TEKNOLOJİ SERVİSİ

 
Bilgi teknolojileri sayesinde arama motorlarını kullanarak istediğimiz bir konuda saniyeler içinde bilgi edinebiliyor, sosyal medyada paylaşım yapabiliyor, yerimizden kalkmadan bir şeyler sipariş edebiliyor ya da bulunduğumuz konumdan ulaşmak istediğimiz adrese varana kadar yol tarifi alabiliyoruz. Uzmanlar sağladığı kolaylıklar nedeniyle teknolojiyi “harici bir bellek” olarak kullanıyor olabileceğimizi öne sürüyor. Peki bilgi teknolojileri belleğimizi gerçekte nasıl etkiliyor?

Araştırmacılar bu soruya cevap bulabilmek için karşılaştığımız olayları ve yaşadığımız tecrübeleri sosyal medyada paylaşmanın belleğimiz üzerindeki etkisini incelemek amacıyla bir çalışma yaptı. Çalışmaya katılan kişilere ilgi çekici bir konuda bir seminer izletildi. Katılımcılardan bir kısmının seminer sırasında deneyimlerini sosyal medya üzerinden paylaşması sağlanırken, diğer grup sosyal medya kullanmadı. Sonuçta sosyal medyada paylaşım yapmayan grubun, semineri, sosyal medyada paylaşan gruba göre daha ayrıntılı bir şekilde hatırladığı belirlendi. Araştırmacılara göre bir olayı yaşadığımız anda sosyal medyada paylaşım yapmak dikkatimizi dağıtıyor. Bu durum o olayı, yaşandığı anda tam olarak tecrübe etmemizi engelliyor olabilir.

Sonuçları Science dergisinde yayımlanan araştırmada ise katılımcıların bir bilgiye dış bir kaynaktan erişebildiği ve erişemediği durumlarda bellek performanslarının nasıl değiştiği ölçüldü. Çalışma sırasında katılımcılar öncelikle iki gruba ayrıldı. Her iki gruba da “Deve kuşlarının gözleri beyinlerinden daha büyüktür.” gibi doğruluğu arama motorlarından kolayca kontrol edilebilecek genel kültür bilgisi içeren 40 ifade verildi. Dikkatle okuduklarından emin olmak için katılımcılardan bu ifadeleri bilgisayara yazmaları istendi. Bir gruba bu ifadelerin daha sonra silineceği, diğer gruba ise test aşamasında ifadelere tekrar erişilebilecekleri söylendi. İfadeleri okuma ve yazma görevi sona erdiğinde, her iki gruptaki katılımcılardan da hatırlayabildikleri kadar çok ifadeyi yazmaları istendi. Sonuçlar bilgisayara yazdıkları ifadelere erişebilen katılımcıların okuma ve yazma sürecinde ifadelere çok daha az yoğunlaştığını gösteriyor. Bu sonuçlar bilgisayarımızdan ya da internetten ulaşabileceğimizi düşündüğümüz bilgileri bellekte tutmaya çalışmadığımızı ve zihnimizde dikkatli şekilde işlemediğimizi gösteriyor.

Doğru bilgiye anında erişebileceğimizi düşünerek gün içinde sık sık arama motorlarını kullanıyoruz. Ancak internette doğru bilgi kadar yanlış bilgi de bulunuyor. Peki internette karşılaştığımız bilgiler belleğimizi yanıltabilir mi?

Belleğimiz edindiğimiz bilgileri yapılandırır. Bu süreçte sosyal, duygusal, bilişsel veya bireysel değişkenler bilgilerin olduğundan farklı hatırlanmasına yol açabilir.

Washington Üniversitesinden bilim insanları tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada katılımcılara kaza yapan iki aracın videosu izletildi ve bu araçlar paramparça olduklarında ne kadar hızlı oldukları soruldu. Sorudaki “paramparça olduklarında” ifadesi yerine “çarpıştıklarında”, “kafa kafaya çarpıştıklarında” ve “vurduklarında" ifadeleri kullanıldığında katılımcıların araçların hızını daha yüksek tahmin ettikleri belirlendi. Bir hafta sonra aynı katılımcılara “Videoda kırılan bir cam gördünüz mü?” sorusu soruldu. Daha önce “paramparça olduklarında” ifadesinin kullanıldığı soruların sorulduğu katılımcılar bu soruya daha yüksek oranda “evet” dedi. Halbuki videoda kırılan bir cam yoktu. Yani katılımcıların belleği sorulardaki yönlendirmelerden etkilendi.

Peki, internet üzerinden edinilen bilgiler de belleğimizi yanıltabilir mi? Bu soruya cevap bulmak isteyen araştırmacılar, İrlanda’da 2018 yılında yapılan bir referandum öncesi 3.140 seçmene internet üzerinden referandumla ilgili ikisi sahte olan altı haber izletti. Katılımcılara her bir haberden sonra bu haberleri daha önce duyup duymadıkları sorularak, önceden duydukları haberler hakkında nereden ve ne zaman duydukları gibi detaylı bilgi vermeleri istendi. Sonraki aşamada katılımcılara bazı haberlerin yanlış olduğu söylendi ve hangilerinin yanlış olabileceği ile ilgili görüş belirtmeleri istendi. Son aşamada tekrar ölçüm yapıldığında katılımcıların yarısına yakını yanlış haberlerden herhangi biri hakkında bu haberleri daha önceden duymuş olduğunu söyleyerek haberle ilgili detaylı bilgi verdi.

Görüldüğü gibi belleğimiz de yanılabiliyor. Ancak kaynak daha az güvenilir olduğunda -örneğin bilgiler bilimsel bir araştırmaya dayanmadığında- belleğimizin yanılmaya daha dirençli olduğunu söyleyebiliriz.

Bu görüşün doğruluğunu test etmek isteyen araştırmacılar, fikir ve bilgi paylaşımının yapıldığı bir sosyal medya platformunun belleğimizi yanıltmada nasıl bir rol oynadığını belirlemek üzere bir çalışma yaptı. Çalışmada katılımcılara araba soyan bir adamla ilgili fotoğraflar gösterildi. Daha sonra tasarımı herkesin fikrini kaynak belirtmeksizin yazabildiği bir sosyal platformuna benzeyen ve bu platformdan farklı görünen iki kaynak üzerinden hikâye ile ilgili katılımcılara yanlı bilgiler verildi. Katılımcılardan kaynağın güvenilirliği hakkında oylama yapmaları istendi. Sonuçta katılımcıların sosyal medya platformundaki bilgilere daha az güvendikleri anlaşıldı.

Belleğimiz çeşitli faktörlerin etkisi nedeniyle yanılmaya veya yönlendirilmeye açık olabiliyor. Bu nedenle adeta bir bilgi bombardımanına tutulduğumuz bilgi teknolojilerini kullanırken belleğimizi tamamen devre dışı bırakmamalı ve özellikle bilgi edindiğimiz kaynağın güvenilirliğini sorgulamalıyız. 

Kaynak, BilimGenç