BİNGÖL-Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü`nün geçtiğimiz günlerde Zazaca ve Kurmançça ders kitabı olarak kullanılmak üzere iki adet kitap çıkardığını ve Talim Terbiye Kuruluna sunduğunu duyuran Bingöl Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Zaza Dili Tezsiz Yüksek Lisans Öğrencileri, Talim Terbiye Kurulu`nun da başka alternatif olmadığından söz konusu kitabın ders kitabı olarak okutulmasına karar verdiğini belirttiler.
Zazaca ders kitabı olarak kabul edilen kitabın Zazaca grameri, Zaza kültürü ve Zazaca kelimeler açısından incelendiğinde kitabın olumlu yanlarının yanında mühim hatalar da barındırdığının görüldüğünü vurgulayan Bingöl Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Zaza Dili Tezsiz Yüksek Lisans Öğrencileri`nden Mutalip Kapar, Nurettin Kayğısız ve Fatih Çağlayan, bundan dolayı da kitabın bu haliyle piyasadan geri çekilmesi gerektiğini ifade ettiler.
İşte Zazaca Ders Kitabıyla ilgili öğrencilerin değerlendirmeleri
İşte Zazaca Ders Kitabıyla ilgili öğrencilerin değerlendirmeleri
Zazaca kitap üzerine bir değerlendirme
Kürt sorununa çözüm bulmak amacıyla son birkaç yılda çeşitli adımlar atıldı. Kanaatimizce bu adımların en önemlisi farklı yönlerden eksiklikleri olmasına rağmen çocuklarımıza seçmeleri halinde devlet okullarında anadil eğitimi verilebilecek olmasıdır. Kürtlerin hakkı olan anadilde eğitimin çok gerisinde olmasına rağmen bunu olumlu bir gelişme olarak görmekte olduğumuzu belirtmekte fayda var.
Anadil eğitiminin seçmeli ders olarak kabul edilmesinin doğal bir sonucu olarak bu dersle ilgili ders araç ve gereçlerine ihtiyaç duyulmuştur. Bu araç gereçlerin temininde beklentimiz siyasal ve ideolojik yaklaşımlardan uzak ve halkın gerçeklerine uyan bir yöntemin seçilmesidir.
Kürt sorununa çözüm bulmak amacıyla son birkaç yılda çeşitli adımlar atıldı. Kanaatimizce bu adımların en önemlisi farklı yönlerden eksiklikleri olmasına rağmen çocuklarımıza seçmeleri halinde devlet okullarında anadil eğitimi verilebilecek olmasıdır. Kürtlerin hakkı olan anadilde eğitimin çok gerisinde olmasına rağmen bunu olumlu bir gelişme olarak görmekte olduğumuzu belirtmekte fayda var.
Anadil eğitiminin seçmeli ders olarak kabul edilmesinin doğal bir sonucu olarak bu dersle ilgili ders araç ve gereçlerine ihtiyaç duyulmuştur. Bu araç gereçlerin temininde beklentimiz siyasal ve ideolojik yaklaşımlardan uzak ve halkın gerçeklerine uyan bir yöntemin seçilmesidir.
Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü geçtiğimiz günlerde Zazaca ve Kurmançça ders kitabı olarak kullanılmak üzere iki adet kitap çıkardı ve Talim Terbiye Kuruluna sundu. Talim Terbiye Kurulu da başka alternatif olmadığından söz konusu kitabın ders kitabı olarak okutulmasına karar verdi. Fakat Zazaca ders kitabı olarak kabul edilen kitabı Zazaca grameri, Zaza kültürü ve Zazaca kelimeler açısından incelediğimizde kitabın olumlu yanları yanında mühim hatalar barındırdığını da görmekteyiz. Bu makalede amacımız söz konusu kitapta yanlış olan noktalara değinmektir. Çünkü ortak akıl veya istişarenin ortaya çıkaracağı eserin daha doğru götüreceği yerin daha doğru yer olduğuna inanmaktayız. Bu eleştirilerin dikkate alınmasının kanaatimizce yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Zazaca`nın yaşatılması çabalarında can suyu işlevi göreceğine inanmaktayız.
Zazaların etnik durumu ve Zazaca`nın Dünya dilleri içindeki yeri üzerinde çeşitli iddialar ortaya atılmaktadır;
Zazaların bir Türk boyu olduğunu söyleyenler olduğu gibi Kürt olduğunu söyleyenler ve bu iki iddiayı da reddedip Zazaların ayrı bir millet olduğunu söyleyenler de mevcuttur. Zazaca üzerine de yine benzer şekilde tezler ortaya atılmaktadır. Ancak üzüntüyle belirtmek gerekir ki bu iddiaların çoğu ciddi tarihsel ve filolojik araştırmalar yerine masa başında üretilmiş tezlerdir. Herhangi birinin doğru olma ihtimali olduğu gibi hepsinin yanlış olma ihtimali de mevcuttur. Bu iddialar çalışmamızın asıl konusunu teşkil etmediği için bunların üzerinde de fazla durmayacağız. Fakat bunların hatırlatılmasında fayda görüyoruz. Çünkü söz konusu Zazaca ders kitabını yazanların Zazaca`da mevcut olan birçok kelimeyi araştırıp kullanmak yerine Kurmançça kelimelere yer vermeleri veya bazı gramer kurallarını Kurmançça ile aynıymış gibi kullanmaları bu yazarların sözünü ettiğimiz iddialardan etkilendiğini göstermektedir. Oysa Zazaca, Kurmançça gibi Kürtçenin bir lehçesi olsa dahi bu dil/lehçenin kendine özgü bazı kelimelerinin ve kurallarının olduğuna ve bunların yaşatılması gerektiğine inanmaktayız.
Söz konusu kitabın bir ilk olması açısından özel olduğuna ve birçok olumlu noktası olduğuna inanmakla beraber yukarıda bahsettiğimiz noktalar ve daha birkaç noktada hatalı olduğuna inanmaktayız.
Adını zikrettiğimiz kitabın olumlu ve olumsuz bulduğumuz noktalarını sosyo-kültürel ve filolojik açıdan olmak üzere başlıklar halinde kimi sayfa ve örneklere de değinerek ele alacağız. Fakat öncellikle bilinmesini isteriz ki anadilimizin devlet okullarında seçmeli ders olarak da okutulması doğru bir adım olmuştur. Bu eleştirilerimizin amacı da bu paralelde anadilimizin öğretilmesi yolunda eğitim araçlarının daha iyi olması içindir. Fikrimizi samimi bir kalple söyler, söylediklerimizin söylediğimiz şekilde anlaşılmasını dileriz.
Adını zikrettiğimiz kitabın olumlu ve olumsuz bulduğumuz noktalarını sosyo-kültürel ve filolojik açıdan olmak üzere başlıklar halinde kimi sayfa ve örneklere de değinerek ele alacağız. Fakat öncellikle bilinmesini isteriz ki anadilimizin devlet okullarında seçmeli ders olarak da okutulması doğru bir adım olmuştur. Bu eleştirilerimizin amacı da bu paralelde anadilimizin öğretilmesi yolunda eğitim araçlarının daha iyi olması içindir. Fikrimizi samimi bir kalple söyler, söylediklerimizin söylediğimiz şekilde anlaşılmasını dileriz.
Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü öğretim elemanları tarafından hazırlanan ve Talim Terbiye Kurulu tarafından Ortaokul 5. sınıf öğrencileri için Zazaca ders kitabı olarak kabul edilen kitabı şöyle başlıklar altında incelemekte faydalar görüyoruz:
a- Dilbilimsel hatalar
Her şey den önce bu kitap öz Zazaca bir kitap değil; Kürtçeden Zazaca`ya çeviri bir kitaptır. Kitabın kapağında yer alan şiir bunun göstergesidir. 25. sayfadaki "Marşa Herfan (SIRÛDA TÎPAN)" adlı şiir 1944 yılında RONAHİ adlı Kürtçe dergide yayımlamıştır.
Kitabı incelendiğinde birçok yanlışların bilerek veya bilmeyerek kayıt altına alındığı görülür. Aşağıdaki birkaç örnek bunu doğrular niteliktedir:
Her şey den önce bu kitap öz Zazaca bir kitap değil; Kürtçeden Zazaca`ya çeviri bir kitaptır. Kitabın kapağında yer alan şiir bunun göstergesidir. 25. sayfadaki "Marşa Herfan (SIRÛDA TÎPAN)" adlı şiir 1944 yılında RONAHİ adlı Kürtçe dergide yayımlamıştır.
Kitabı incelendiğinde birçok yanlışların bilerek veya bilmeyerek kayıt altına alındığı görülür. Aşağıdaki birkaç örnek bunu doğrular niteliktedir:
- Zazaca`da kullanılmayan ve aslı Kurmançça olan ve sadece Kurmançlar tarafından kullanılan birçok kelime kullanılmıştır. Örnek: baş - sıpas - to - şodirbaş- nan, gibi yüzlerce kelime bu kelimelerin Zazaca`da asılları vardır ve bu kelimeler halen kullanılmaktadır.
- Zazaca`dan bahsedilirken birçok yerde kırmancki diye geçmesi genel kullanıma aykırıdır. Zazaların bir kısmı kendini Kırmanc diye nitelemez; ama Zazaların ekserisi kendini Zaza olarak niteler. Örneğin sayfa 25`teki şiirde bu bağlamda Kırmanc kelimesi kullanılmıştır.
- Arapçadan sonra en net bir şekilde Zazaca`da eril ve dişil fiiller kullanılmaktadır. Bu netlik ne Kürtçede ne de Farsçada vardır. Ancak kitapta bu ayrım yapılmamış ve eriller de birçok yerde dişil fiiller gibi kullanılmıştır. Örnek: sayfa 30`da "Azad tı şina koti?" burada şina kelimesi kesinlikle dişiller için kullanılmaktadır. Doğrusu "Azad tu şini koti/ ça?" olmalıydı.
- Yine Zazaca`nın Murat ağzının konuşulduğu bölgede mastar eki genel kullanımda "ış-iş"tır. Ancak ne hikmetse bir bölgede kullanılan "ene, dene" ekleri mastar yapımında kapsayıcı bir algıyla kullanılmıştır.
Örneğin sayfa 33-34`te " wendene, qıseykerdene, naskerdene, çendine, pancine..." v.b kelimeler
Örneğin sayfa 33-34`te " wendene, qıseykerdene, naskerdene, çendine, pancine..." v.b kelimeler
- Özellikle bazı kelimelerin kısaltılması veya farklı formlara sokulması cümlenin anlamını tamamen değiştirmektedir. Örneğin sayfa 35`te "ına" kelimesi yerine "na" kullanılması çok vahim bir hataya neden olmuştur. Farklı üç dört bölgenin Zaza insanına bu cümleleri okutulduğunda aynı hakaret olgusunu tasdik etmişlerdir. (Bu cümle tarafımızdan farklı dört ayrı bölgenin insanına okutturulmuştur.) merkez Zazacasını konuşan Zazalara bu durum nasıl izah edilecektir?
- Bir dilde olmayan bir nesnenin veya eylemin karşılığı yoksa komşu veya kardeş dillerden alınır yoksa türetilir. Oysa bu kitapta Zazaca`da var olduğu halde kullanılmayıp ya türetilmiş ya da Kurmanci`den alınmıştır. Örneğin sayfa 97`de "Sere şiti/to" Zazaca`da "helim" dir.
-Yine okuma parçalarında Zazaca`da var olan kelimeler yerine Kurmanci kelimeler kullanılmıştır. Sayfa 111`de "Şiwan-şonı Pesê-Dewar" metnin de olduğu gibi.
Bu metin önce Türkçeden Kurmanca`ya Kurmanca`dan da Zazaca`ya çevirilmiştir. Oysa çeviri de ana hedef ilk yazıldığı dilden çeviri olmasıdır. Yine bu metindeki "Rew bêrîn rew/ Erken gelin erken gelin!" cümlesinin aslı "Lez bêrîn lez/ Çabuk gelin çabuk1" Şeklinde olmalıydı.
- Okuma parçalarındaki yüklemler Zazaca`nın genel kullanımına uygun değildir.
- Okuma parçalarındaki yüklemler Zazaca`nın genel kullanımına uygun değildir.
b-İnanç ve kültürle ilgili hatalar
- Kitaptaki şiir ve hikâyelerin çoğu Kurmanca`dan Zazaca`ya çeviridir. Oysa yıllardan beri Zazaca konuşan ve yazan önemli yazar şair ve sanatçı vardır. Bu kadar önemli çalışma varken bunlardan yaralanmamak Kurmanca`dan Zazaca`ya çeviri yapmak bu mümtaz çalışmalara karşı bir kadir bilmezliktir.
- Kitaptaki şiir ve hikâyelerin çoğu Kurmanca`dan Zazaca`ya çeviridir. Oysa yıllardan beri Zazaca konuşan ve yazan önemli yazar şair ve sanatçı vardır. Bu kadar önemli çalışma varken bunlardan yaralanmamak Kurmanca`dan Zazaca`ya çeviri yapmak bu mümtaz çalışmalara karşı bir kadir bilmezliktir.
- Newruz, her ne kadar son 20-30 yıldır nasyonal bir hareketin tahrikiyle kutlansa da Zaza bölgelerde dedelerimizden de duyduğumuz kadarıyla öyle bir kutlama olmamıştır. Bizde eskiden beri biline gelen iki bayram kutlaması vardır: Kurban ve Ramazan Bayramı. Fakat kitapta kanaatimizce Nevruz bilinçli bir şekilde öne çıkarılmıştır.
- Biz de kız erkek diye bir arkadaşlık anlayışı yoktur. Her ne kadar son on yıldır modern kültürün getirdiği nefsi özgürlük ve ahlaksız gidiş böyle bir yakınlaşmayı getirmişse de inancımız yönüyle bu yanlıştır. Hemen her okuma parçasında bu arkadaşlığın normal bir formatta sunulması bir kültür erozyonunun göstergesidir.
- Bir diğer önemli husus ise Zaza ve Kurmançların peygamber sevgisidir. Ahmed-i Xani`nin mevlidi, ilk yazılı Zazaca eser olarak bilinen Ahmedi Xasi`nin Mevlidi ve onlarca başka mevlid yazılmıştır. Kitapta mevlitlerle ilgili hiçbir alıntı ve metnin olmaması bununla beraber Ahmet Kaya gibi sanatçılardan ısrarla örnek verilmesi Zaza ve Kurmanç kültür ve inancına bir yabancılıktır.
c- Olumlu yönler
- Bu yöndeki ilk akademik çalışma olması kitabın takdir edilecek yönüdür.
- Ayrıca bu konuda bir adım atma cesaret isteyen bir işti. Bu cesaretin sergilenmesi de kayda değer bir noktadır.
- Bu yöndeki ilk akademik çalışma olması kitabın takdir edilecek yönüdür.
- Ayrıca bu konuda bir adım atma cesaret isteyen bir işti. Bu cesaretin sergilenmesi de kayda değer bir noktadır.
d- Çözüm öneriler
Unutulmamalı ki, dil Yüce Allah`ın kevni ayetlerinden olup "tanışma ve kaynaşma vesilesi"dir. Haliyle bir dilin ötelenmesi, inkâr edilmesi insani ve İslamî değildir. Dillerin birbiriyle dövüştürülmesi de yanlıştır. Bir dile sahip çıkmak, bir ayeti yaşamak ve yaşatmak gibidir. Dili, kendi ırkı itibarıyla bir ayrıcalık saymak ise tasvip edilmeyen menfi milliyetçilik türündendir. Dolayısıyla genelde tüm dillerin korunması, konuşulması ve öğrenilmesi önündeki engeller kaldırılmalı; dili yaşatma noktasındaki çalışmalar, insanlık bahçesinin zenginliği olarak görülüp desteklenmelidir.
Unutulmamalı ki, dil Yüce Allah`ın kevni ayetlerinden olup "tanışma ve kaynaşma vesilesi"dir. Haliyle bir dilin ötelenmesi, inkâr edilmesi insani ve İslamî değildir. Dillerin birbiriyle dövüştürülmesi de yanlıştır. Bir dile sahip çıkmak, bir ayeti yaşamak ve yaşatmak gibidir. Dili, kendi ırkı itibarıyla bir ayrıcalık saymak ise tasvip edilmeyen menfi milliyetçilik türündendir. Dolayısıyla genelde tüm dillerin korunması, konuşulması ve öğrenilmesi önündeki engeller kaldırılmalı; dili yaşatma noktasındaki çalışmalar, insanlık bahçesinin zenginliği olarak görülüp desteklenmelidir.
Özelde ise Zazaca ile ilgili çalışmalar paralelinde bu kitaptan hareketle şunlar yapılmalıdır:
- Kitap bu ve benzeri yapıcı eleştiriler çerçevesinde tekrardan gözden geçirilmeli,
- Kitap bu haliyle piyasadan geri çekilmeli,
- Konuyla ilgili tüm çalışmalar için bir komisyon kurulmalı, bu komisyonda Zazaca kürsüsü bulunan her üniversiteden ehil iki kişi seçilmeli, Zaza Dili üzerine çalışma yapan kişi veya gruplardan da katılımcı gözlemci alınmalı, Zazaların yaşadığı her bölgeden konu ile ilgili görüşleri olan kişilerle görüşülmeli ve bunların görüşleri sözlü veya yazılı alınmalıdır.
(Nihat Kanat-İLKHA)
- Kitap bu ve benzeri yapıcı eleştiriler çerçevesinde tekrardan gözden geçirilmeli,
- Kitap bu haliyle piyasadan geri çekilmeli,
- Konuyla ilgili tüm çalışmalar için bir komisyon kurulmalı, bu komisyonda Zazaca kürsüsü bulunan her üniversiteden ehil iki kişi seçilmeli, Zaza Dili üzerine çalışma yapan kişi veya gruplardan da katılımcı gözlemci alınmalı, Zazaların yaşadığı her bölgeden konu ile ilgili görüşleri olan kişilerle görüşülmeli ve bunların görüşleri sözlü veya yazılı alınmalıdır.
(Nihat Kanat-İLKHA)