyaları, bu bölgeyi gözlerine kestirdiler. Sebebi ise bu bölgenin, Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi’ne yakın olmasıdır. Bu bölgenin arazi fiyatları yüksektir. Bundan dolayı ‘Beyoğlu’ lakabı ile tanınan Halil Günbegi, 2-3 sene önce bu bölgedeki yaklaşık bin 400 dönüm araziyi zapt etti. Ama onun istediği arazi daha ileridedir, orayı da almak istiyor. Almak istediği arazi Organize Sanayi Bölgesi’ne dayanıyor. Köylüler bu duruma karşı çıkmak istediler ama arazilerine el konulmasına karşı çıkmaya cesaret edemediler ve davacı olmadılar. O köyde benim de arazim olduğu için bir gün dilekçe verdim. Bu şahsın el koyduğu bin 400 dönüm arazi ile yetinmeyeceğini çok iyi biliyorum.” dedi.
“Keşif esnasında silahlı saldırı düzenlediler”
Söz konusu mera alanlarının bir kısmına devlet tarafından okul ve hastane yapılmasının planlandığını belirten Günbegi, “Bu arazileri ileride devlet değerlendirecek. Eyyübiye İlçe Kaymakamlığı, tecavüz edilen mera alanlarının yerini göstermemi istedi. Ben de ‘Eğer can güvenliğim olursa size yeri gösteririm’ dedim. Çünkü bu şahıs ve çocukları suç örgütü. Kaymakamlığın isteği üzerine araziyi göstermeye gittim. Ama giderken kaymakamlık personeline, ‘Bunlar kesin bize pusu kurmuşlar, bu gece bizim infaz kararımızı almışlar. Hepimizi tararlar’ dedim. Yetkililer ‘öyle bir şey olmaz’ dedi. Ben de Beyoğlu’nu çok iyi tanıdığımı söyledim. Çevremdekiler de, can güvenliğinin olmaması hasebiyle arazi keşfine gitmemem için benden çok rica ettiler. Kaymakam beyin görevlendirdiği kişi, arazi keşfine giderken önlem alınmasını istedi. Karakol komutanı her türlü önlemi aldıklarını söyledi. 4 tane jandarma arabası ile bölgeye gittik. Bölgeye gittiğimizde ise hedef gözetmeksizin bize ateş ettiler. Orada bir tane rütbeli askerimiz sırtından vuruldu. Bu hiç aklımdan çıkmıyor. Bende yaralandım ve 2 tane rütbeli askeri de darp ettiler.” ifadelerini kullandı.
“Bu olayın üzerinden 2 ay bile geçmeden Halil G. ve iki oğlu cezaevinden çıktı”
Silahlı saldırının ardından Halil G. ve oğullarının tutuklandığını hatırlatan Günbegi, “Ancak bu olayın üzerinden 2 ay bile geçmeden Halil G. ve iki oğlu cezaevinden çıktı. Şu anda ise sadece bir çocuğu cezaevinde tutuklu bulunuyor. Bir rütbeli askerimizi sırtından vuran, iki rütbeli askerimizi darp eden ve bir vatandaşımızı yaralayan böyle insanlar nasıl serbest kalıyor? Eğer tüm bunları yapan bir şahıs ve çocukları cezaevinden çıkıyorlarsa askerimiz nasıl görevini yapacak?” şeklinde konuştu.
Silahlı saldırı nedeniyle arazi keşfini tam olarak yapamadıklarından dolayı ve mera alanlarına yapılan işgalin devam etmesi üzerine ikinci defa el konulan mera alanını keşfe gittiklerini anlatan Günbegi, şunları söyledi:
“Kaymakam bey, ‘eksik kalan yeri bize gösterir misin?’ diye sordu. Ben de ‘gösteririm’ dedim. Yine gittik ve eksik kalan yeri gösterdik. Ama gitmeden önce yine önlem alınmasını istedim. Bu defa keşif yerine gelmediler. Bu defa üst düzeyde önlem alınmıştı. Arabamı, Jandarma Alay Komutanlığı’nın önünden aldım, buradan itibaren beni takip etmişler. Alay Komutanlığı’ndan biraz uzaklaştıktan sonra biri arabayla önümü kesti ve arabadan indi. Sonra bir kişi daha arabadan indi. Bu ikisi de Halil G’nin oğluydu, bir kişi sırtı dönüktü ve yüzü tam görünmüyordu. Ama o kişinin de Halil G. olduğunu tahmin ediyorum. Uzun namlulu silahlarla bize ateş ettiler ve kesici cisimle beni öldürmek istediler. Sonrasını da hatırlamıyorum.”
“Arazi mafyalarının gereken cezayı almasını istiyorum”
“Devletin arazi mafyalarının önüne geçmesi lazım” diyen Günbegi, “Köylünün arazisinin köylüde kalması lazım. Burada çok büyük bir rant var. söz konusu arazinin şu an en kötü bedeli bile milyonlarca liradır. Bunlar ve bunlar gibi herkes devletin ve toplumun malına zarar veren herkesin yakalanması lazım. Eğer o huzuru arıyorsak, zalimin yakalanması lazım. Burada büyük bir eksiklik var. Bu eksiklik de bu şahısların yaptıkları kendilerine kâr kalıyor. Mera alanlarında bir metre bile tapusu yok ama adam oranın sahibi ve şu an villalarda yaşıyor. Onların buraya gelmesiyle civar köyler, köylerini boşalttılar. Halil Günbegi’de bu arazilere fıstık, zeytin ekiyor ve villa yapıyor. Böyle olunca hayvancılık kalmadı. Adam kendisinin olmayan malı sahipleniyor ve bizim malımıza da el koyuyor.” diye konuştu. (İLKHA)