Yusuf Can - Haber Yorum
Çünkü ABD’nin Suriye özel temsilcisi olarak bölgeyi devamlı kontrol altında tutmak istiyor.
ABD’nin yıllardır Kuzey Suriye bağlamında PYD/PKK üzerinden etki sahası oluşturmaya çalıştığı ve buna yönelik olarak rivayetlere göre 20 bin tırlık silah ve lojistik yardımında bulunduğu biliniyor.
Zaten ABD de bu yardımları gizlemiyor.
Jeffrey’nin 20 Eylül'de Ankara üzerinden Suriye’nin kuzeydoğusuna gittiği ve Suriye Demokratik Güçleri’nin üst düzey yetkilileri, devam eden Kürtler arası diyaloğun müzakere heyetleri, Deyrizor bölgesinden üst düzey konsey üyeleri ve aşiret liderleriyle ayrı toplantılar yaptı
Nihayette K. Suriye’yeki Kürd Grupların bir çatı altında birleşmesi için son noktayı koydu.
ABD, PYD/PKK ile ENKS arasında süren görüşmelerin imzalanması için yaklaşık 7 aydır ciddi baskılar uyguluyor. En son olarak Jeffrey, iki tarafı resmen tehdit ederek “Anlaşmamaları halinde özerkliği unutmalarını ve mali yardım beklememeleri gerektiğini” söyledi.
Masadan imzayla kalkmaları halinde ise “Mali yardım alacakları gibi özerklikle ödüllendirileceklerini ayrıca İDARİ YAPININ DİZAYNI için eğitimciler göndereceklerini” belirtti.
Anlaşmaya varan kesimler; Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) tarafından ortak bir açıklama yapıldı. Açıklamaya, Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Ebdî( Mazlum Kobani) ve Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Komitesi Üyesi Aldar Xelil de katıldı.
Ortak açıklamada, 2014 Dihok Anlaşması’na vurgu yapılırken “Rojava yönetiminde ENKS’ye yüzde 40, TEV-DEM’e yüzde 40 temsil hakkı verilirken yüzde 20’lik temsiliyetin ise partilerin üzerinde anlaşacağı bağımsız şahsiyetlerden oluşması kararlaştırıldı.”
Ayrıca iç savaş sürerken (PYD/PKK’nin baskıları sonucu) Kuzey Suriye’den çevre ülkelere göç etmek zorunda kalan yaklaşık 300 bin Kürdün geri dönmesi de onaylandı.
Hatırlanacağı gibi Jeffrey’in ziyareti ve bu anlaşmadan iki hafta önce Rusya Dış İşleri Bakanı Lavrov, Moskova’da aynı Kürd Gruplarla görüşmüş ve kendi çıkarlarına sadık kalmaları halinde aynı onayları vermişti.
Jeffrey, ABD’nin Kürdler konusundaki stratejik politikasını adım adım uygularken son aşamaya doğru geliyor gibi.
Bu anlaşmadan hemen sonra Fransa 64 kişilik çok özel bir ekip göndererek K.Suriye’deki İDARİ YAPININ (Eğitim, sağlık…) nasıl olacağı konusunda yerel yetkilileri eğiteceğini belirtti. ABD ise 80 kişilik yine özel bir birim göndererek ASAYİŞ BİRİMLERİNİN eğitimini üstleneceğini açıkladı.
PYD/PKK kontrolündeki Kuzeydoğu Suriye’de bir ABD’li şirketle yapılan anlaşma neticesinde günlük 60 bin varil olan petrolün de 6 ay içinde 300 bin varile çıkarılması hedefleniyor. Tabii bu da ön görülen özerk yapının maddi ihtiyaçları için bir kaynak olarak sunuluyor.
Kısacası ufukta Kuzey Suriye’de ÖZERK ROJAVA KÜRDİSTAN BÖLGESİ hazırlığı tamamlanmak üzere. ABD ve Rusya’nın baskılarıyla da olsa bir halkın kendi iç barışını gerçekleştirip sorunlarını çözmüş görünüyor olmasının olumlu bir gelişme olup olmadığını ve PYD/PKK’nin karakteristik özelliğini göstererek bu anlaşmayı kendine doğru yontmasını ve diğer oluşumları etkisizleştirme gayretlerini hangi güç engelleyecek onu da zaman gösterecek.
Bununla birlikte burada her ne kadar ENKS ve diğer Kürd partiler anlaşmada pay sahibi kılınsalar da sahip olduğu askeri güç ve uluslararası arenadaki kabul görmesi nedeniyle PYD/PKK’nin (elindeki sopasıyla) asıl figür olacağı açıktır.