Şafak Kırk Platformu tarafından Beyazıt Meydanı’nda düzenlenen ve yoğun katılımın yaşandığı protesto gösterisi, Orhan Öz tarafından yapılan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Programda bir konuşma gerçekleştiren Zeytinburnu Cafer-i Sadık Cami İmamı Rıza Yeşil, batılıların asıl saldırdıkları şeyin ilahi erdemler olduğunu söyledi.

“Batının savaştığı şey ilahi erdemlerdir”

Yeşil, “Bugün burada savunduğumuz değerler, burada savunduğumuz kişi yalnızca bir dinden ötürü savunulan bir kişi değildir. Kedisi geldiği dönemde kadın ve çocuklar gömülüp kuyulara atılırken, ırkçılık bir övünç kaynağına dönüşmüşken tüm bunları yıkmaya gelen ve kâinatı Allah’ın kurallarıyla yönetmeye gelen bir kişiyi savunmak üzere geldik. Bu kişiyi savunmanın temelinde ilahi erdemlere bağlılığımız yatmaktadır. O erdemleri biz de o erdemlere hakaret edenler de iyi bilmektedir. Aslında savaştıkları o erdemlerin ta kendisidir.” dedi.

“İnsan hakları, çocuk haklarından bahsedenlerin Irak’ta çocukların organlarını sattıklarını, Yemen’deki çocukların aç ve susuz yatmalarına sebep olduklarını iyi biliyoruz”

Batının İslam ülkelerinde yaptıkları zulümlere de değinen Yeşil, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Resulullah efendimiz geldiği dönemde bütün ahlaksızlıkları ayağının altında çiğnemişti. Zamanının tüm insani değerlerini savunmuş ve bugün birilerinin ağzına pelesenk olmuş ama uygulanmayan insan haklarını, döneminde ve döneminden sonra diriltendir. Onu savunmaya geldik. Biz bunların tarih boyunca bu erdemlere karşı nasıl davrandıklarını biliyoruz. Ruanda’da, Cezayir’de yaptıklarını unutmadık! Dozerlerle taşınan çocukların yüzlerini hala hatırlamaktayız. Resulullah’ın getirdiği erdemleri savunan dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar ‘anam-babam sana feda olsun ya Resulullah!’ nidasıyla bugün Resulullah’ı savunmaktadırlar. Biz, karşımızdaki düşmanların bize yaptıklarını, bugün çocuk hakları savunuculuğunu iddia edenlerin Irak’taki çocukların organlarını sattıklarını, Yemen’deki çocukların susuz ve aç bir biçimde yatmalarına sebep olduklarını iyi biliyoruz. Onlar da yaşadığımız sürece o erdemler uğruna mücadele edeceğimizi iyi biliyorlar. Bunca hakarete, bunca algı operasyonu ve milyarlarca dolarlık sermayelerine rağmen dünyada en fazla yayılan dinin bu (İslam) olduğunu iyi biliyorlar. O yüzden böyle yapıyorlar.”

 

“Hazreti Muhammed, insani açıdan bütün alemlere gönderilen gönderilmiş bir peygamberdir”

“Bugün burada Allah’u Teâlâ’nın yeryüzüne gönderirken kitabında Resuli Ekrem’i tanıtırken ‘âlemlere rahmet’ olarak tarif ettiği peygamberimize yapılan hadsizliği, densizliği dile getirmek ve ona olan ve hiç sönmemiş aşkımızı bir daha diriltmek üzere buradayız.” diyerek konuşmasına başlayan Emekli imam Cemal Çınar, “Allah resulü bir ümmetin lideri değildir. İslam ümmetinin peygamberidir ama insani açıdan bütün alemlere gönderilen gönderilmiş bir peygamberdir. ” şeklinde konuştu.

“Batı, dün olduğu gibi bugün de hiç medeni davranmadı ve davranmayı da bir türlü beceremedi”

Çınar, “Allah resulünün getirdiği misyonu kirletmek dünyayı kirletmektir. Bugün, 1400 yıl önce insanların adeta birbirlerinin etini yemeyi marifet bilecek, kadın haklarından bahsetmenin suç olduğu,  mazlum, mağdur tüm dünya insanlarının perişan olduğu bir zamanda suyu olmayan, bağ ve bahçesi olmayan, kuru dağlardan oluşan Mekke-i mükerremeden Medine-i münevvereye hicret etmek suretiyle bir İslam medeniyetinin temelini atmıştır. Batı, dün olduğu gibi bugün de hiç medeni davranmadı ve davranmayı da bir türlü beceremedi.” diye konuştu.

“Hiç sahiplenilmediği halde dünyada en çok revaç bulan tek din İslam’dır”

Allah resulünün en zahmetli günleri Mekke hayatı olmasına rağmen İslam medeniyetinin Mekke’de değil Medine’de inşa edildiğine dikkat çeken Çınar, konuşmasını şu şekilde noktaladı: “İslam medeniyeti demiyoruz da Medine İslam medeniyeti diyoruz? Çünkü Medine’de Allah resulünün getirdiği inancı kabul etmemekle beraber farklı düşünce, etnik, inanç sahibi olan insanlarla biraraya gelebilme terbiye ve debini Allah resulü dünyaya öğrettiği için İslam medeniyeti diyoruz. Bugün peygamberimizi savunmaya değil peygambere bağlılığımızın savunuculuğunu yapmaya geldik. Yani kendimizi savunmaya çalışıyoruz. Bu din izzetli bir dindir. Hiç sahiplenilmediği halde dünyada en çok revaç bulan tek din İslam’dır. Bugün ümmetin savunmaktan aciz kaldığı, İslam ülkelerinin yöneticilerinin kendi idarelerine sahip çıktıklarının zekâtı kadar Hazreti Muhammed Aleyhisselatu vesselama sahip çıksalardı Fransa’da ve diğer ülkelerde bu hayâsızlığı yapabilecek cüreti kendilerinde bulabilirler miydi?”

Yapılan konuşmaların ardından Şafak Kırk Platformu adına basın açıklamasını okuyan Ekrem Ekşi, tüm şeytani planların arkasındaki gücün Amerika; İsrail ve küresel güçlerin olduğuna dikkat çekti.

“Fransa Cumhurbaşkanı Macron bu alçakça saldırı ve hakaretlere ‘ifade özgürlüğü’ diyerek destek çıktı”

Bütün geçmişi İslam’ın mukaddesatına saldıranlarla dolu olan haçlı, batı emperyalizmi ve Siyonizm’in kirli ellerini bir kez daha göstererek İslam Peygamberi ile aziz Kuran’a saldırma küstahlığı gösterdiklerini söyleyen Ekşi, “İsveç’te Kur'an-i Kerim'in yakılması ve tahkir edilmesinin yanında, Fransa'da o meşum Charlie Hebdo adlı dergi aziz peygamberimizin şahsiyetine saldıran şeytanca karikatürleri bir kez daha yayınlama cüretini gösterdi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da bu alçakça saldırı ve hakaretlere ‘ifade özgürlüğü’ diyerek destek çıktı. Bu Macron adlı boynuzlu şeytanın son zamanlarda gösterdiği azgınlıklar, özellikle de Doğu Akdeniz üzerinden ülkemize karşı oynamaya kalktığı oyunlar, onların emperyalist, sömürgeci ve haçlı yüzlerini ortaya koymaktadır.” dedi.

“Hazreti Peygamberin hürmet ve şahsiyeti uğruna her şeyimizi feda etmekten çekinmeyeceğiz”

Ekşi, “İslam ümmeti hem de bu ülkenin Müslüman halkı olarak bu boynuzlu şeytanın küstahlıklarını telin ettiğimizi ve ilahi adaletin gerçekleşeceği günlerin yakın olduğunu belirtmek istiyoruz. Bizler Müslümanız ve yüce peygamberimizi bütün varlığımızdan daha aziz canlarımızdan ve kanlarımızdan, analarımız ve babalarımızdan daha değerli biliyoruz. O pak yüzlü yüce Hazreti Peygamberin hürmet ve şahsiyeti, uğruna her şeyimizi feda etmekten çekinmeyeceğimiz, canımız ve kanımızla bu uğurda kurban olmaktan kaçınmayacağımı en büyük değerimiz, namusumuz ve şerefimizdir.” diye konuştu.

Yüce peygamberimize ve Kur'an-ı Kerim'e yapılan hakaretler ayni küresel planın bir parçası olup aynı merkezlerden organize edilmektedir”

Batı dünyasında oynanan bu oyunlar ve namertçe saldırılarla doğrudan İslam ümmetini hedef alındığını belirten Ekşi, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Saldırı ve hakarete uğrayan bütün Müslümanların peygamberidir ve bütün Müslümanların Kur'an'dır. Bu şeytanca azgınlık karşısında ayağa kalkıp haykırması ve bu alçak mücrimlerden hesap sorması gerekenler de hangi ülkeden, hangi hizip ve mezhepten olursa olsun bütün dünya Müslümanlarıdır. Bugün İslam ümmeti her bir yandan topyekûn bir saldırı altındadır. Gün geçmiyor ki yeni bir saldırı, yeni bir komplo ve yeni bir oyun sergilenmesin. Müstekbir ve siyonistler bir taraftan askeri yollarla İslam dünyasına saldırılarını sürdürürken, diğer yandan da siyasi, diplomatik, ekonomik ve psikolojik tüm kanallardan saldırılarını sürdürüyorlar. Bütün bu saldırıların arkasında büyük şeytan Amerika, Filistin işgalcisi Siyonist rejim ve onların hain suç ortakları bulunmaktadır. Bu saldırılar ortak bir planın ve küresel bir organizasyonun sonucudur. Onun içindir ki, bugün "Yüzyılın Anlaşması", ya da "Israil ile ilişkileri normalleştirme" adı altında sergilenen ihanet ve komplolarla yüce peygamberimize ve Kur'an-ı Kerim'e yapılan hakaretler ayni küresel planın bir parçası olup aynı merkezlerden organize edilmektedir. Zira hepsinin arkasında Amerika ve Siyonizm’in İslam'a derin düşmanlığı yatmaktadır. (İLKHA)