DIŞ HABERLER SERVİSİ - İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılması, Norveç'te Kur'an-ı Kerim'in yırtılması, Fransa'da basın özgürlüğü adına Hazreti Muhammed (S.A.V.)'i tahkir eden karikatürlerin teşvik edilmesi, başörtüsünün engellenmesi ve hadsiz Sömürgeci Macron’un İslam’a yönelik alayvari sözleri İslam’a ve mukaddesatına olan saldırılardan sadece birkaçı.
Batılı liderlerin sözleri ve tavırları ile İslam’a saldırmaları, Yeni Zelanda'da 52 kişinin şehit edildiği terör saldırısına benzer İslamofobik şiddet eğilimlerine davetiye niteliği taşımakta.
ALMANYA'DA SON 2,5 AYDA 188 İSLAM DÜŞMANLIĞI SUÇU İŞLENDİ
Alman hükümetinin, Sol Partinin soru önergesine verdiği cevapta, Temmuz’dan 17 Eylül'e kadar toplam 188 İslam düşmanlığı suçunun kayıtlara geçtiği ifade edildi.
188 suç vakası içerisinde 9 kişinin yaralandığı bilgisi paylaşılan cevapta, yaralananlar nedeniyle hiç kimsenin gözaltına alınmadığının belirtilmesi dikkati çekti.
Hükümetin cevabında, İslam düşmanlığı içeren saldırılar nedeniyle sadece soruşturmaların bulunduğu vurgulandı.
"POLİSE İNTİKAL ETMEYEN BİRÇOK İSLAM DÜŞMANLIĞI VAKASI BULUNUYOR"
Almanya İslam Konseyi Başkanı Burhan Kesici, söz konusu önergedeki rakamlarla ilgili yaptığı açıklamada, uzun zamandır Alman toplumunda İslam düşmanlığının yoğunlaştığını söylediklerini belirterek, "Bu rakamlar, bizim söylediklerimizi teyit ediyor." dedi.
Önergede sadece polise intikal eden olayların belirtildiğine ancak polise intikal etmeyen birçok İslam düşmanlığı vakasının da bulunduğuna işaret eden Kesici, şunları söyledi:
"Aslında İslam düşmanlığının daha çok olduğu görülebilir. Özellikle yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) döneminde bu kadar suç işlenmesini, ilerleyen dönemlerde daha fazla suç işlenebileceğinin işareti olarak görmek mümkün."
Kesici, İslam düşmanlığına karşı yeni kurulan komisyon ile Alman hükümetinin bu olayların farkına vararak karşı tedbirleri alacağını umduklarını kaydetti.
ALMANYA'DA HER İKİ GÜNDE BİR İSLAM DÜŞMANI SALDIRI
Alman hükümetinin verilerine dayandırılan verilere göre Almanya'da geçen yıl her iki günde bir İslam düşmanı bir saldırı düzenlendi. Sol Parti'nin İslam düşmanı saldırılara ilişkin verdiği soru önergesini yanıtlayan Alman İçişleri Bakanlığı, 2019 yılında Müslüman kuruluşları ve temsilciliklerine 184 kez saldırı düzenlendiği bilgisini verdi.
"MACRON'UN 'İSLAM KRİZDE' AÇIKLAMASI AÇIK BİR PROVOKASYON"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Macron’un açıklamasına karşı yaptığı konuşmada, siyasette sıkışan ve dış politikada çuvallayan Avrupalı liderlerin İslam'ı hedef göstererek kifayetsizliklerini örtmeye çalıştıklarını belirterek şunları kaydetti:
"Bu kervana katılan son isim Fransa Cumhurbaşkanı Macron olmuştur. Macron'un Müslümanların yoğunlukta olduğu bir şehirde yaptığı 'İslam krizde' açıklaması saygısızlıktan öte açık bir provokasyondur. Fransız Devlet Başkanı olarak daha şurada bir hafta, on gün önce, münasebetlerimizi geliştirelim, görüşmelerimizi geliştirelim derken nasıl da çabucak unutuveriyor. Hemen ardından bu açıklamayı yapması kendisine ne denli saygı duyulacağını gösteriyor. Fransız Devlet Başkanı olarak İslam'ın yapılandırılmasından bahsetmesi hadsizliktir, edepsizliktir. Bizim ağzımızdan bugüne kadar Hristiyanlığın, Museviliğin yapılandırılması diye bir şey duydunuz mu? Sen kimsin ki İslam'ın yapılandırılması diye bir ifadeyi ağzına alıyorsun."
Devletin görevinin, milyarlarca inananı olan bir dine müdahale etmek değil, tüm inanç mensuplarının hak ve özgürlüklerini garanti altına almak olduğunu ifade eden Erdoğan, devlet eliyle "dinde reform" girişimlerinin totaliter toplumların alametifarikası olduğunu söyledi.
MACRON İSLAM’A SAVAŞ AÇTI
Her geçen gün kamuoyunun güvenini kaybeden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, son olarak “İslam, bugün dünyanın her yerinde kriz yaşayan bir dindir” ve “Planladığımız stratejinin dördüncü ekseni, Fransa’da aydın/aydınlatılmış bir İslam inşa etmektir; dış etkilere bağlı İslam’a ihtiyacımız yok” mealindeki iddia ve hezeyanlarında bulundu.
Macron, ayrıca camileri daha çok kontrol altına almayı ve başörtüsü yasağını genişletmeyi planladığını açıkladı.
Verilen eğitimi ve fonları kontrol altına almak için camilerin ve derneklerin statüsünü değiştirmek için de yeni düzenlemeler getirileceğini belirten Macron, Kamu sübvansiyonu talep eden camiler ve derneklerin, “Laiklik Şartnamesi”ni imzalayacağını belirtti. Böylelikle cumhuriyet ilkelerine uymayan dernekler kolayca feshedilecek.
BAŞÖRTÜSÜ KAMU ALANLARINDA TAMAMEN YASAKLANACAK
Fransa’da kamuda yasak olan dini simgeler ve özellikle başörtüsü bazı özel şirketlere yaygınlaşacak. “Tarafsızlık” yükümlülüğü kamu hizmeti delegelerine genişletildi. Kamu yararına özel şirketlerde çalışanlar hiçbir dini simge taşımayacak, başörtüsü yasaklanacak.
Macron, geçen yıl açıkladığı gibi Türkiye, Cezayir ve Fas gibi ülkelerden yabancı dil eğitimi için ülkeye gelen öğretmenlere artık izin verilmeyeceğini yineleyerek asimilasyon niyetini de ortaya koydu. Fransa’daki imamlar için “reform” yapılacağını söyleyen İslam düşmanı lider, Türkiye, Fas ve Cezayir’in imamlarını eğitmesine son vereceğini dile getirdi.