DOĞRUHABER / Musa Azak 

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın yeni adli yıl açılışında yaptığı konuşma yılladır tepkilere neden olan ve değerlerimize uymayan hukuk sistemi tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Akarca konuşmasında “Yabancı hukuk metinlerini iktibas ederek, başarılı bir hukuk sistemi geliştiremeyeceğimizin farkında olmalıyız. Hukuk anlayışımızı yeniden gözden geçirmemiz zorunluluk haline gelmiştir” dedi. HÜDA PAR Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Avukat Hüseyin Yılmaz ve Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cavit Tatlı, Yargıtay Başkanı Akarca’nın sözlerini gazetemize değerlendirdi.

“İNSANA DEĞER VEREN BİR HUKUK ANLAYIŞI GELİŞTİRMELİYİZ”

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2020-2021 Adli Yıl Açılış Töreni'nde konuşan Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca,  Yabancı hukuk metinleri iktibas edilerek başarılı hukuk sistemi geliştirilemeyeceğine işaret etti. Akarca, hukuk anlayışının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, “Bize yakışan kolaycı bir anlayışla ithal edip tüketmek değil, her alanda olduğu gibi geniş bir açık görüşlülükle hukuk alanında da üretmek, örnek olmak ve ihraç etmektir. Bugüne kadar adalet alanında yaşadığımız sorunların kaynağını çoğu zaman sistemsel aksaklıklarda aradık ve derinliği olmayan çözümler ürettik. Bugün ise geçmişteki çözümlerin doğurduğu problemlerle başa çıkmaya çalışıyoruz. Yaşadığımız sorunların temelinde, içinde bulunduğumuz kültür krizi yer almaktadır. Sadece yabancı hukuk metinlerini iktibas ederek, başarılı bir hukuk sistemi geliştiremeyeceğimizin farkında olmalıyız. Hukuk anlayışımızı yeniden gözden geçirmemiz, yüzeysel ve hayatın gerçeklerinden kopuk yaklaşımları terk etmemiz bir zorunluluk haline gelmiştir. Hukuk sistemimizi kendi öz kaynaklarımız ile geliştiremezsek, sağlıklı bir altyapı kurmamız ve hukuku başarılı şekilde uygulamamız mümkün olmayacaktır. " ifadesini kullandı.

“ADALET YERİNE MAHKEMELERDE VATANDAŞA ZULÜM DAĞITILDI”

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Avukat Hüseyin Yılmaz, “Sayın Akarca’nın dediği gibi tercüme yasalarla adaletin ve sağlıklı bir hukuk sisteminin sağlanamadığını görmüş olduk. Dini, ahlakı ve örfü tamamen farklı olan hukuk sistemleri arasındaki doku uyuşmazlığı nedeniyle Batı’dan ithal ettiğimiz, birebir tercüme edilen yasalarla yıllarca ülke idare edilmeye çalışıldı. Adalet yerine mahkemelerde vatandaşa zulüm dağıtıldı. Bu milletin değerlerine yabancı olan bir sistem ve bu sistemin meydana getirdiği bir hukuk anlayışı bu toplum için büyük bir zulümdür. Bir devleti ayakta tutan adalet mekanizmasıdır.  Toplumun dinamiklerine uyan bir hukuk sisteminiz varsa toplumuna yabancı olmayan bir sisteminiz vardır demektir ve bununla da toplumun beklentilerini karşılayabilirsiniz. Hukukun temeli örf, adet ve gelenekleridir. Bunlar uzun süre varlığını devam ettirir ve devletlerin hukuk sistemleri bunlarla temellendirilir. Başka bir ülkeden getireceğiniz bir yasa veya sistem birçok sorunu da beraberinde getirir.” dedi.

“UCUBE BİR HUKUK ANLAYIŞI ORTAYA ÇIKARILDI”

Burada yasamaya önemli görevler düştüğünü belirten Yılmaz, “ Yasa koyucular kendi toplumunun inanç ve değerlerini göz önünde bulundurup buna uygun bir hukuk anlayışı oluşturmalı. Kendi toplumuna yabancılaşmamış ülkelerde hukukun kaynağı o toplumun inançları, örf ve gelenekleridir. Bir ülkede çok mükemmel uygulanan bir yasa başka bir ülkede olumsuzluk doğurabilir. Batı karşısında bir eziklik hissedip kendini geri Batı’yı ileri gören bir anlayış bütün toplumu dönüştürme projesi ortaya kondu. ‘Batı yasaları getirilirse toplumda Batılılaşır’ anlayışıyla hareket edilerek bir toplum mühendisliği yapılmak istendi. Bunun neticesinde ucube bir hukuk anlayışı ortaya çıktı. Bu da topluma adalet dağıtmadığı gibi toplumsal huzursuzluk oluşturdu.” İfadelerini kullandı.

“BATI BU KEZ BİZİ ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERLE DİZAYN ETMEYE ÇALIŞIYOR”

“Sağlık bir adalet anlayışınız varsa bozulan kurum ve yasaları o toplum düzeltir” diyen Avukat Hüseyin Yılmaz, şöyle devam etti: “Yıllarca tercüme yasalarla bize bazı şeyler dayatıldı. Yasalar hangi ülkeden alındıysa o ülkede uygulandığı gibi burada da uygulanmaya çalışıldı. Sorunların büyümesine ve kangrene düşmesine sebep olan da bu oldu. Bugün de bakıyoruz ki Batı bizi İstanbul Sözleşmesi gibi CEDAW gibi uluslararası sözleşmelerle dizayn etmeye çalışıyor. Batı yasalar ve hukuk metinleri üzerinden kendi değerlerini bize uygulamaya çalışıyor. Toplum bu yasalara ve düzenlemelere direndiği için tam olarak bunu başaramadılar. Böylelikle ne Batılı ne Doğulu ne yerli ne yabancı tam bir ucube ve halkın değerlerine uzak bir hukuk sistemi oluşturuldu.”

 “BATI’DAN İTHAL ETTİĞİMİZ TERCÜME YASALARLA ADALET SAĞLANAMAZ”

Mahkemelerin adaleti kamuoyunda oluşturulan tepkiler göre sağlamaya çalıştığına dikkatleri çeken Yılmaz, “Bu durum da yanlış bir uygulamadır. Medyadaki tepkilere göre adalet dağıtılamaz. Buna göre hareket eden bir yargı mekanizması yanlıştır. Toplumunu tanıyan ve değerlerine önem veren bir hukuk sistemi ve hukukçulara ihtiyaç vardır. İnşallah Yargıtay Başkanı’nın açıklamalarıyla artık bize özgü yasalar yapılır. Bizim toplumuzda adalet anlaşanın kaynağı İslam’dır. Batı’dan ithal ettiğimiz tercüme yasalarla adalet sağlanamaz. Bu vesileyle yeni adli yılın da hayırlı olasını diliyorum. Mahkemelerin adalet dağıtacağı bir yıl olmasını temenni ediyorum.” şeklinde konuştu.

 “‘BATI HAYRANLIĞI’ OLARAK NİTELENDİREBİLECEĞİMİZ KANUNLAR DEĞERLERİMİZLE UYUŞMUYOR”

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın konuşmasına ve yeni adli yıla ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cavit Tatlı, “Yargıtay Başkanı aslında yasamdan beklentisini söylemiş. Buna katılmamak elde değil. Biz bu hususu yıllardan beri dile getiriyoruz. Bu ülkenin aydınlarının, siyasetçilerinin ve hukukçularının şu hususu gözden kaçırmaması gerekiyor; herhangi bir ülkede doğru bilinen bir uygulamayı kendi ülkemize hiçbir filtreden geçirmeden getirdiğimizde doğru sonuçlar vermeyebilir. Bizim köklü bir medeniyetimiz var. Kendi medeniyetimizi inkar ederek, toplumumuzu oluşturan kültür birikimini altyapısını dikkate almadan ‘Batı hayranlığı’ olarak nitelendirebileceğimiz kanunlar, değerlerimizle uyuşmayan kanun ve uygulamalara neden oluyor.” Dedi.

“DIŞARDAN BİR ŞEY ALIRKEN DE MEDENİYET SÜZGECİMİZDEN GEÇİRMELİYİZ”

Yargıtay Başkanı’nın temas ettiği konunun uzun süredir devam eden ve hukuktaki temel tartışmanın kaynağı olduğunu belirten Tatlı, “Bu tartışmada iki taraf var. Birileri diyor ki ‘biz iktibas edelim, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Batı zaten yapmış, biz onlardan alalım. Birileri ise; ‘Biz burada bir medeniyete sahibiz. Bunları biz kendimiz de yapabiliriz. Dışarıdan bir şeyler alabiliriz ama bunu yaparken de biz kendi süzgecimizden geçirelim’ diyor. Sayın Yargıtay Başkanı ise ikinci kısmı dile getirmiş. Biz de bu görüşe katılıyoruz.” İfadelerini kullandı. Adli yılın millete hayırlı olmasını dileyen Avukat Cavit Tatlı, şöyle devam etti: “ Yeni dönemde çıkarılacak kanunların medeniyet tasavvurumuza uygun olmasını ve daha adil bir dönem olmasını diliyorum. Hukukun üstünlüğü ilkesinin, masumiyet karinesi gibi temel ilkelerin bu yıl içerisinde yüksek hassasiyetle yer almasını temenni ediyorum.”