Normal şartlarda çocuklar için çok farklı geçecek olan bu dönem kısıtlamalar, mesafeler ve çoğu için korkular ile geçiyor. Dikkatli davranmamız gereken bu günlerde çocukların psikolojisini korumak için eğitimci yazar Coşkun Bulut, önemli tavsiyelerde bulundu.
"Zor günlerde çocuğunuzun kalbine dokunun"
Ebeveynler olarak çocuklara içinden geçilen bu zorlu dönemde hastalık ile ilgili bilgiler verilirken bir yandan da çocukların kalbine dokunmak gerektiğini belirten Bulut, "Çocuklar sevildiğini ve kendilerini güvende hissettiği ortamlarda daha çok öğrenirler. Çoğunlukla anlamlandıramadıkları bu dönemde onlara sevgimizi daha fazla göstermeliyiz.
Bu dönemde çocuklarımıza onları sevdiğimizi sıkça söylemeliyiz. Çocuklarımızı öperek koklayarak onlara sarılarak da yanlarında olduğumuzu ve sevildiklerini hissettirmeliyiz." dedi.
"Sözler kadar davranışlarımız da önemli"
Özellikle 15 yaş altı çocukların somut dönemde oldukları için direkt gördüklerini daha iyi algıladıklarına ve gördüklerine inandıklarını söyleyen Bulut, "Çocuğumuza sevdiğimizi söylemekten daha önemlisi davranışlarımızla göstermek. Çocuklarımızla bu dönemde yaşına uygun bolca oyun oynamalı, etkinlikler yapmalıyız. Böylece hem ona değer verdiğimizi hissettirebiliriz hem de stresini atmasına yardımcı olabiliriz. Onlara vakit ayırmalı ve onları anlamaya çalışmalıyız." ifadelerini kullandı.
"Çocuğumuzu nasıl anlayabiliriz?"
Çocukları anlayabilmek için en başta onların sabırla dinlenilmesi gerektiğini aktaran Bulut, şöyle devam etti:
Fakat 'anlamak' gerçek bir iletişim gerektirir. En önemli iletişim unsurumuz anlamak olmalıdır. Sabırla dinledikten sonra dikkat etmemiz gereken ise bizim anladığımızı onlara anlatmak. Yani çocukça düşünüp yetişkince davranmalıyız.Bir kurala uymaları veya önlem almaları için ise konuyu diretmemeliyiz. Kuralları önce kendimiz uygulamalı, örnek bir yetişkin olmalı ve çocukça düşünerek sağlıklı iletişim kurmaya çalışmalıyız. Örneğin, yetişkinler olarak Coronavirus'ün zararlarını, mücadelesinin zorluklarını biliriz.
Fakat çocuklarımıza anlatırken bir yetişkinle konuşur gibi anlatmamalıyız. Çocuğumuz bu sırada bizi dinler şekilde görünür fakat asıl merak ettiği bu konunun onun dışarı çıkıp çıkmayacağını, oyunlarını, okula gidip gidemeyeceğini ne kadar etkileyeceğidir.
Onlar daha çok, değişimi anlamak ister. İnsanların neden maske takmak zorunda olduğu, kendisinin ne kadar maske takması gerektiği, insanların birbirinden neden bu kadar uzak durduğunu anlamak isterler.
Onların dünyasına girmeli, önce onu anlamaya çalışmalı ve olabildiğince onun gibi düşünebilmeliyiz. Onu anladıktan sonra yapmamız gereken onun bu soru işaretlerini korkutmadan gidermek olmalıdır.
"Eskiye olan özlemini gidermeye çalışın"
Çocukların da en az yetişkinler kadar eski düzenlerine ve hayatlarına özlem duyduklarını belirten Bulut, "Özlediği etkinlikleri, ortamları evin içinde yapay da olsa hazırlamaya çalışmalıyız. Normalde arkadaşlarıyla oynadığı oyunları evde bizimle oynamasını sağlayabilir, evimizin bir köşesini sınıf ortamına benzetmeye çalışabiliriz.
Havalar çok soğumadan açık havada etkinlikler yapmasını, arkadaşları ile mesafeli ve temassız oyunlar oynamasını sağlamalıyız. Hastalık bulaşma riski nedeniyle yapamayacağımız uygulamaları da yaşına uygun bir dille çocuklara anlatmalıyız." dedi. (İLKHA)