Çin'in Belçika Büyükelçisi, dünyaya liderlik etmek isteyen süper güç imajını iyileştirmeyi amaçlayan yoğun bir halkla ilişkiler kampanyasının parçası olarak, Uygur Müslümanlarını mutlu bir şekilde dans ederken kaydedilmiş erkek ve kadınların bir videosunu yayınladı.

“Ejderha kalpleri ve akılları kazanmaya çalışıyor”

Çin'in Belçika büyükelçisinin birkaç gün önce yayınladığı tweetinde, "Qingyang'daki etnik azınlıklar dans ediyor. Sadece mutlu ve kaygısız insanlar bu güzellikle dans edebilir." deniliyor.

Çin'in "rehabilitasyon kampları" olarak adlandırdığı kamplardaki görüntüyü milyonlarca Uygur Müslümanı ve birçok kişi tweete yorum düşerken, kadınların zorla kısırlaştırılmasına ve Uygurlara yönelik diğer Çin uygulamalarına ilişkin haberleri de paylaştı.

Çin büyükelçisinin tweeti ve iki yıldan uzun bir süre önce başlattığı kitlesel halkla ilişkiler kampanyası, ABD ile arasındaki ticaret savaşı sürerken dünyaya önderlik etmeye hazır olduğunu duyuru amacını taşıyor.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde Çin, kendi coğrafyasından çıkmaya başlamıştı. Başkan Xi Jinping'in doğrudan emirleri ile daha cesur ve açık bir dış politika benimsendi. Bu, dünyanın birçok sıcak noktasındaki Çin varlığına yansıyarak oldu ancak daha agresif Amerikan yaklaşımından tamamen farklı bir yaklaşımla. Bu açılım bazıları tarafından genellikle üstünlük dayatma tarzı olarak görülüyor.

Dünyada Çin'e olumsuz bakış hakim

Dünya genelinde 14 ülkeyi kapsayan kamuoyu yoklaması, bu ülkelerde yaşayanların çoğunluğunun Çin'e olumsuz baktığını ortaya koydu. Avustralya, İngiltere, Almanya, Hollanda, İsveç, Amerika Birleşik Devletleri, İspanya, Güney Kore ve Kanada'da bu oranın, araştırmanın başlamasından bu yana en yüksek seviyesine ulaştığını gösterdi. Bu sahada 10 yıldan fazla bir süredir yılda bir anket yapılıyor.

Pew'in araştırmasına göre, Çin'e bakışta görülen yüksek oranda olumsuzluk, Çin'in Wuhan'daki pandeminin ortaya çıkışını ele alışı söz konusu görüşlerin ana nedeni. Bu da Pekin'in hedefine ulaşmadaki büyük propaganda kampanyasının başarısızlığını göstermektedir.

Çin cumhurbaşkanına, bu ülkelerdeki insanların çoğunluğunun gözünde güvenilmez bulunuyor. Bu da Çin'in herhangi bir küresel krize müdahalesini ilk etapta hoş karşılanmaz hale getiriyor.

Çin'e yönelik nefretin nedenleri, Uygur Müslümanlarına eşi görülmemiş baskıdan dolayı listedeki ikinci faktör olarak geliyor. Uygurlara karşı etnik temizlik noktasına ulaşan Çin yöntemlerinin acımasızlığı, bunu ortaya koyan belge ve tanıklıkların sızdırılmasının ardından geçen yılın sonundan bu yana dünya gündemine oturdu.

Çin propagandası gerçekleri örtemiyor

Çin Dışişleri Bakanlığı, Uygur müslümanlarının baskı altında tutulmasının Çin'in itibarını düşürmesinin Batı propagandasından başka bir şey olmadığını göstermek için dünyanın dört bir yanından Müslüman gazeteciler ve Araplar için turlar düzenleniyor. Ancak buna rağmen, bu turlara katılanlardan bazıları -sıkı sansüre rağmen– gerçekleri ortaya çıkarmada başarılı oldu.

Pekin'in teşvik ettiğinden tamamen farklı bir gerçekliği ortaya çıkaran ve Müslüman azınlığın maruz kaldığı baskıların ve etnik temizliğin, ifşa edilenden daha şiddetli olabileceğini teyit eden kurbanlardan bazılarına ulaştılar ve ifadelerini kaydettiler.

Bazı analistler, Çin'in gerçekleri görmezden gelerek ve manipülasyonla olayların Çin versiyonunu tekrar tekrar yayınlayarak dünyayı aldatabileceğini düşündüğüne inanıyor. Belçika'daki büyükelçinin yayınladığı Uygur dansı videosu bu bağlamda apaçık kanıtlardan başka bir şey değil. Ancak bu propaganda kampanyası olduğu açık. Çin, şimdiye kadar hedeflerinden herhangi birine ulaşmada başarısız oldu.

Uygurların baskı altında tutulması, salgının arkasındaki gerçeklerin örtbas edilmesi hızlıca unutulabilecek olaylar değil. Sürekli duyulan suçlar ve bir nesilden diğerine miras kalan Uygurların yaşadıkları biliniyor. Çin aleyhindeki bazı Hollywood filmlerinde gösterilen sahnelerin silinmesi gibi diğer suçlara ilave olarak yerel sinemalar ve dans videoları ile Çin'in tutumu gerçekleri örtbas edemiyor.