İbrahim Toprak / Doğruhaber
İki yıl boyunca sümen altı edilen ve Birleşmiş Milletler(BM)’in baskısıyla meclisten geçirilen Teröre Finansman Yasası’yla ilgili endişeler devam ediyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Endişelenecek bir şey yok.” demesi ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “Yasanın 3 sigortası var. Tüm tedbirler alındı.” açıklamaları, başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere toplumun büyük bir kesimini tatmin etmedi. Yapılan açıklamalarda “Eğer yasa ile ilgili endişe edilecek bir durum yoksa o zaman neden gerekli tedbirler alındı diyorsunuz.” denilerek endişeler dile getirildi.
İki yıl boyunca sümen altı edilen ve Birleşmiş Milletler(BM)’in baskısıyla meclisten geçirilen Teröre Finansman Yasası’yla ilgili endişeler devam ediyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Endişelenecek bir şey yok.” demesi ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “Yasanın 3 sigortası var. Tüm tedbirler alındı.” açıklamaları, başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere toplumun büyük bir kesimini tatmin etmedi. Yapılan açıklamalarda “Eğer yasa ile ilgili endişe edilecek bir durum yoksa o zaman neden gerekli tedbirler alındı diyorsunuz.” denilerek endişeler dile getirildi.
Öte yandan dikkat çeken bir başka konu ise yasanın meclisten geçmesine rağmen bazı kesimlerin yasayla ilgili tepki göstermemesi veya tepkilerinin cılız kalması oldu. Bununla ilgili edinilen bazı bilgilere göre Başbakan yasayla ilgili bazı kuruluş ve şahıslara teminat verdi ve hiçbir şekilde bu kuruluş ve şahıslara kendi iktidarları döneminde zarar gelmeyeceğini söyledi. Bu kez de akla gelen soru şu oldu: “Yasanın meclisten geçmesi sürecinde BM’ye boyun eğen hükümet yarın bir gün BM’nin kendisinden bir kuruluş veya kişiyi terörist ilan etmesini isterse ne yapacak?”
YASA PROBLEMLİ
Yasayı Doğruhaber’e değerlendiren Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, yasanın kendi içinde birçok tehlikeyi barındırdığını söyledi. Hükümetin, “Yasayla ilgili tedbir aldık” açıklamasını da eleştiren Sarıyaşar, “Eğer siz önlem ve tedbir almanızı gerektiren bir yasa çıkarıyorsanız bu yasa bir kere kendi içinde önemli bir problemi barındırıyor demektir. Adalet Bakanı’nın açıklaması bunun itirafıdır.” dedi.
BU YASA İNFAK KÜLTÜRÜNÜ BİTİRİR
Yasanın bir akıl tutulması neticesinde meclisten geçtiğini belirten Sarıyaşar, yasanın problemli noktalarına şöyle dikkat çekti: “Biz bu yasanın bir akıl tutulması olduğunu söylüyoruz. Bu yasa önemli oranda sivil toplum kuruluşlarının özellikle ümmet coğrafyasında var olan gayretlerinin önünü kesecektir. Ayrıca başka bir sorun da şu: Bu yasanın çıkmasıyla beraber yardım kuruluşlarına yardım ve infakta bulunan pek çok iş adamı, tacir erbabı bu işten geri çekilecektir. Çünkü insanların korkusu, ‘acaba bir gün terörün finansman yasasıyla karşı karşıya kalabilir miyim’ olacaktır. Bunun oluşturduğu girdabı sanki görmüyorlar. Bu alenen infak kültürünün önünü kesmektir.”
EMPERYALİSTLERİN TERÖRİST DEDİĞİ BİZE GÖRE KAHRAMANDIR
Yasayla ilgili en büyük sorunlardan birinin de yasayı dayatanların küresel emperyalistler olduğunun altını çizen Sarıyaşar, emperyalistlerin terörist dediğine Müslümanların mücahit ve kahraman dediğini ifade etti. Sarıyaşar, “Düşünebiliyor musunuz, bu kanun kapsamında terörle ilgili belirlemeyi uluslararası istikbar güçleri, küresel emperyalistler, küresel kan emiciler yapacak. Bunlar yeryüzü coğrafyasında esas zulmün ve şiddetin çıktığı coğrafyalarda, oraların tabii kaynaklarını ve halklarını sömürenlerdir. Tabi ki bu halklarda emperyalistlere karşı bir direnç ortaya çıkıyor. Direnen ve mücadele eden bu insanlara küresel emperyalistler, terörist diyorlar. Şimdi onların terörist dediği bize göre ülke savunucusu, direnişçi, mücahit, kahramandır. Onlar kendi çıkarlarıyla çelişen her muhalif örgütlenmeye terörist diyorlar.”
BİRÇOK KURUM VE KURULUŞ MAĞDUR OLUR
İnsani Yardım Vakfı (İHH) Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Oruç, yasanın sadece yardım kuruluşlarını değil birçok alanda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşları da mağdur edebileceğine dikkat çekti. Hükümetin verdiği teminatlara işaret eden Oruç, şunları söyledi: “Eğer bu yasa siyaset ve yardımlar konusunda hassas olmayan bir iktidarın elinde olursa herkese olumsuzluklar oluşturabilecek bir yasadır. Ancak bugün yurt dışındaki müteşebbislerimizi ve yardım kuruluşlarımızı bu iktidar çok yoğun bir şekilde destekliyor, en azından engel olmuyor. Bundan dolayı yasayla ilgili çok ciddi sıkıntıların ortaya çıkacağını düşünmüyorum.”
YASALAR HEP MÜSLÜMANLARA KARŞI UYGULANIYOR
Öte yandan Türkiye’nin bu yasayla beraber büyük bir şansı da kaçırdığını dile getiren Hüseyin Oruç, “Bu konjonktürde Türkiye sürekli şikâyet ettiği, çalışmalarından da mutlu olmadığı Birleşmiş Milletler(BM)’i sorgulayabilecek ve bu sorgulama sırasında da dünyadan çok ciddi destek alabileceği bir şansı kaçırdı. Çünkü bu yasa ve benzeri yasalar sadece Müslümanlar için uygulanıyor. Bugün israil BM’nin hiçbir yaptırımını ve aldığı kararı kabul etmiyor. Ama Müslümanlarla alakalı bir şey oldu mu hepsi birlikte istedikleri gibi hareket edip kararlar alıp dayatabiliyorlar. Türkiye bunun mücadelesini verebilirdi. BM’de de AB’de de kendini savunanlar ile teröristleri birbirinden ayıracak tanımlamaları da getirebilirdi. Ama zannedersem bu şansı kaybetmiş oldu.” diyerek BM’de çıkan birçok yasanın Müslümanların aleyhine işlediğini hatırlattı.