Hüseyin, böylesi bir karaın Irak halkının çıkarına olmayan sonuçlara yol açabileceğini vurgulayarak, Irak hükümetinin bir dizi güvenlik ve siyasi tedbirler aldığını söyledi.

Fuad Hüseyin, “Yeşil Bölge ve havalimanına yönelik saldırıları durdurmak için çok yakında somut  sonuçlar alınacaktır” dedi.

Irak Başbakanı Sözcüsü Ahmed Mele Telal da bazı  grupların  iki tarafın ilişkilerini bozmaya çalıştığını belirterek ABD’nin elçiliğini kapatma uyarısının da olumsuz bir mesaj olduğunu söyledi.

ABD Irak'a ne kattı?

ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 5 Şubat 2003'te BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada, "Saddam Hüseyin'in biyolojik silahlara sahip olduğundan hiç şüphe yok ve daha fazlasını üretebilecek kapasiteye sahip." iddiasında bulundu.BM Silah Denetleme Komisyonu'nun Irak'ta biyolojik silaha rastlanmadığına ilişkin açıklamasına rağmen ABD ve İngiltere öncülüğünde ülkeye yönelik işgal operasyonu başladı. 

2004'ün Nisan ayında  ABD güçlerinin Bağdat'taki Ebu Gureyb Hapishanesi'nde tutuklu bulunan Iraklılara uyguladığı çeşitli işkence fotoğrafları medyaya yansıdı. Haziran ayında ise binlerce sivilin katlinin ardından ABD, yönetimi Iraklılara teslim etti. 

22 Ocak 2006'da,  Sammara'da Şii imamlarının mezarının havaya uçurulmasıyla sivillere ülkede mezhep savaşı fiilen başladı. Yönetim krizinin ardından gelen çatışmalar ülkeyi daha da büyük bir yıkıma sürükledi. 

2007 yılında ülkede şiddetin sona ermediği gerekçesiyle ABD tarafından Irak'a 20 bin ek asker gönderme kararı alındı. 

 Bağımsız "Iraqcountybody" organizasyonuna göre, Irak'ta 2003-2011 yıllarında çatışmalardan kaynaklı 100 binin üzerinde sivil, 4 bin 500 ABD ve 179 İngiliz askeri hayatını kaybetti. Aynı organizasyonun verilerine göre, 2018'e kadar hayatını kaybeden sivillerin sayısı 200 bine ulaştı.

Obama'nın 2011 yılında açıkladığı geri çekilme kararına rağmen hala Irak'ta binlerce ABD askeri bulunuyor. 

İşgalin başlangıcından bu yana ABD'nin Irak'a savaş, terör, mezhep kavgası ve istikrarsızlıktan başka bir getirisi olmadı. 17 yılın ardından Irak bugün hala şiddet eylemleriyle anılıyor. Buna rağmen ülkeye ekonomik ve siyasi olarak büyük bir darbe indiren ABD'ye bağımlı siyaset güdülüyor. Bağımsız, her alanda yeniden inşaya odaklanan bir Irak  yerine ABD'nin kaos getiren varlığı siyasilerce tercih ediliyor.