DOĞRUHABER / Hasan Işık

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu(EPDK), Ekim-Aralık döneminde geçerli olacak elektrik tarifelerini belirledi. Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, elektriğe ortalamada yüzde 5,75 oranında zam yapıldı.

Kararla birlikte bir kilovatsaat elektrik konutlarda 71,02 kuruştan 75,10 kuruşa çıktı. Bu zam haberi herhalde bu ülkede hiç kimseyi memnun etmedi.

Fakat bir kesim var ki memnuniyetsizliğin ötesinde çaresiz… Kim bunlar… Dar gelirliler…

Her geçen gün artan yaşam maliyetleri dar gelirli ailelerin belini bükmeye devam ediyor.

Bakın devletin resmi istatistik kurumu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2020 yılı 1. Döneme ait (Ocak-Haziran) “Elektrik ve Doğal Gaz Fiyatları” verilerini açıkladı. Bakalım bir yıl içeresinde elektrik ve doğalgaz fiyatları nasıl zamlanmış.

DOĞAL GAZ YAKIYOR, ELEKTRİK ÇARPIYOR İLGİLİLER NE YAPIYOR?

TÜİK verilerine göre; konutlarda, 1 kWh elektrik için, tüketicilerin 2020 yılı I. döneminde ödediği tutar bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %32,3 artarak ortalama 71,2 kuruş olmuştu.

Fakat gelin görün ki EPDK bir yılda %32 zamlanan elektrik fiyatlarındaki artışı yeterli görmemiş olacak ki %5,75 daha zam yaptı.

3 ayda bir fiyat güncellemesi yapan EPDK artan döviz fiyatları nedeniyle zam yapıyor. Tabii burada her şey normal gibi görünüyor; döviz pahalandı dolayısıyla zam geldi!

Ama unutulan bir şey var. 3 ayda artan döviz ateşi karşısında cebindeki TL’si bir buz gibi eriyen vatandaş, 3 ayda bir artmayan sabit geliri ile bu faturaları nasıl ödeyecek?

Sadece elektrik mi zamlandı? Hayır… Yine TÜİK verilerine baktığımız zaman; konutlarda, 1 m3 doğal gaz için tüketicilerin 2020 yılı I. döneminde ödediği tutar bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %34,7 artarak ortalama 182,6 kuruş oldu.

HÜDAPAR’DAN DAR GELİRLİYE UMUT OLACAK ÖNERİ

HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, gerçekleşen bu fiyat artışları hakkında, “Memur, işçi ve emeklilerin maaşları ile asgari ücrete yapılan artışların 4-5 katı olan bu zamlar, hayat pahalılığı ve enflasyon olarak tüketiciye geri dönmektedir.

Elektrik ve doğalgaz, sanayi ve üretim sektörü ile tarımın temel girdi kalemi oldukları için bir taraftan maliyetleri yükseltirken, diğer taraftan üretim ve istihdamı düşürmektedir.

Üreticiye, tüketiciye, esnafa, işçiye, çiftçiye, neredeyse toplumun bütün kesimlerine ağır yük olarak dönen enerji fiyatlarındaki bu yükselişin aşağıya çekilmesi için hiçbir adım atılmadı…

Üreticinin maliyetleri daha da yükselirken, dar gelirlinin hayat şartları daha da zorlaştı. Türkiye'deki iktisadi sistem, zengini daha zengin, fakiri her geçen gün daha da fakirleştirmektedir. Bu adaletsizliğin önüne geçecek yapısal değişiklikler zorunludur.

Önümüzdeki süreçte arz yetersizliği nedeniyle temel gıda maddelerinde fiyat artışlarının önüne geçmek için şimdiden tedbirler alınmalıdır. Asgari ücretli ile dar gelirlilerin refah düzeyini yükseltmek için zaruri ihtiyaçları oranında elektrik ve doğalgaz ücretsiz verilmeli ve vergilerden muaf tutulmalıdırlar." ifadelerini kullandı.

CHP’Lİ BELEDİYELER “HER ŞEY GÜZEL OLACAK” DEYİP “GÜZEL GÜZEL ZAM YAPTILAR”

“Her şey Güzel Olacak” sloganını biliyorsunuz. Malum CHP’li belediye başkanı diline pelesenk etmişti. İşbaşına gelir gelmez bu sloganının gereğini yaptı. “Geliri olmayan ailelere ekmek, süt, su ücretsiz olacak” vaatlerini hemen gerçekleştirerek dar gelirli vatandaşın anasından emdiği “süt”ü de burnundan getirdi.

Koltuğuna oturunca toplu ulaşımdan, su faturalarına, gariban kesimin ekmeğine kadar peş peşe zamları sıraladı. Fakat gelin görün ki kimseden çıt çıkmadı. Nedendir? İnanın hala anlayabilmiş değilim. Aynı zamları mesela iktdardaki partinin belediyesi yapsaydı millet veryansın ederdi. Ama nedense kimsenin gıkı çıkmadı. Bunda İBB Meclisinde bu karara ortak olanların da etkisi var mıydı, bilinmez.

Ama “her şey güzel olmuştu!” Toplu taşımaya zam yapan İstanbul BB, suya %12.62 yapmıştı, hızını alamamış olacak ki gariban “halkın ekmeği”ne de %33 ila %50 arasında değişen oranlarda zam yaptı.

4 KİŞİLİK BİR AİLENİN AYLIK MUTFAK MASRAFI BİR YILDA 385 LİRA ARTTI!

Öte yandan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından her ay yapılan “açlık-yoksulluk araştırması” eylül ayı sonuçlarına göre, eylül ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 448 lira, yoksulluk sınırı ise 7 bin 973 lira olarak hesaplandı.

Araştırmanın sonuçları mutfak enflasyonu denen ve dar gelirlinin mutfağında yangına sebep olan ateşi de gözler önüne seriyor. Örneğin 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması (mutfak masrafı) tutarı, yılın ilk 8 ayı itibarıyla önceki yıl sonuna göre 285 lira, temel ihtiyaçlar için yapılması gereken toplam harcama ise 928 lira artış gösterdi. Son bir yıl itibarıyla bakıldığında, ortaya çıkan ek harcama gereği gıda için 385 lira, toplam hane halkı harcaması için 1248 lira oldu.

Allah’a şükür ki yaz dönemindeydik, ucuzlayan sebze meyve sayesinde halk biraz olsun rahat nefes aldı.

SON SÖZ

Aklı başında hiç kimse Türkiye ekonomisinin kötüye gitmesini isteyemez. Buraya kadar sıraladığımız sorunları yönetimi yumuşak karnından vurmak için sıralamadık. Karnımızdan değil de yürekten konuştuğumuza inandığımız için halkın, garibanın ahvalini göstermek istedik. Buna çareler aranması için harekete geçilsin ve varsa aklı başında alternatif çözüm önerilerine de kulak verilsin diye bu tabloyu gözler önüne seriyoruz, inşaallah faydalı olur….