İSTANBUL (AA) 

Aktay, Katar merkezli Araby21 sitesine verdiği röportajda bölgedeki güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ankara ile Kahire arasında temas olup olmadığına ilişkin sorulan soruya Aktay, "Kesin bilgim yok. Ancak, duyduğum ve gördüğüm kadarıyla taraflar arasında bir yakınlaşma ve temas var." yanıtını verdi.

Aktay, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Sisi (Mısır Cumhurbaşkanı) arasındaki siyasi anlaşmazlıkları göz önüne almaksızın fiili olarak temas olması gerekiyor. İki hükümet ve iki halk yakınlaşmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

"Libya'daki varlığımız barışın tesis edilmesi içindir"

Türkiye'nin Libya'daki varlığına ilişkin değerlendirmede bulunan Aktay, "Duruşumuz ve Libya'daki varlığımız ıslah ve barışın tesis edilmesinden ve Libyalılara Libya'yı bırakmaktan başka bir şey değildir. Bu hiçbir şekilde işgal değildir. Mısır'ın da bu yaklaşımı benimseyeceğini ümit ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Aktay, Libya'da barışın tesis edilmesi için ülkenin birliği ve istikrarının korunması gerektiğini, bu vizyona karşı herhangi bir itiraz imkanı olmadığını ve üzerinde uzlaşı olması gerektiğini söyledi.

"Bu konuda anlaşırsak, Mısırlıların tüm çıkarları da korunmuş olacaktır." diyen Aktay, bu durumda Libya'yı işgal etmek isteyen bütün işgalcilerin de oradan çıkmaları gerektiğini belirtti.

"Mısır ordusunun Türkiye'ye karşı savaşması imkansız"

Aktay, "Mısır ordusunun Türkiye'ye karşı kesinlikle savaşmayacağı yönünde bilgisi olduğuna" dair önceki açıklamalarının hatırlatılması üzerine şunları aktardı:

"Mısır ordusunun Türkiye'ye karşı savaşa girişmesi imkansızdır. Bu ayrıca akılcı da değildir, hiçbir nedeni ve gerekçesi de yoktur. Mısır ordusu büyük bir ordudur. Kardeş ülkenin ordusu olmasından dolayı ayrıca saygı duyuyoruz. Ancak, Mısır ordusunu Türk ordusuna karşı savaşmaya ve saldırıya kışkırtanlar var. BAE ve belki Fransa'nın, Mısır ordusunun Türkiye'ye karşı savaşmasını istediğini biliyoruz. Ancak bu imkansız bir durum ve kesinlikle olmayacaktır."

"Mısır ordusundan Türkiye'ye karşı bir saldırı olmasını ümit etmeyiz böyle bir şeyi beklemeyiz de" diyen Aktay, bundan çekinildiğinin anlaşılmaması gerektiğini ancak Türkiye'nin bir Müslüman devlet ile karşı karşıya gelmek istemediğini vurguladı.

"Arap Birliği, Arapların hakkını önemsemiyor"

Arap Birliği'nin Türkiye'nin Arap ülkelerine müdahalelerde bulunduğuna ilişkin kararını eleştiren Aktay, "Bu çok komik bir durum. Araplar kimdir? BAE, Türkiye'den daha mı Araptır. Ülkemizde bulunan Arapların sayısı 10 milyondan fazla. BAE'de ki vatandaşların sayısı bir milyonu geçmez. Şimdi BAE'nin Arapların haklarını savunduğuna inanacak mıyız? Oysa ki Filistinlilerin haklarını Siyonistlere satan BAE'dir. Maalesef Arap Birliği, Arap değildir, çünkü Arapların hakkını önemsemiyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Arap Birliği neden Suriye'de olanlarla ilgilenmiyor?" diye soran Aktay, her gün yeni sığınmacıların Arapların yüzünü kızartacak şekilde Avrupa'ya gittiğini bunların neden BAE, Suudi Arabistan, Mısır ya da Bahreyn'e sığınmayıp da Türkiye'ye sığındıklarının altını çizdi.

Aktay, "İşte bu durum Türkiye'ye birçok Arap ülkesinden daha çok Araplar adına konuşma hakkını veriyor. İşte bu dikkate alınmalıdır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin mazlumlara yardım ettiğini ve adil davaların yanında yer aldığını hatırlatan Aktay, dolayısıyla Araplar adına en çok konuşma hakkına sahip ülkenin de Türkiye olduğunu vurguladı.

"BAE'nin Araplar adına konuşma hakkı yoktur"

Aktay, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) eleştirerek, "Özellikle İsrail ile yaptığı son normalleşme anlaşmasından sonra BAE'nin Araplar adına konuşma hakkı yoktur." ifadesinde bulundu.

Suriye'deki insanlık trajedisine dikkati çeken Aktay, şöyle devam etti:

"Suriye'de her gün vatandaşlar öldürülüyor. Kadınların namusları kirletiliyor. Bunları ise (Türkiye'yi Araplara müdahale ile suçlayanlar) ne insan hakları ne de başka bir şey ilgilendiriyor. Sonra da diyorlar ki bu Araplara müdahaledir. İran ya da Rusya ya da ABD'nin müdahalesi onları ilgilendirmiyor. Ancak Türkiye Arapların hayatını ve namusunu savunmak için müdahale ettiğinde 'Bu konu Türkiye'yi ilgilendirmez, müdahale etmeye hakkı yoktur' diyorsunuz."

"Akdeniz'deki varlığımız haklarımızı savunmak içindir"

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri'nin "bölgedeki hedefleri olduğu iddiasıyla Türkiye'ye karşı ortak bir Arap siyaseti güdülmesi" çağrısına ilişkin Aktay, "Türkiye'nin bölgedeki duruşuna ilişkin sözler dile geldiğinde şaşırıyoruz. Türkiye Libya'ya zorla mı işgal olarak mı geldi? Elbette hayır. Çünkü uluslararası tanınırlığı olan Libya hükümetinin onayı ve daveti üzerine geldi. Çünkü Türkiye tüm ülkelerin haklarına saygı duyuyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Akdeniz'de varlığının muhalefet ya da herhangi birine saldırı için değil, bilakis kendimizi, toprağımızı ve haklarımızı savunmak amaçlı olduğunu vurgulayan Aktay, "Allah'a hamdolsun ki Türkiye herkesin hakkına saygı duyarken, haklarını da savunmaya gücü vardır. Elbette ki Akdeniz bizim mülkümüzdür demiyoruz. Bilakis, Mısır, Suriye, Filistin, Lübnan, Yunanistan ya da Türkiye olsun herkesin orada hakları vardır. Ayrıca dikkat ederseniz, Türkiye'nin Akdeniz'de en uzun sahili olmasına rağmen kendisine en az verilen de Türkiye'dir." değerlendirmesinde bulundu.