Hazır giyim sektörünün hızla ilerlemesine ve mesleği öğretecek eleman bulamamasına rağmen 12 yaşında ilkokulu bitirdikten sonra öğrendiği terzilik mesleği sayesinde evini yaptıran ve çocuklarını okutarak evlendiren Sevim, mesleğini severek yapıyor.

İlkokulu bitirdikten sonra Gaziantep'teki bir terzi ustasının yanında çırak olarak çalışmaya başlayan Sevim, mesleğini öğrendikten sonra zamanla işinde ilerledi. 40 yıl önce açtığı dükkânında terziliği sürdüren ve çalışma azmini ilk günkü gibi koruyan Sevim, ömrü vefa ettiği sürece mesleğini yapmak istiyor.

 

Meslek hayatı boyunca birçok çırak ve kalfa yetiştirdiğini ifade eden Sevim, mesleğini öğretecek çırak bulamamaktan yakınarak ailelerin çocuklarını hem okutmaları hem de bir mesleğe yönlendirmeleri gerektiğini söyledi.

İlkokul yıllarında bir hevesle başladığı terzilik mesleğini severek sürdürdüğünü belirten Sevim, 40 yılı aşkın süredir aralıksız olarak geçimini bu meslekten sağladığını ifade etti.

Eğitim hayatına devam eden öğrencilere en azından tatil dönemlerinde meslek öğrenmelerini tavsiye eden Sevim, devlet yetkililerine de ustalara sahip çıkması çağrısında bulundu.

Terziliği "Zamanın en gözde mesleği" diye tanımlayan Sevim, terzilerin en büyük sıkıntısının yetiştirilecek eleman bulamamak olduğunu söyledi.

İlkokulu bitirdikten sonra 12 yaşında terzilik mesleğine başladığını anlatan Sevim, "Şu anda 60 yaşındayım. Askerlikten sonra kendi işyerimi açtım ve 40 yıldır kendi işimde çalışıyorum. Çıraklık ve kalfalık dönemlerimiz oldu. Kısmetimizde bu meslek varmış." dedi.

"İmkânsızlıktan dolayı bu mesleği seçtim"

Ailesinin maddi imkansızlığı nedeniyle okula devam etmediğini belirten Sevim, "İmkansızlıktan dolayı bu mesleği seçtim. İlkokulu bitirince bir terzi ustasının yanında çalışmaya başladım ve askerliğe kadar çalıştım. Askerlikten sonra kendi işyerimi açtım." diye konuştu.

"12 yıllık eğitim sistemi yanlıştır"

Sevim, "Terzilik güzel bir meslek ama son zamanlarda eleman sıkıntısı var. Çok güzel bir meslek olmasına rağmen çırak bulamıyoruz. Çırak bulamazsak ve usta yetiştiremezsek ileride bu meslek gelişmez, devam edemez. Herkes çocuğunun okumasını istiyor. Evet, okumak güzeldir ama okuma azminde olan öğrencileri okutmalıyız. Ama okumak istemeyen öğrencileri çalıştırmalıyız. Avrupa'da başarılı olmayan öğrencilere başka mesleğe yönelmeleri söyleniyor. Bizdeki 12 yıllık eğitim sistemi yanlış. Eğer okuyup da bir yere gelemeyecekse okumanın bir anlamı yok. Zanaatsız toplum olmaz. Her toplumun bir zanaatı olmalıdır. Şu an vatandaşlarımız askerliğini, okulunu bitirdikten sonra iş bulamıyor, herkes devletten iş bekliyor. Ama vatandaşlar zanaata ağırlık vermelidir. Tornacılık, terzicilik ve bu tür diğer meslekler bitmek üzeredir. Hayatı öğrenmeleri için çocuklarımızın tatil zamanlarında bu tür yerlerde çalışmaları gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Böyle bir mesleğin ölmesini istemiyoruz"

Terzilik mesleğinin dikkat ve titizlik isteyen bir meslek olduğunu belirten Sevim, "Terzilik mesleğinde insan sosyalleşiyor, insanlardan farklı şeyler öğrenip kendini geliştirebiliyorsun. Mesleğini seveceksin, müşterini dinleyeceksin, önemli olan müşterinin istediğini anlamaktır. Müşterinin istediği gibi elbise dikeceksin. Hayat bize mütevaziliği, saygıyı, insanlarla iletişimin nasıl olacağı ve insanları nasıl tanıyacağımız gibi birçok erdemi öğretti. Mesleğimiz güzel bir meslek, mesleğimizi seviyoruz ve böyle bir mesleğin ölmesini istemiyoruz. Devletten katkı bekliyoruz, vatandaşlarımızın da böyle zanaatlara sahip çıkmasını istiyoruz. Böyle devam ederse yarın bir düğmeyi dikecek zanaatkâr bile bulamazlar." diye konuştu.

"Bu tür meslekler yaşatılmalıdır"

Devletin bu tür mesleklere sahip çıkması çağrısında bulunan Sevim, "Devlet bugün kelaynak kuşlarının neslini korumak için destek veriyor ama mesleklerimiz ve zanaatkârlarımız için ise hiçbir destek yok. Odalarımız, derneklerimiz pasif kalıyor. Devlet de bize sahip çıkmıyor. Bu meslekler yaşatılmalıdır ve meslek okullarında bu tür meslekler olmalıdır. Üniversitelerde tekstil bölümü var ama sadece hesapla ve cetvelle meslek öğrenilmez. Pratik yapmadan bu tür meslekler öğrenilmez. Öğrencinin bir yandan çalışması, iğneyi sallaması lazım. Örneğin iki gün okula gidiyorsa en az üç gün de bir terzinin yanında çalışmalıdır. Ustaların ne yaptığını görmesi lazım. Devletimize, derneklerimize ve odalarımıza büyük bir sorumluluk düşüyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)