PKK/HDP'lilerin 6-8 Ekim 2014'te Kobani bahanesiyle bölgede başlattığı saldırılar esnasında HÜDA PAR Karaman İl Başkanlığı görevini yürüten Hasan Atım, Kurban bayramı dolayısıyla geldiği Mersin'in Tarsus ilçesinde o dönem yaşadıklarını İLKHA'ya anlattı.

Atım, Tarsus’ta, dernekte üye ve gönüllüleri ile kurban eti yardım çalışmaları için hazırlık yaptıkları esnada esnafın kepenk kapatmaya başladıklarına yönelik duyum aldıklarını söyledi.

Sokak olayları yaşandığında dernek binasında olduklarını ve olaylardan ilk başlarda haberlerinin olmadığını aktaran Atım, azgın grubun Müslüman olarak bilinen tüm camiaları hedef alacağını eli kanlı taraftarlarına açıkça belirttiğini söyledi.

Saldırıya maruz kaldıklarında bulundukları dernek binası ile polis karakolu arasında yüz metre olduğunu ve olayların karakol önünde cereyan ettiğini vurgulayan Atım, "Bizleri öldürmeye gelmişlerdi. Kendimizi savunmak zorunda kaldık ve azgın grup geri geçilmek zorunda kaldı. Dernek binamızın önünde duruyorduk ve bize saldırı olmadıkça kesinlikle kimseye karışmadık. Zaten bizler saldıran taraf değil, kendini savunan taraftık." ifadelerini kullandı.

Atım, geri çekildikten kısa süre sonra tekrardan saldırıya geçen HDP/PKK’lı grubun, kendilerine Müslümanlar tarafından karşılık verilince derneğe çok yaklaşamadığını, uzaktan taş atarak saldırılarını sürdürdüğünü hatırlattı.

"Derneğe girseydik bizi yakacaklarından emindik"

Emniyet verilerine göre azgın grubun 800 kişi olduğunun belirtildiğini ancak bu sayınını binleri aştığını kaydeden Atım, dernek binasının abluka altına alındığını söyledi.

Atım, sokakta durup taşların açık hedefi olduklarını fakat dernek binasına kasıtlı olarak girmediklerini belirterek," Eğer biz dernek binamıza girmiş olsaydık, bizi binada canlı canlı yakacaklardı. Bundan dolayı bizler derneğe girmedik ve derneğimizin önünde bekliyorduk. Taşlanmaya razıydık, ama derneğe girseydik bizi yakacaklarından emindik." diye konuştu.

"Saldırıların şiddetinden gözümün derdine düşemedim"

Saldırganların, parke taşlarıyla saldırdıklarını belirten Atım, "Taşlar göğsüme, ayağıma, karnıma isabet ediyordu. Nefis geri çekilmek istese de biliyorduk ki karşıdaki grup vahşidir. Dernek binamıza çekilmemiz daha felaket bir sonuca varırdı. En son gelen taş gözüme isabet etti. Gözüm o anda tamamen karardı ve göremiyordum. Saldırıların şiddetinden gözümün derdine düşemedim." dedi.

 

"Polis bizi PKK’ya yem etti"

PKK’li grup dağıldıktan sonra polisin olay yerine geldiğini, fakat eylemci gruba değil de kendilerini savunan Müslümanların polis müdahalesine uğradığını söyleyen Atım, "İçimize gaz bombaları attılar. Saldırılara maruz kalan arkadaşlarımız gaz bombasının da etkisiyle sokağın ortasında yere serildi. Bu şekilde polis, bizi PKK’li gruba adeta yem etti." ifadelerini kullandı.

Polisin, olay yerine geldikten sonra dernek üyelerine "Burada ne işiniz var?" diyerek hesap sorduğunu aktaran Atım, polis eşliğinde hastaneye gittiklerini söyledi.

"Polis iki grubu karşı karşıya getirmek istedi"

Polis tarafından saatlerce acilde oyalandırıldığını ifade eden Atım, şunları söyledi:

Ben artık dayanamadım ve neden tedavi etmediklerini sordum. Kan kusuyordum ve iç kanamam olmasından endişe ediyordum. Ben ısrar edince, acilde tedavi edemeyeceklerini ifade ettiler. Polis ilk olarak beni Tarsus’ta ki Medical Hastanesi’ne götürdü. O hastanede de hep HDP/PKK’li yaralı kişiler ve yakınları vardı. Polis beni de oraya götürerek, iki grubu karşı karşıya getirmek istedi. Bu itirazımız sonrasında Devlet Hastanesine oradan da Mersin Üniversite Hastanesi’ne sevk ettiler. Hastanede de yeterince ilgilenmeyip sadece dikiş attılar. Erken müdahale olsaydı belki de gözümü kaybetmeyecektim. Sabaha karşı ameliyata alındım. Doktor ameliyat öncesinde yüzde 90 oranında gözümün görmeyeceğini söyledi.

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 6-8 Ekim olaylarında zarar gören halkın zararı devlet tarafından maddi ve manevi olarak karşılanacağı sözünün verilmesi üzere Valiliğe gidip durumunu anlatan ve şikayetçi olan Atım, herhangi bir sonuç alamadıklarını belirterek, "Bizimle ilgilenen Vali Yardımcısı değişti. Yeni genel Vali Yardımcısı ise dosyamızın 'içinin boş' olduğunu söyledi. Mahkeme süreci devam ediyor. İyi bir sonuç çıkacağını zannetmiyorum. Hesabımızı görecek olan Allah-u Teala’dır. Rabbimiz bizim ahımızı onlara bırakmaz." dedi.

Atım, "PKK’yi ve onun kanlı tarihini herkes gibi biz de çok iyi biliyoruz. Onlar barış ve demokrasi dediklerinde her zaman saldırı düzenlemişlerdir." diye belirtti.

Şehit Yasin Börü ve dava arkadaşlarına Allah’tan rahmet dileyen Atım, şehitleri hiçbir zaman unutmadıklarını ve unutmayacaklarını sözlerine ekledi.

Atım, "Hiçbir Muhammedî Müslüman ölümden korkmaz. Zalimler unutmamalı ki, biz Muhammedî’lerin tek hayali şehit olarak Rabbimize kavuşmaktır. Bundan dolayı bildiğimiz doğruları söyler, savunur ve yaşarız. Halimizden şikayetçi değiliz. Biz gözümüzü Allah için, Allah’a verdik. Mükafatını da Allah’tan bekliyoruz." diye konuştu. (İLKHA)