Nizip ilçesinde bir düğün salonu bahçesinde gerçekleştirilen kongrede konuşan Bakan Gül, açlık grevinde ölen DHKP-C'li Avukat Ebru Timtik’in fotoğrafını, İstanbul Barosu binasına asan baro yönetimine tepki gösterdi.
Gül, "Baro çatısının asla bir illegal yapının, terör örgütlerinin ve marjinal yapılarının propaganda merkezi olması ve arka bahçesi olması kabul edilemez." dedi.
Baroların hukuk kurumu olduğunu ifade eden Gül, yargının yegâne ideolojisinin adalet olması gerektiğini vurguladı.
Barolar içinde tek ideolojinin adalet ve hukuk olması gerektiğini belirten Gül, "Yargının en önemli ayaklarından birisi savunmadır. Onurlu savunma cübbesini giyen avukatlar, yargının bir parçasıdır. Bunu ifa ederken başta onurlu avukatlık cübbesini giymiş, hak ve adalet görevlisi avukat arkadaşlarımızın bu anlamda hukuk dışı bir tutumu kabul etmeyeceğine inanıyorum. Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Türkiye hukuk sisteminin üzerinde hiçbiri güç yoktur." dedi.
1 Eylül'de başlayacak olan adli yıl ile ilgili yenilikler olduğunu belirten Gül, asliye cezalarda artık savcıların da görev alacağını ifade etti.
"E-duruşma aşaması yaygınlaşacak"
Otomatik iyi hal uygulamasının yerine cezaevlerinde kurul oluşturulacağını belirten Gül, e-duruşma sisteminin yaygınlaşacağını ifade ederek, "Tüm tedbirler alındı. Hem pandemi ile mücadele edilecek hem de kamu hizmeti aksamayacak. Özellikle e-duruşma aşaması yaygınlaşacak. 10 yıldır asliye cezalarda savcılar yoktu. Hakim vardı, savunma tarafı vardı ancak iddia tarafı yoktu. 1 Eylül itibariyle savcılar da asliye cezalarda olacak ve adalet adına bu çok önemli gelişmedir." ifadelerini kullandı.
"Amacımız adalete daha hızlı ve güvenli ulaşımdır"
İnsan Hakları Eylem Planı'nın yürürlüğe girmesini hedeflediklerini belirten Gül, "İnsan hakları temelli yaklaşımı ortaya koyacağız. Tüm amacımız adalete daha hızlı ve güvenli ulaşımdır. Yeni dönemde iyi halliğin otomatik olmasından rahatsızlık duyuyoruz. Bunun yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevedeki taleplerimiz meclis tarafından da uygun görüldü. 1 Ocak itibariyle cezaevindeki birisi, kurul tarafından değerlendirilecek, iyi halliliğinden cezaevinden çıkması ya da tahliye olması, gerçekten ıslah olmuşsa oraya geçecek. Bunu da ceza adaleti anlamında çok önemsiyoruz." şeklinde konuştu.
"Hazreti Hüseyin'in yolu yolumuzdur"
Muharrem ayının bolluk ve bereket ayı olduğunu dile getiren Gül, "Şehitlerin efendisi Hazreti Hüseyin'i ve tüm şehitleri rahmetle yad ediyorum. Ehlibeyt yolumuzdur, Hazreti Hüseyin'in yolu yolumuzdur ve kıyamete kadar bu coğrafyada daima bu coğrafyanın sahipleri Hazreti Hüseyin'in yolundan gidecektir. Yezid'in yolundan gitmeyecektir. Yezid siyaseti ve anlayışına karşı çıkmaya devam edeceğiz, Hazreti Hüseyin ve ehlibeytin yolunda olmaya devam edeceğiz millet olarak." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bu günlere kolay gelmediğini ve bağımsızlık yolunda bazı bedellerin ödendiğini söyleyen Gül, bu yolda mücadele eden herkese minnet duyduklarını kaydetti.
Gül, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Karadeniz'deki gaz rezervinin herkese hayırlı olmasını diledi.
Doğu Akdeniz'deki gelişmelere ilişkin Gül, "Biz bu ülkenin menfaatini havada, karada, denizde nerede olursa olsun, bedeli ne olursa olsun korumaya devam edeceğiz, bundan kimsenin kuşkusu olmasın." dedi.
"Bu keşif karşısında millet olarak hepimiz heyecanlandık"
Söz konusu keşif sonrası millet olarak heyecanlandıklarını belirten Gül, "Bu keşif karşısında millet olarak hepimiz heyecanlandık, gurur duyduk ve sevindik. Ama bir baktık ki buna üzülenler, adeta rahatsız olanlar var. Bu milletin kaynakları artacak, cebine daha fazla ekmek ve para girecek, doğalgaz faturası azalacak diye, bu millet için bu memleket için sevinmeyenleri gerçekten Allah'a havale ediyorum. Ama çok şükür bunların sayısı fazla değil. Milletimiz her şeyi görüyor ve farkında. Bu az sayıda olan kişileri de zamanı geldiğinde bu millet sandıkta rehabilite edecektir, hiç merakınız olmasın. Allah hiç kimseyi bu ülkenin menfaatine olan bu duruma üzülecek hale düşürmesin. Çok acı bir tablodur." şeklinde konuştu.
"Ülkemizin tüm meşru haklarını korumaya devam edeceğiz"
"Mavi vatanda verilecek bir damla suyumuz yoktur." diyen Gül, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin hak ve menfaatleri konusunda asla taviz vermeyeceklerini belirterek, şunları söyledi:
"Biz bu ülkenin menfaatini havada, karada, denizde nerede olursa olsun, bedeli ne olursa olsun korumaya devam edeceğiz, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Bugün Doğu Akdeniz meselesi de hükumet ve devlet olarak öncelikle üzerinde durduğumuz bir konudur. Türkiye en uzun kıyı şeridi olan bir ülkedir ve burada hiçbir hakkımızı asla ve asla zayi etmeyeceğiz. Bu ülkenin verilecek hiçbir çakıl taşı olmadığı gibi, mavi vatanda da verilecek bir damla suyumuz yoktur. Doğu Akdeniz'de yürütülmeye çalışılan hukuk dışı hiçbir eylem ve anlaşma geçerli değildir. Uluslararası hukuk ne diyorsa, bu hukukun birliğini ve milletimizin menfaatini korumaya devam edeceğiz. Hiçbir beşerî güç, bizim bu anlamda çabalarımızı engelleyemeyecek. Ülkemizin tüm meşru haklarını korumaya devam edeceğiz." (İLKHA)