Covıd-19 pandemisi veya Coronavirus pandemisi, 1 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıktı. Çeşitli hastalarda belirli bir neden olmaksızın gelişen ve tedavi ile aşılara cevap vermeyen bir zatürre görülmesi üzerine SARS-CoV-2 olarak adlandırılan yeni tip Coronavirus teşhis edildi.
Kişiden kişiye bulaşabilen virüsün bulaşma oranı 2020 Ocak ortasında büyüme gösterdi. İlerleyen zamanlarda Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik'te yer alan çeşitli ülkelerde yaşanan virüs vakaları rapor edilmeye başlandı.
11 Mart 2020'de Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edildi ve 13 Mart 2020'de Avrupa'nın artık Coronavirus krizinin merkez üssü hâline geldiği bildirilmesi üzerine binlerce insanın hayatını kaybettiği ve milyonlarca insanın pençesine yakalandığı dünya çapında görülen bir salgın halini almaya başladı.
Dünya geneline yayılan Covıd-19 salgınının Türkiye'deki ilk tespit edilen Covıd-19 vakası Sağlık Bakanlığı tarafından 10 Mart'ta açıklandı. Ülkedeki virüse bağlı ilk ölüm ise 15 Mart'ta gerçekleşti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 1 Nisan'da yaptığı açıklamada Coronavirus vakalarının tüm Türkiye'ye yayıldığını açıklamıştı.
Salgının pençesine yakalanan ailelerden Tandır ailesi ve yakın akrabalarından 25 kişinin testi pozitif çıktı. Bu süreçte anneleri Belkıs Tandır'ı kaybeden aileden 19 kişi bu salgını atlatırken 5 kişinin ise şu an hafif geçen hastalık ile mücadelesi devam ediyor.
Ailede hastalığa ilk yakalanan İbrahim Tandır, bu süreci ailece Allah'a sığınarak, sık sık dua ederek geçirdiklerini belirtti.
Tandır, "Ben Coronavirus'e ikametim olan Bitlis'in Tatvan ilçesinde yakalandım ve geçirdim hastalığı. Annem bu hastalığa yakalanıp vefat etti, onun için memleketime geldim. Ailemden 24 kişi yine bu virüse yakalandı, hastalık sürecini geçirdi. Sıkıntılı bir süreçti, biraz daha hastalığın etkisini azaltmak için çabaladık. Ailemizde 5 ablam, 2 eniştem, 12 yeğenim, annem ve babam bu hastalığa yakalandı. Annemi bu hastalık sebebi ile bir müddet önce kaybettik. Babam hala hastanede yatıyor, eşim ve 2 yengem bu hastalığa yakalandı." dedi.
"Hastalık sürecinde Allah'a sığındık, sıklıkla duaya müracaat ettik"
Manevi olarak güçlü olunduğu zaman insanın kendini güvende hissettiğini söyleyen Tandır, "Tabi Allah'tan gelmiş, insan ilkin korkuyor ama şu durum çok zor; evde herhangi bir yere dokunamıyorsunuz, endişelisiniz, çocuğunuza dokunamıyorsunuz yanınıza gelmek istediği halde engelliyorsunuz. Tabi süreçte Allah'a sığındık, sıklıkla duaya müracaat ettik, hissettik ki manevi olarak güçlü iseniz bu tür durumları daha hafif atlatabiliyorsunuz. Bizde hafif atlattık, dualarla birlikte rahatladık. Bitkisel ilaçları kullandım tedavi sürecim şükür bu şekilde geçti." şeklinde konuştu.
"Sevdiklerimizin yanında kalmak istiyorsak tedbirleri doğru bir şekilde alıp uymamız lazım"
İbrahim Tandır'ın eşi Didem Tandır'da eşinden çok sonraları Covid-19'a yakalanıp bu süreci atlattığını söyledi.
"Hastalığa yakalanmam ve süreci atlatmam biraz zorlu geçti, özellikle gebelik durumum olduğundan dolayı ekstra bir tedirginlik oluştu." diyen Didem Tandır şunları söyledi: "Ama tedbirleri doğru aldığınız sürece çokta korkulacak bir şeyin olmadığını zamanla anlıyorsunuz. Sağlık kuruluşlarının verdiği bilgiler doğrultusunda tedbir alıp, kendimizi izole edebilirsek, özellikle hijyen kurallarına ciddi bir şekilde uyarsak çokta problem yaşamıyorsunuz. Sevdiklerimizin yanında kalmak istiyorsak tedbirleri doğru bir şekilde alıp uymamız lazım."
7 çocuk annesi İmran Tandır'ın ise 2 kızının testi pozitif çıkmış ve ailece bu süreci morali yüksek şekilde geçirmek için ellerinden geleni yaptıklarını ifade etti.
"Tedirgindik ama duadan yüz çevirmedik, şükrettik"
Tandır, "İki büyük kızım yakalandı Coronavirus'e, süreç çok zor geçti bizim için çünkü korkuyorduk. Tedirgindik ama duadan yüz çevirmedik, şükrettik. Bu süreçte hijyen kurallarına riayet ettik, çocuklarım ve eltime hep destek olduk, morallerini yüksek tutmaya çalıştık. İnsanlarımız da bu süreçte duyarlı olup tedbir alsınlar, eğer ki hastalığı kapmışlarsa saklamasınlar çünkü tehlikeli bir hal alabiliyor. Bu hastalık nedeni ile kaynanamı kaybettim, taziyeye kimseyi alamadık, telefonla taziyeleri aldık ve gelmeyin dedik. 10 gün boyunca eldivenli ve maskeli şekilde üç hastamıza baktım. Rabbime şükürler olsun atlattık." ifadelerini kullandı.
"Özgürlük kavramını bu süreçte çok iyi anlıyorsunuz"
İmran Tandır'ın kızı Helin Tandır ise yaşadığı süreçle ilgili şunları anlattı:
Babaannemi bu hastalıktan dolayı kaybettik, bu bizim için çok zor oldu. Babaannemi kaybetmemizin üçüncü günü semptomları göstermeye başladık, sonra testimizin pozitif olduğunu öğrendik. Pozitif olduğunuzda ilkin endişeleniyorsunuz ama geçen süreç içinde alıştığınızda sürecin çok da sıkıntılı olmadığını görebiliyorsunuz. İzolasyon, hijyen kuralları çok önemli hepsine uyduk, dikkat ettik. Özgürlük kavramını bu süreçte çok iyi anlıyorsunuz, dışarı çıkıp gezmek istiyorsunuz ama sevdiklerinizin sağlığı için sürece katlanmak zorunda kalıyorsunuz. İnsan psikolojik olarak kötü bir süreç yaşıyor. Kız kardeşim ve yengem ile aynı odadaydım, sık sık dua ederek, sohbet ederek süreci atlatmaya çalıştık, bu durumda hastalığın varlığını size unutturuyor.
Tandır, "Lütfen herkes kurallara uysun çünkü şu birkaç ayı kontrollü bir şekilde geçirmemiz, kendimizi sınırlamamız, gelecek bir dönemi çok iyi geçirmemiz anlamına gelecek. Özgülüğümüzü çok iyi anladık, sevdiklerinize sarılamıyorsunuz, yemeklerinizi bile pet ve plastik tabaklarda yemek zorunda kalıyorsunuz. Sosyal mesafeye riayet edin, maske kullanımını ihmal etmeyin, temas gerektiren yerlere gidecekseniz eldiven kullanımını ihmal etmeyin." sözleri ile vatandaşları dikkatli olmaları çağrısında bulundu. (İLKHA)