HABER MERKEZİ
Televizyon kanalları ahlaksızlıkta haddi aşmaya devam ediyor. Toplumun ahlak yapısını hedef alan yayınlar her gün biraz daha çığırından çıkıyor. Son yaşanan vakıa, ATV'de yayınlanan "Esra Erol’da" isimli ahlaksız programda zinayı meşrulaştıran iğrenç bir hadise masum bir hadiseymiş gibi gösterildi. Yapılan ahlaksızlığa çığ gibi tepki yükselirken, her kesimden insanlar RTÜK’ü göreve çağırarak programın yayından kaldırılmasını ve gereken cezanın verilmesini talep etti.
TOPLUM AHLAKINA SUİKAST!
Ayrı yaşadığı kocasıyla birlikte programa katılan bir kadının, çocuğunun başka birinden olduğunu belgeleyen DNA testinin sonucu ATV ekranlarında reyting uğruna "sondakika" olarak verildi. Söz konusu çirkefliği, büyük bir övünçmüş gibi kutlayan kadını izleyenler, onur ve haysiyeti ayaklar altına alan bu durum karşısında büyük bir şok yaşadı. Ekranlarda zinanın meşrulaştırılmasına tepki gösteren duyarlı vatandaşlar, başta sosyal medya olmak üzere çeşitli platformlarda RTÜK ve kanal yöneticilerini göreve davet ederek bu ve benzeri programların yayından kaldırılmasını ve gereken cezanın verilmesini talep etti.
TEPKİLER ÇIĞ GİBİ!
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Aslan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ahlaksızlık, terbiyesizlik, densizlik ve çirkefliği kanıksatmaya çalışan TV kanalları ya acilen ıslah edilmeli ya da kapatılmalıdırlar. Bizler de değerlerine ve genel ahlak ilkelerine sahip çıkanlar olarak, kanıksayan toplum olmadan tepkimizi ortaya koymaktan geri durmamalıyız.” diyerek tepki gösterdi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise, "Yıkılmak binaya mahsus bir şey değil ki, Züleyha. Bir insanın, bir cümle ile yıkıldığını gördüm ben.[acz] ‘ÇanakAnten’den girdiler, Çanakkale’den giremeyenler. Zinakarı güldürdü, ahlakı ise öldürdüler. Rezaleti Durdurun @rtukkurumsal görevini, @atvcomtr gereğini yapmalı." ifadelerini paylaştı.
Toplumsal değerlere savaş açmış TV programlarını eleştiren Yazar Yusuf Kaplan ise, yaptığı paylaşımda, “Televizyonlardaki sabah kuşağı programları ve akşam iğrenç reality şov programları, aileyi ayakta tutan bütün değerleri, dinamikleri dinamitliyor, toplumun altını oyuyor! Millet de seyrediyor! Devlet de! RTÜK, ne işe yararsın sen? Televizyonun yaptığı yıkımı hiçbir şey yapmadı bu ülkede! Biri mutlaka sormalı: Esra Erol sen işe yararsın?” ifadelerini kullandı.
MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat: "Çocuğunun kocasından değil komşusundan olduğunu gösteren DNA testini sevinç çığlıklarıyla karşılayan ahlaksıza mı, bu çirkefi yayınlayan TV kanalına mı, bu rezalete seyirci kalan kuruma mı, bu rezalet karşısında ayağa kalkmayan Aile Bakanlığına mı? Kime ne diyelim, kime?"
Bahadır Kurbanoğlu: "Bu nasıl bir rezalet böyle. RTÜK başkanı (d)uyuyor mu? izliyor mu? Yerli-Milli(!) bir kanaldan topluma, arkası yarın kıvamında pompalanan bu ahlaksızlığa 'dur' diyebilecek bir mekanizma yok mu? Canlı yayın, gündüz kuşağında insanlığın sefil günahlarından biri teşhirde."
İhsan Şenocak: "Müslüman! Zinayı meşrulaştıran, evli bir kadının başka bir adamdan çocuk yapmasını masum bir hadiseymiş gibi gösteren televizyon kanalı, bil ki dininin ve ırzının düşmanıdır. Hiçbir işgal ordusu fuhşu özgürlük olarak pazarlayan bu TV kanalı gibi gençlik üzerinde tahribat yapamaz!"
Şevki Karabekiroğlu: "Normalleştiriliyor. Bugün bir TV programında, karı-koca konuk edilmiş. Çocuklarının babasının kim olduğu açıklanıyor. DNA testi açıklanıyor. Ve çocuğun komşudan olduğu ortaya çıkıyor. Kadın kocasının yanında, 'Elhamdülillah Allah'ıma çok şükür ki senden değil, komşudan' diyor!"
Zeki Kurt: "Sn @atvcomtr yöneticileri; Esra Erol bu ahlaksızları programa çıkarmakla neye hizmet ediyor? Türk İslam aile yapısını yok edecek bu yayınlara kim dur diyecek? Sn @rtukkurumsal sizi göreve davet ediyorum. Bu programın aile yapımıza ve topluma nasıl bir katkısı var acaba?"
Ersin Çelik: "Evde televizyon yok, neler dönüyor bilmiyorum. Netflix’i LGBT propagandası yaptığı için iptal ettim. Sadede geleyim; Atv’de, kadın kuşağı denilen formatta yaşanan iğrençliği burada izledim. Midem bulandı. RTÜK bu rezalete müdahale etmeyecekse neden var? Diyeceklerim bu kadar!"
DİZİLER PROGRAMLARDAN FARKSIZ
RTÜK denetiminde olan televizyon kanallarında yayınlanan diziler de ahlaksızlık yarışında programlardan farksız. Sigara ve alkolün sansürlendiği dizilerde çocukların ekran başında olduğu saatlerde ahlaksızlıklar boy boy gösteriliyor. Kamuoyu, halkın inancına uymayan, örf ve geleneğiyle bağdaşmayan yayınlara izin verilmemesi ve caydırıcı cezalar verilmesi noktasında hemfikirken RTÜK müdahale konusunda isteksiz davranıyor. Gündüz kuşağı programları, diziler, filmler adeta ahlaksızlık ve ifsat yarışına girmişken yetkililer üzerine düşen görevleri ciddiyetle yapmalı. Kamuoyu, ahlak kurallarına uymayan ahlaksız program, dizi ve film yayınlamakta ısrar eden TV kanallarının gerekirse süresiz kapatılması noktasında RTÜK’ün görevini icra etmesini bekliyor.