İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan eğitimci yazar Mustafa Coşkun, eğitimin bir "B" ve "C" planının mutlaka olduğunu ve onun geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

"Pandemi sürecine kurumlar da yayınevleri de devlet de hazır değildi"

Pandemi sürecine hiç kimsenin hazır olmayışının da eğitimde istenen verimin elde edilemeyişine neden olduğuna değinen Coşkun "Pandemi süreci, tüm dünyayı etkilediği gibi Türkiye'yi, bu bölgeyi de etkileyen bir süreçtir. Bu pandemi sürecinde maalesef devlet tedbir almak zorunda kaldı. Yüz yüze eğitimi askıya aldı uzaktan eğitime geçti. Uzaktan eğitimde EBA sistemini devreye soktu. Hazırlıksız yakalandıkları için ancak EBA'yla faydalı olmaya çalıştılar. Ayrıca bu pandemi sürecinde kurumlar da yayınevleri de devlet de hazır değildi. EBA bir nebze belki ilaç oldu ama öyle öğrenciler tanıyoruz ki evlerinde televizyon, internet yok. Bu anlamda EBA'dan edindiğimiz izlenim gerçekten beklenen verimin alınamadığıdır. Özellikle dar gelirli olan çevreler, evinde interneti, televizyonu olmayanlar bu işten olumsuz etkilendi, eğitim süreci biraz olumsuz geçti. Çocuklarımızdan da biliyoruz, örneğin 4'üncü sınıftaki bir çocuk 2'nci dönem derslerini bitiremedi onun eksikliğini hissediyor. Çocuklar 5-6 ay içeride kapalı kaldılar, okuldan uzak kaldılar. O kopma süreci psikolojik olarak çocukları olumsuz etkiledi. Çocuklarının yanında kalmayan aileler bu anlamda çözüm üretemediler, çocuklarını eğitim anlamında kanalize edemediler." dedi.

 

"Çocuklar eksiklerini gideremiyor"

Eğitimi yarım kalan çocukların eksikliklerini gideremediğini belirten Coşkun "Şu an çocuklar gerçekten- belki de istem dışıdır- ama bir mağduriyet yaşıyorlar. Eksiklerini gideremiyorlar. Önümüzdeki haftalarda derslerin yüz yüze başlama ihtimalinin olması güzel bir şey. Tabi bunda da şöyle bir durum söz konusu: Eğer pandemi aynı noktaya gelirse onun da başlayacağını sanmıyoruz. Ama, birlikte tedbirleri alarak pandemi sürecinde eğitim yapabiliriz. Çünkü şu an dünyada eğitim yapan ülkeler var bu süreçte. Dolayısıyla hep birlikte devlet büyüklerinin verdiği o önlemleri, uzmanları dikkate alarak önlem alırsak yüz yüze eğitim yapabiliriz. Nitekim özel kurumlar eğitim yapmaya da başlamış." ifadelerini kullandı.

"Taşın altına elimizi koymalıyız"

Ebeveynler, çocuklar ve bakanlıkla birlikte bu sorunların üzerinden gelinebileceğini vurgulayan Coşkun şöyle devam etti:

Öğrencilere tavsiyem taşın altına ellerini koymalarıdır. Eksiklerimizi yardımcı kaynaklarda, evde gidermeye çalışmalıyız. Velilere bir tavsiyem var: Çocuklarınıza biraz öğretmenlik yapmak zorundasınız.  Belki fen anlatamazsınız, matematik anlatamazsınız ama bu anlamda çocukları yönlendirebilirsiniz. Bu anlamda uygun yayınlar ya da uygun uzaktan eğitim sistemlerinden bir şekilde eğitim materyallerinden faydalanabilir, çocukları yönlendirebilirler. İhmal edilmiş çocuklar var. O çocukların aileleri biraz daha sorumluluk almak zorunda. Milli Eğitim Bakanlığı zaten o sorunun üstesinden gelmek zorunda. Geçen yıl hazırlıksız yakalandı, eksikleri anlayışla karşılıyoruz. Çünkü yapacak fazla da bir şey yok. Ama bu yıl anladığımız kadarıyla Millî Eğitim Bakanlığı da ciddi hazırlıklar yapmış. Yani yüz yüze eğitim olmasa da EBA tarzı eğitim ile geçen yıla göre biraz daha mağduriyetler giderilecektir. Dolayısıyla bu çocukların eksiklerinin hem öğrenci tarafından giderilmesi lazım, hem veli tarafından desteklenmesi lazım, hem de Milli Eğitim Bakanlığı'nın mutlaka negatif şartlarda yaşayan, dezavantajlı çocuklara ulaşması gerekir. Yani evinde interneti olmayan, evinde televizyonu olmayan öğrenci tanıyoruz. Mutlaka Milli Eğitim Bakanlığının bu sistemi daha da geliştirmesi o dezavantajlı çocuklara ulaşması lazım. Çünkü çocuklar eğitimini tamamlamazsa dezavantajlı genel bir nesil ortaya çıkacak ve ileride toplum bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kalacak.

"Artık insanlar alternatif eğitimi de geliştirmek zorunda kalacaklar"

Pandemiyle birlikte alternatif eğitim modellerinin ortaya çıkacağını dile getiren Coşkun, "Mutlaka çocuklarımızın eğitimini şartlara göre en iyi şekilde tamamlamamız lazım. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı'nda ARGE'de bu işle ilgili çok ciddi hazırlıkları yapıldığını, bazı üniversitelerde eğitim fakültelerinde yeni eğitim modeli ile ilgili çok ciddi çalışmaların yapıldığını, akademisyenlerin bu anlamda çalışma yaptığını biliyoruz, tabi iş bunun uygulamasında. Artık insanlar alternatif eğitimi de geliştirmek zorunda kalacaklar. Yani benim çocuğum uzaktan eğitimden faydalanmaya devam edebilmelidir artık. Bunu mümkünse tüm evlere ulaştırmalıyız. İbn-i Haldun'un anlayışından tutun Aristo'ya kadar, günümüze kadar bakın hep derler ki 'Eğitim dört duvar arasında verilen eğitim değildir.'  Onun için okulda yüz yüze eğitimimizin sürmesi lazım ama aynı zamanda online sistemlerin teknolojik alt yapıların gelişmesi lazımdır. Eğitimin bir B planı 1 C planı mutlaka vardır ve onun geliştirilmesi lazım." şeklinde konuştu. (İLKHA)