Türk Patent ve Marka Kurumunca 2017'de tescillenen "Uşak tarhanası" hazırlıkları, kent genelinde sürüyor.
Tarhananın yapımına kırmızı biber, soğan, nohut ve nanenin öğütücüden geçirilmesiyle başlanıyor. Malzeme, tuz, un, yoğurt ve maya ile harmanlanıp hamur haline getiriliyor. Teknelerde 3 hafta bekletilen hamur, küçük parçalar halinde çarşaflara serilip gölgede kurumaya bırakılıyor. Kuruyan tarhanalar ufalanarak elekten geçirilerek, hazır hale getiriliyor.
Tarhanaların bir bölümünü kışın tüketmek için kavanozlarda saklayan kadınlar, geri kalanını kilogramı 40 liradan satıyor.
Merkeze bağlı Ortaköy'de de kadınlar, geleneksel yöntemlerle ve imece usulüyle tarhana yapıyor.
Kadınlardan 59 yaşındaki Yeteriye Sayın, AA muhabirine, Uşak tarhanasını organik ürünlerden yaptıklarını söyledi.
Köyde diğer kadınlarla bir araya gelerek tarhana hazırladıklarını aktaran Sayın, "Tamamen doğal yöntemlerle yapıyoruz. Her derde deva, çok lezzetli ve sağlıklı. Bir hasta yese iyileşiyor. Herkese tavsiye ediyorum." dedi.
Yurt dışında 48 yıl yaşadıktan sonra Ortaköy'e yerleştiğini ve döner dönmez de tarhana yapımını öğrendiğini dile getiren Miyaser Akgün, "Tarhanayı acılı ve acısız olarak iki şekilde yapıyoruz. Biri tatlı kapya biberinden diğeri ise oldukça acı olan bir biberden. Tarhana yapmak oldukça zor bir iş. Emek isteyen bir iş. Ortaköylü kadınlar olarak bu işi çok severek yapıyoruz. Yurt dışında yaşadığım süreçte de sürekli Uşak tarhanası götürürdüm. Şimdi kendim yapmayı öğrendim." diye konuştu.
Tarhana yapmanın meşakkatli bir iş olduğunu söyleyen 67 yaşındaki Nurten Sunal da tarhananın yapımının zor olduğunu söyleyerek, "Uşak'ın tarhanası bambaşka. Ben de uzun yıllar yurt dışında yaşadım. Bizim tarhana lezzetli ve pişirmesi daha kolay. Uşak tarhanası almayan, yemeyen pişman olur. Uşak tarhanası almayan, yemeyen pişman olur. Ben yurt dışındaki arkadaşlarıma götürürdüm, bir kez yediler mi devamını isterlerdi." dedi.
Nuray Öksüz de Uşak tarhanasının çok lezzetli olduğunu dile getirdi.
(AA/Mehmet Çalık)