Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 31 Ağustos'tan itibaren uzaktan eğitimle başlatılan 2020-2021 eğitim öğretim yılı dün itibariyle de okullarda yüz yüze eğitim, seyreltilmiş uygulamalarla anasınıfı ve ilkokul birinci sınıflar için başladı.
2020-2021 eğitim öğretim yılı ve uzaktan eğitim sürecinin avantajları ve dezavantajlarını İLKHA’ya değerlendiren Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışman Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Murat, uzaktan eğitim sürecinden çok sayıda öğrencinin yararlanamadığını söylediğine dikkat çekti.
Evlerinde internet, tablet ve bilgisayar olmadığı için online derslere katılamayan birçok öğrencinin bu süreçte eğitimden geri kaldığına dikkat çeken Murat, bu konuda yeterli olanakların sağlanmasının önem arz ettiğini söyledi.
Yoksulluk sınırı altında yaşayan ailelerin çocukları için bilgisayar ve tableti olmayan tüm öğrenciler için bu eksikliklerin bir an önce giderilmesi gerektiğini belirten Murat, uzaktan eğitimde şartların eşit olmasını istediklerini ifade etti.
Uzaktan eğitim sürecinin bütün dünyada denenen bir süreç olduğunu belirten Murat, “Biz uzaktan eğitime bazı artılarla başladık. Milli Eğitim Bakanlığı'nın teknolojiye olan ilgisi, teknolojinin öğrenciler ile buluşturulması konusunda yapılan çalışmaların eğitim açısından altyapı olduğu kanısındayım. Milli Eğitim Bakanlığı’nın teknolojiye yaptığı yatırımlar, teknoloji ve medya okuryazarlığı derslerinin verilmesi de bize bir nefes aldırdı.” dedi.
“Eğitimci açısından fırsat eşitliği sağlandı”
Uzaktan eğitimin zaman ve mekandan bağımsız olarak öğrenme, öğretme faaliyetlerinin yürütüldüğü bir eğitim sistemi olduğu bilgisini veren Murat, “Türkiye'nin her yerinde EBA TV'den veya Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzaktan eğitim kanalıyla ulaşabilenler için aynı nitelikte ders bulmuş oldular. Bir nevi fırsat eşitsizliğini fırsat eşitliğine dönüştürdü. Çünkü aynı kalitedeki eğitimi köyündeimkânı olan çocuklarHakkari'de, Trabzon'da ve Muğla'da da aynı dersi izleyebildiler. Belki daha önce okulunda tecrübeli öğretmen yerine yeni öğretmen vardı.Tecrübe önemli bir özelliktir. İnsanlar yaşadıkça öğreniyorlar. Çünkü hayat bize yaşayarak bir şeyler öğretiyor. Tecrübeli öğretmenlerimiz büyükşehirlere gidiyorlardı, bundan dolayı da kırsal kesimdeki öğrenciler tecrübeli hocalardan faydalanmıyordu. Uzaktan eğitim öğretmenler bakımındankısmen de olsa herkese eşit şartları sağladı. Aynı dersi her yerde bulunan öğrenci dinlemiş oldu. Bu aslında çok iyi bir fırsat eşitliği oldu.” ifadelerini kullandı.
“Uzaktan eğitimin eksikliklerini azaltmalıyız”
Eğitimde fırsat eşitsizliğinin her bölgede olduğunu belirten Murat, “Teknoloji imkânları olmayan bazı insanların evinde televizyon olmadığı söyleniyor veya bir evde 5 çocuk bir bilgisayarla derslerini takip edemiyor. En azından EBA TV’de dersler farklı saatlerde bile olsa 2-3 tane bilgisayar ihtiyaçları olacak. Zamanında veliler cüzi bir miktarda olan öğrencilerinin karne parasını ödeyemiyordu. Karne parasını veremeyecek kadar ekonomi durumu kötü olan vatandaşlarımızla da karşılaşabiliyoruz. Teknolojik imkânları, interneti, televizyonu ve yeterli teknoloji altyapısına sahip olmayan öğrencilerin eksiklerinin tamamlanmasına gidilecek yeni çalışmalarla uzaktan eğitimin eksiklerini azaltabiliriz.” şeklinde konuştu.
“Uzaktan eğitim hiçbir zaman yüz yüze eğitimin yerini alamaz”
Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin öneminin daha farklı bir biçimde görünür hale geldiğini ifade eden Murat, “Uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitimi kıyaslayacak olursak tereddütsüz yüz yüze eğitim tercih ederiz. Çünkü göz göze temas kurulmadan eğitim başarı olmaz. Yani kişiyle göz temasa kurulmadan kalbine giremezsiniz, kalbine gitmeden de beynine giremezsiniz. Çünkü insanın beyninden giden yol kalbinden geçer. Kalbe de gözlerle ineceğiz.Öğrencilerle önce sağlıklı bir iletişim kurarız. Uzaktan eğitim bu yönleri ile bizleri ciddi bir şekilde sınırlandırıyor.Tabi zorunluluktan dolayı uzaktan eğitime müracaat ediyoruz. Çünkü öğrenciler öğretmenlerin sadece anlattıkları dersleri değil, teneffüste onların giyimlerinden, konuşmalarından hal ve hareketlerinden her şeylerinden etkilenirler.Biz öğrencilerimize pedagojik formasyonu anlatırken onların bir örnek insan modeli olduğunu söylüyoruz. Öğrencilerle yüz yüze geldiğimizde sadece bilgi değil, aynı zamanda da giyim, kuşam ve ahlakımızla toplumsal değerler veriyoruz.” diye konuştu.
“Uzaktan eğitimin eksiklikleri giderilmelidir”
Yüz yüze eğitimin aynı zamanda toplumsallaşmayı da sağladığını belirten Murat, “Uzaktan eğitimde toplumsallaşma pek sağlanmıyor. Bu sürece bu manada baktığımızda bizim pek çok yönümüz eksik kalıyor ama hiç olmamasından çok daha iyi uzaktan eğitimin artıları da var eksikleri de var ama eksikleri tabi ki daha fazladır. Okullar çocukların sosyalleştiği o toplumun kültürünü, ahlakını, erdemini öğrendikleri yerdir. Eğer biz öğrencilerimizi okullara taşıyamazsak veya okullara gelmelerini sağlayamazsak çocuklarımız toplumsal sosyalleşmeden uzak kalacak, belki kendi çevrelerinde ki kültürü yaşayacaklar. Çocuk ne kadar çok insanı, kültürü, aileyi ve yaşama şeklini tanırsa o kadar vizyonu, hoşgörüsü gelişir ve dolayısıyla çocuğun yetişkinlik hayatını hazırlamada çocuğu daha iyi hazırlamış oluruz.” şeklinde konuştu.
“Uzaktan eğitim sürecinde ebeveynlere önemli görevler düşüyor”
Uzaktan eğitimde standardı ailelerin belirlediğini belirten Murat, “Uzaktan eğitimde rol dağılımları biraz değişiyor. Eskiden rol dağılımlarında eğitim öğretim sorumluluğunun yüzde 90'ını okula ve öğretmen yükleniyordu. Anne babaya ise çocuğun temel ihtiyaçlarını, sevgi ihtiyacını karşılama gibi görevleri daha çok veriyordu. Şu anda ise öğretmen çocuğa ulaşamayınca, çocuk evde kalınca anne babanın eğitimle ilgili rolleri en azından çocuğun zaman planlamasını yapmaları ve bu yaptığı zaman planlamasını derslerini takip etmesi anne babaya kalmış oluyor. Anne babalar evde hoşgörü samimiyet, güler bir yüzle çocuklarını derse teşvik edecekler. Anne ve babalar çocuklarının dersi bitirdiğinde çocuğu teşvik amaçlı davranışlarda bulunabilirler.” dedi.
“Uzaktan eğitim interaktif olacak şekilde olmalı”
Her öğrencinin evinde bilgisayar, tablet ve internet olmadığından dolayı uzaktan eğitimin her öğrenci için eşit olmayacağını ve dezavantajlı öğrencilere yönelik de bir planlama yapılması gerektiğine dikkat çeken Murat, “Diğer yönüyle teknoloji birçok şeye fırsat veriyor. Uzaktan eğitim biraz daha interaktif olacak şekilde olmalı. Yani çocuk soru sorabilecek hatta çocuk küçük resimlerle dahi olsa arkadaşlarını görebilecek şekilde program planlanabilir. Yani tek boyutlu olmayıp anlatandan dinleyene kadar bir iletişim sağlanmalıdır. Uzaktan eğitimi öğrencilerin soru sorabilecekleri bir sisteme doğru evirmek mümkündür.” diye konuştu.(İLKHA)