Coronavirus salgınına karşı dünyada henüz bir aşının bulunmadığını hatırlatan İlahiyatçı Emin Tetik, bunun eksiklerinden birinin şifayı ararken Allah'a bol bol dua ve günahlarımızın affı için tevbe edilmesi gerektiğini vurguladı.
Herkesin Coronavirus salgınının dünyayı nasıl etkilediğini merak ettiğini fakat kimsenin salgının hikmet boyutuna bakmadığını belirten Tetik, salgının bir mesaj içerdiğini ifade etti.
Tetik, "Herkesin bildiği gibi tüm dünyada 10 ay, Türkiye'de ise, 8 aydır Coronavirus ile mücadele ediliyor. İster istemez herkes bundan etkilendi ve herkes bu salgın hastalığın dünyayı nasıl etkilediğinden bahsediyor. Fakat hiç kimse bunun hikmet yönüne değinmiyor. Bizim asıl burada hikmet yönüne değinmemiz gerekiyor. Bence virüsün ortaya çıkmasından sonra Allah, biz Müslümanlara ve dünyaya, 'Gözle görülmeyen bir virüsle tüm dünyaya hükmediyorum ve bütün güç kuvvet bendedir. Benim gücüm ve kuvvetim dışında hiçbir kuvvet yoktur.' mesajını veriyor." dedi.
"Bu salgınla Allah, bize ayetlerini hatırlatıyor"
Tetik, "Gerçekten de tek bir virüs bütün dünya da hava, kara, deniz seferlerini, eğlence yerleri, çalışmaları bütün günah işlenen yerleri durdurabiliyor, kapatabiliyor. Burada Allah, 'Ben ol derim ve oda olur.' ayetini bize kavratıyor. Allah'ın bu gücünü sadece bir virüsle değil, sel, deprem ve benzeri doğal afetlerle de bize gösteriyor. Bir ayeti kerimede şöyle buyuruyor, 'İnsanların kötülüklerinden dolayı yeryüzünde ve denizde fesatlar oluşmaya başladı.' Bozulmanın 2 çeşidi var. Manevi ve jeolojik dengelerin bozulmasıdır. Bu bozulmalar insanların yaptığı kötülüklerden dolayı olmaya başladı. Maneviyat yönüne baktığımız zaman insanlar, Allah'ın yasakladığı kuralları çiğneyerek bütün toplum bozuldu. Allah içkiyi yasaklamasının sebebi toplumun bozulmaması içindir. Buna benzer yasaklamaların olmasının sebebi toplumun ifsat olmasın diye yasaklanmıştır. Fakat biz insanlar bu kurallar uymayıp, peşinden koştuk ve arkasını düşünmedik. Bunları düşünmediğimiz için toplumların bozulmasına sebep olduk. Bozulmalardan dolayı manevi tahribat meydana geldi ve Allah, başımıza bu virüsü gönderdi." ifadelerini kullandı.
"Biz bütün şifayı doktorlardan veya DSÖ'den beklersek ve ibadetlerimizi yapmazsak acizliğimizi Allah'a bildirmezsek şifayı Allah göndermez." diyen Tetik, şunları söyledi:
"Biz Asr-ı Saadet diyoruz. Neden bunu söylüyoruz? O dönmelerde isyanlar olmadığı için günahlar işlenmediği için bir huzur ve mutluluk dönemi vardı. Ne zaman ki biz dinimize sarılırsak, Allah'a düzgün bir kul olursak, Allah bize o zaman yardım edecektir. Eğer ki Allah'ı unutursak, emirlerini yerine getirmezsek, işte o zaman Allah bize kendi çarenize kendiniz bakın der. Atomdan yıldızlara varana kadar her şey Allah'ın kontrolü altındadır. Bundan dolayı şifanın da Allah'tan geldiğini unutmamız gerekir. Covid-19 çıktığından beri bütün dünya bir araştırma içerisindedir. Adım adım aşı çalışmaları yapılıyor ama bakıyoruz aşıyı bulan hiç kimse yok. Bazı şeylerde insanlar aciz kalıyor. Bir hadiste Peygamber Efendimiz, 'Ölüm ve ihtiyarlık dışında bütün hastalıkların şifası vardır.' diye buyuruyor. Bunun için bir arayışa girmek, bolca dua etmek gerekiyor. Çünkü şifayı da veren Allah'tır, hastalığı veren de Allah'tır. Örneğin bir yağmur yağmadığı zaman yağmur duasına çıkıyoruz. Bazen dua ettiğimiz anda bir bakıyoruz ki yağmur yağmaya başlamış. Biz bütün şifayı doktorlardan veya DSÖ'den beklersek ve ibadetlerimizi yapmazsak, acizliğimizi Allah'a bildirmezsek, şifayı Allah göndermez. Aşı arayışı içerisine girerken, şifanın Allah tarafından geldiğini de unutmamamız gerekiyor." (İLKHA)