Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1-7 Ekim tarihleri arasında “Cami ve İlim” temasıyla düzenlenecek “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” münasebetiyle yazılı bir açıklama yapan Diyanet-Sen Gaziantep Şube Başkanı Müslüm Göral, haftanın daha çok din görevlisi eksenli kutlanmasını istedi.

1986 yılından itibaren her yıl 1-7 Ekim tarihlerinde “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nın kutlandığını anımsatan Göral, ömürlerini din hizmetine adayan, toplumun önderi konumundaki din görevlilerinin haftasını tebrik etti.

“Camiler Kâbe-i Muazzama’nın şubesi ve Müslümanların vazgeçilmezlerindendir”

Camiye giren insanın her türlü kötülükten emin, her türlü pislikten ve tasalluttan uzak olduğunu, din gönüllülerini ise “hademe-i hayrat” olarak nitelendirdiklerini belirten Göral, “Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve başkanlığa bağlı bütün müftülüklerde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bu etkinliklerde camiler ve din görevlerinin sorunları ele alınır. Çeşitli programlarla hafta kutlanır. Cami eksenli yaşayan bir toplum elbette ki camiye ve din görevlisine değer vermek mecburiyetindedir. Çünkü camiler; bir araya toplayan, cem eden, birleştiren ve sosyal alanda insanların kaynaşmasını sağlayan mekânlardır. Yeryüzünün direkleri ve Kâbe-i Muazzama’nın bir şubesi, Müslümanların vazgeçilmezlerindendir.” dedi.

İslam dini açısından da çok önemli bir yere sahip olan camilerin Allah’a ibadet etme, öğrenme, eğitme ve huzur mekânları olduğunu ifade eden Göral, Kabe-i Muazzama’nın da tüm Müslümanların kıblegahı ve bütün camilerin de merkezi olduğunu belirtti.

“Camiler Allah’ın evleridir”

Camilerin “Allah’ın evi” olarak adlandırıldığını belirten Göral, “Nitekim Kur’an-ı Kerim’de yüce Allah Cin suresinin 18’nci ayetinde, ‘Mescitler şüphesiz Allah'ındır. O halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın ve kulluk etmeyin’ buyuruyor. Peygamber Efendimiz de Mekke’den Medine’ye hicret ederken önemine binaen yolda ilk mescit olarak Kuba Mescid-ini inşa etmiş ve gittiği Medine’de de Mescid-i Nebevi’yi inşa etmiştir.” ifadelerini kullandı.

“Camiler sosyal dayanışma müesseseleridirler”

Camilerin huzurun, sükunun, maneviyatın tesis ve teslim edildiği müstesna mekanlar olduğunu ifade eden Göral, “Kim ne zaman sıkılırsa rahatlamak ve huzur bulmak için camiye koşmuş, manevi açıdan huzuru camilerde bulmuştur. Camiler bir sosyal denge kurumudurlar. Camiler kendisine koşan bütün insanları aynı derecede karşılamış ve bağrına basmıştır. Camide amirle memur, işçi ile işveren, ast ile üst aynı derecede muamele görür. Buralarda bir ayrım olmaz. Camiler sosyal dayanışma müesseseleridirler. Camilere gelen insanlar birbirlerinden haberdardırlar. İyi günlerinde ve kötü günlerinde devamlı olarak birbirlerinin yanlarında olur, birbirlerine destek çıkarlar ki bu da caminin sosyal alanında oluşan çok önemli bir özelliğidir.” şeklinde konuştu.

Göral, camilerin Kur’an-ı Kerim ahlakının ve peygamber edebinin nevş’ü nema, hayatın da anlam bulduğu, insanların yeniden hayata bağlandığı, günde beş vakit ilahi mesajların gönüllere bir efsun misali okunduğu ve nakşedildiği mekanlar olduğunu belirtti.

Camilerin Peygamber Efendimizden Müslümanlara emanet olarak bırakılan ve emin olunan mekanlar olduğuna işaret eden Göral, camilerde görev yapan din görevlilerinin ise hayra hizmet eden kişiler olduğunu ifade etti.

İslam’ın ilk yıllarında imamlık ve hatipliğin Peygamber Efendimizin bizzat kendisi tarafından yürütüldüğünü hatırlatan Göral, “Dolayısıyla camilerde görev yapan bütün din gönüllüleri ‘Peygamber varisi’ olarak adlandırılmışlardır.” dedi.

Din görevlilerinin birçok sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Göral, din görevlilerinin taleplerini maddeler halinde sıraladı:

“1-Diyanet işleri Başkanlığında çalışan bütün çalışanlarının hizmet ayrımı yapmadan Diyanet İşleri Başkanlığı personeli olarak tanımlanmalı.

2-Din gönüllülerine kurumu tarafından değer verilmeli ve hizmete yönelik teşvik edilmeli.

3- C sınıfın da bulunan camiler muhakkak çift görevli olarak yeniden düzenlenmeli.

4-Müftülüklerimiz artık inşaat müftülüğünden çıkıp hizmet müftülüğüne geçmeli.

5- Müezzin kayyım kadrolarında görev yapan personelin imam hatiplik yeterlilik belgesi olması durumunda ve yeterlilik belgesinin süresine bakılmaksızın imam hatiplik kadrolarına atanmasına imkan tanınmalı.

6- Görevli olarak hacca gidecek olan görevlilerimizin eşleri de eşiyle beraber hacca gitmeli.

7 Sadece dini yüksekokul mezunu diyanet mensuplarına tanınan ek göstergenin, diğer fakülte mezunu diyanet mensuplarına da tanınmalı.

8-Lojmanlarda oturma süreleri, ilgili lojman yönetmeliğine göre yapılmalı. İl veya ilçelerde oluşturulan Türkiye Diyanet Vakfı yönetim kuruluna bırakılmamalı. Kanun ve yönetmelikler çerçevesinde herkes lojman da oturma hakkına sahip olmalı.

9-İzine ayrılacak olan bir görevlinin yerine adam bulma gibi bir sıkıntı ortadan kaldırılmalı.

10-Camilerin ve tuvaletlerinin temizlik işlerinden o camide görevli bulunan imam ve müezzin sorumlu olmamalıdır. İmam veya müezzin tuvalet temizleyip sonra da cemaatin önüne geçip namaz kıldırmamalıdır. Adaba ve edebe aykırıdır.

11- Türkiye Diyanet Vakfı tarafından destelenecek olan ve her il de Diyanet İşleri Başkanlığında çalışan her kademede ki personeli savunan bir başkanlık teşkilatının avukatı bulunmalıdır.

12-Vaizeler, eğitim durumlarına ve yeteneklerine göre cami içi hizmetler, cami dışı hizmetler, aile büroları görevlileri ve araştırmacı vaize olarak ayrılmalıdır. Yeni teşkilat yasasında belirlenen baş vaiz-uzman vaiz gibi ayrımlar yapılırken, sahadaki bu ihtiyaçlar mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

13- MBSTS sorularında seviye problemi var. İlahiyat mezunları ile İmam Hatip Lisesi mezunları aynı kulvarda yarıştırılmakta. Bu da eğitim eşitliğine aykırıdır. Dolayısıyla herkes kendi seviyesine göre sorulara muhatap olmalıdır. MBST puanının ‘bir daha ki sınava kadar geçerlidir’ hükmü getirilmelidir.

14-Öğretmenlerin Eğitim öğretim başında aldıkları harcırah gibi din gönüllüleri de ‘Camiler ve Din Görevlileri’ haftasında bir maaş ikramiye verilmelidir.

15- Müezzinlere de sarık ve cüppe verilmelidir.

16-Yeni sınav sistemiyle çoğu kimse yerinden kıpırdayamayacak duruma gelmiştir. 70 puanı bulmak bir hayal gibi. Sınav sistemini yeniden gözden geçirilmesi lazımdır.

17-Maaşların sadece katılım bankalarından alınması mecburiyeti kaldırılmalıdır. Her yerde şubesi olmayan bir katılım bankası bankacılık alanında görevlilere sıkıntı vermektedir.”

“En kısa zamanda sorunlar yumağımızın çözülmesini istiyoruz”

Göral, “Bunlar sorunlarımızdan sadece bir kesit. Biz, din gönüllüleri, başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Diyanet İşleri Başkanımızdan ümit varız ve ümitle bekliyoruz. İnşallah en kısa zamanda bizlerin de bu sorunlar yumağı çözülür, yine hep beraber hizmette yarışa devam ederiz. ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ hepimizin hakkında hayırlara vesile olsun. Diyanet teşkilatında veya teşkilat dışında bu yolda hizmet edipte ahirete irtihal edenlere Allahtan rahmet, hayatta olanlara sağlık sıhhat ve hürmetlerimi sunuyorum.” dedi. (İLKHA)