Çin Savunma Bakanlığı sözcüsü Ren Guoqiang, düzenlediği basın toplantısında Tayvan Boğazı'nda başlayan tatbikata ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ren, Çin Halk Kurtuluş Ordusunun (PLA) bölgede yaşanan gelişmeler karşısında Tayvan Boğazı yakınlarında 3 gün sürecek bir askeri tatbikata başladığını belirtti.
Tatbikatın gerekli olduğunu ifade eden Ren, ordunun Çin'in egemenlik haklarını ve toprak bütünlüğünü korumak adına bu yönde bir adım attığını kaydetti.
Ren, ziyarete herhangi bir atıfta bulunmazken, ABD ve Tayvan'ı "aralarında yürüttükleri gizli anlaşmayı hızlandırmak ve sık sık rahatsızlıklara yol açmakla" suçladı.
"Ateşle oynayanlar yanacak." ifadesini kullanan Ren, "Tayvan'ı Çin'i kontrol etmek için kullanmanın" veya "kendini geliştirmek için yabancılara güvenmeye" çalışmanın bir hayal ürünü olduğunu söyledi.
TAYVAN JETLERİ DE HAVALANDI
Çin'in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma gerekçesiyle başlattığı tatbikat kapsamında, bu gün erken saatlerde savaş uçaklarının Tayvan Boğazı'nın orta hattını geçtiği belirtildi.
Tayvan Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Tayvan Boğazı'nın orta hattını geçen, ayrıca Tayvan'ın güneybatı hava savunma tanımlama bölgesine giren çok sayıda Çin Hava Kuvvetleri'ne bağlı savaş uçaklarının faaliyetlerini izlemek için, Tayvan savaş uçaklarının havalandı.
Tayvan Savunma Bakanlığı geçtiğimiz ay yaptığı bir açıklamada, Tayvan hava sahasına kısa süreliğine giren birkaç Çin savaş uçağına müdahalede bulunulduğunu duyurmuştu.
ÇİN-TAYVAN MESELESİ
Japonya'nın 1895 yılındaki savaşta Çin'i yenilgiye uğratarak el koyduğu Tayvan Adası'ndan, mağlubiyetle ayrıldığı İkinci Dünya Savaşı sonrası çekildi. Savaş sonrası Çin'de, komünistlerle milliyetçiler arasında iç savaş başladı. 1949 yılında Mao Zedong öncülüğündeki Çin Komünist Partisi'nin iktidarı almasıyla, Milliyetçi Parti yanlıları kaçarak Tayvan Adası'na sığındı. Komünist Parti yönetimindeki Çin Halk Cumhuriyeti'nden adaya kaçan milliyetçiler 1912 yılında kurulan Çin Cumhuriyeti'nin burada devam ettiğini savunurken, Komünist Parti Tayvan'ı ülkenin özerk bir bölgesi olarak görmeye devam etti.
Ülkede ortaya çıkan iki farklı siyasi otoritenin neden olduğu gerilim ve karmaşa 1971'deki Birleşmiş Milletler (BM) kararıyla yeni bir boyut kazandı. BM siyasi otorite olarak tanıdığı Çin Cumhuriyeti (Tayvan) yerine siyasi otorite olarak Çin Halk Cumhuriyetini tanıma kararı aldı. Karar sonrası Tayvan, bağımsızlık arayışını dönemsel farklılıklarla sürdürdü. 2005 yılında Çin Ulusal Kongresi'nin yürürlüğe koyduğu 'ayrılma/bölünme karşıtı kanun' (Anti-secession Law) ile Tayvan'a karşı sürdüreceği tutumu açık bir şekilde ortaya koydu.
ABD resmi olarak Tayvan'ı bağımsız bir üle olarak tanımasa da, "Tek Çin" politikasını baltalama faaliyetlerini, adayla ticari bağlar var ve silah anlaşmalarıyla devam ettiriyor.
Çin ise Tayvan'ı nihayetinde anakara Çin ile yeniden birleşmek zorunda kalacak bir ayrılıkçı eyalet olarak görüyor