Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk: Okulların açılması konusunda kurul toplanacak
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, “Tedbirlere uyulmaz ise kayıplar ve vakalar artarak devam eder. Gençlerin daha fazla kontrolsüz bir şekilde bir araya gelmesi gençler arasında vakaların artmasına neden oluyor. Yeni normal dönem için belirtilen kurallara uyulmaz ise salgın ciddi boyutlara ulaşır” diye konuştu.
Okulların eğitime açılması için birçok faktörün olduğunu belirten Öztürk, “Bilim Kurulu tarafından oluşturulan rehber çalışmasında öğrencilerin, ailelerin nasıl bir yöntem izlemesi gerektiği belirtildi. Kompleks bir süreç; olayın servis yönü var, öğrenci yönü var, çalışan veliler yönü var, çalışmayan veliler yönü var. Bu faktörlerin her birisinin düşünülerek ayarlanması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarında da eğitimde velilerin isteklerinin doğal olarak dikkate alınacağını belirtti. Bu düşünce en makbul düşüncedir. Önümüzdeki günlerde bilim kurulu toplanarak eğitimin nasıl olması gerektiği, hangi metotların uygulanması gerektiği gibi konularda yeni vakalara göre bir değerlendirme çalışması sergileyecek. Okulda uyulması gereken kurallar baştan sona belirlendi. Genel duruma göre bakılarak gerekli çalışmalar hayata geçecek" diye konuştu.
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, eylül ayında yeni normal dönemdeki dalgalanmalara dikkat çekerek "Koronavirüs tedbirlerine uyulmaması takdirde kayıplar ve vakalar artar'' uyarısında bulundu.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, olası bir ikinci dalganın olmaması için yapılması gerekenleri ifade etti.
“Yeni normal dönem için belirtilen kurallara uyulmazsa hastalık ciddi boyutlara ulaşır"
Koronavirüs salgınının dünyadaki bazı devletlerde 2’nci dalgayı yaşadığını belirten Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, Türkiye’de yeni normal dönem için belirtilen kurallara uyulmazsa hastalığın ciddi boyutlara ulaşacağını belirtti. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Öztürk, “Yaklaşık olarak 8 ayı geçen bir süredir Covid-19 enfeksiyonu tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. Kıtalar arası görülmediği ülke kalmayan bir pandemiyle karşı karşıyayız. Ülkemizde ise 1’inci dalga Mayıs ayında 700’lü vakalara inmişken haziran ayında yeni normale geçiş dönemi ile diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi vakalar beklenen oranda azalmadı. Haziran ayının serbestleşmesi sonrasında bin 200’lü vakalara kadar ulaştı. Son günlerde vakalarda bir artış eğilimi var. Günlük olarak bin 600’lü vakalara kadar ulaştı. Ölümler 20’li sayılardayken 50’li sayılara kadar ulaştı. Biz Türkiye olarak birinci sürecin bitmediği ama dalgalanmaların devam ettiği bir süreci yaşıyoruz” diye konuştu.
“İstanbul'da vaka oranları Türkiye ortalamasına göre nispeten azaldı"
İlk zamanlar İstanbul’un toplam vakaların yüzde 20’sini oluşturduğunun altını çizen Prof. Dr. Öztürk, “Haziran ayında yeni normal dönemin başlaması ve İstanbul’un dışına çıkan nüfus sebebiyle İstanbul’da vaka oranları Türkiye ortalamasına göre nispeten azaldı. Yüzde 50’nin üzerinde vaka sayıları toplamda yüzde 44’lere kadar düştü. Son 7 günlük vakalara baktığımız zaman İstanbul Türkiye vakalarının yüzde 12 kadarını oluşturuyor” dedi.
“Koronavirüs gençlerde az görülür" yanlışına kapılınıyor
Bilim Kurulu Üyesi Recep Öztürk, “Gençlere baktığımızda bir konu yanlış anlaşılıyor. 'Koronavirüs gençlerde daha az görülüyor' yanlışına kapılınıyor. Gençlerde daha az görülmüyor ama gençlerde ölüm ve ağır seyir daha azdı. Tüm dünyada böyledir. Gençlerin daha fazla kontrolsüz bir şekilde bir araya gelmesi haliyle gençler arasında vakaların artmasına neden oluyor. Bir düğünde halay çekenler, bir maç izlemede bir araya gelenler gibi etkinlikler, beraber olan gençlerin yakın temas kurduklarını biliyoruz. Bu hatalardan bir diğeri de bu hastalık gençlerde görülmüyor diye korunmaya yönelik tedbirleri ihmal ederek biraz daha kurallara uyumsuzluk az. Bu nedenle gençler arasında vaka sayıları fazla görülüyor” şeklinde konuştu.
“Dünya olarak çok özel bir dönemden geçiyoruz"
Toplum olarak salgının hep birlikte pasifize edileceğini belirten Prof. Dr. Öztürk, “Toplumda bulunan her kesim korunma konusunda her alanda dikkat ederek tedbirleri elden bırakmamalıyız. Düğünler, nikahlar kesinlikle önemli ama dünyada bu tür salgınlar yüz yılda bir görünür. Dünya olarak çok özel bir dönemden geçiyoruz. Bundan dolayı normal bir dönemde değiliz yeni normal dediğimiz bir dönemdeyiz. Sosyal yaşamın kontrollü olduğu bir dönemdeyiz, dolayısıyla kurallarımız belli olacak. Sosyal mesafe mutlak korunarak, maske takılacak, ellerimiz mümkün olduğu kadar dezenfekte edilerek yıkanmalıdır. Halk arasında kullanılmakta olan 'ziyaretin kısası makbuldür' sözünün uygulanacağı bir dönemden geçiyoruz. Görüşmelerimiz evimizde kurallara dikkat edilerek kısa olmalıdır. Toplumda gerçekleştireceğimiz yürüyüş, alışveriş gibi aktiviteleri yoğun olmadığı zamanlarda yapmalıyız” dedi.